Yakova'dan Türkiye'ye suçlama
Abone olKıbrıs Rum kesimi Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu Türkiye'yi Avrupa Birliği (AB) ile 'Kapalıçarşı pazarlığı' yapmakla suçladı.
Yakovu, "bütün tartışmalar kamuoyunu etkilemeye yönelik hile ve
manevralardan ibaretti" dedi. Yakovu, "Abdullah Gül'ün kendi rolünü
oynamak için, 25 dışişleri bakanı ve Hırvatistan Başbakanı’nı
koridorlarda bekletmesi tam bir yüzkarasıydı" dedi. Rum kesimi
radyosuna konuşan Yakovu, Ankara ile yaşadığı gerginliği anlatarak,
toplantı sırasında tepki gösterdiğini belirtti. Yakovu, ‘eğer
Türkler şartları kabul etmiyorlarsa, bu 'Kapalıçarşı pazarlığı'nı
bırakıp giderim’ diyerek diğer AB dışişleri bakanlarını uyardığını
da söyledi. 3 ekim günü, Avrupa Birliği dışişleri bakanları
toplantısının bitmesinin ardından Ankara, gelen Müzakere Çerçeve
Belgesi'ni inceleyerek onay vermiş ardından Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül geç saatlerde Lüksemburg'a gitmişti. Dışişleri Bakanı
Gül, Lüksemburg'a vardıktan sonra AB dönem başkanı İngiltere'nin
Dışişleri Bakanı Jack Straw ve AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi
Olli Rehn'le ortak basın toplantısı yaparak, müzakerelerin
başladığını duyurmuştu. Türkiye veto hakkından vazgeçmedi AB ile
yapılan zorlu müzakere pazalığında anlaşma sağlanmakta güçlük
çekilen konulardan biri de Kıbrıs Rum kesiminin NATO’ya üye olması
durumunda Türkiye’nin veto hakkından vazgeçmesiydi. Bu konu metinde
beşinci madde olarak yer alıyordu. Türkiye, üstü kapalı olarak Rum
yönetiminin olası NATO üyeliğinin engellenmemesi' yönündeki bu
maddeyi kabul etmedi. Kritik bir pazarlık sürecine girildi.
İngiltere bir orta yol buldu ve Türkiye'nin endişelerini giderecek
'Konsey onaylı bir başkanlık açıklaması' hazırladı ve bunun yedinci
paragraf olarak yayımlanmasını öngördü. Rum yönetiminin itirazına
karşı AB müktesebatının parçası haline gelen, dolayısıyla hukuki
bağlayıcılığı olan açıklama şöyle: "Bütün uluslararası kuruluşları
kapsayan Müzakere Çerçeve Belgesi'nin 7'nci paragrafı, AB üyesi
ülkelerin uluslararası kuruluşların veya üyelerinin haklarına ve
karar alma bağımsızlıklarına halel getiriyor şeklinde yorumlanamaz"
Türk diplomatik kaynaklarına göre bu önemli bir kazanım. Bu
açıklama sayesinde, Türkiye'nin gerek NATO, gerekse diğer tüm
teşkilatlarda başka bir ülkenin üyeliğini veto etme hakkı
korunuyor.