Yakalanırlarsa öldürülecekler
Abone olVatan Gazetesi'nden Meltem Günay, 7 yıldır töre cinayetleri ile mücadele eden Ka-Mer'in faaliyetlerini yazdı.
Vatan Gazetesi'nde yer alan habere göre, Güldünya Tören'in
İstanbul'da ağabeyleri tarafından öldürülmesi töre cinayetlerini
yeniden gündeme getirdi. Bu sorunla 7 yıldır mücadele veren Kadın
Merkezi (Ka-Mer) Kurucusu Nebahat Akkoç, konuyla ilgili
sorularımızı yanıtladı: * Siz töre nedeniyle ceza verilen
kadınları, genç kızları korumaya çalışıyorsunuz. Ka-Mer'in
faaliyetleri hakkında bize bilgi verir misiniz? - 1997'den bu yana
töre mağduru kızlarımızı, kadınlarımızı korumaya çalışıyoruz.
2003'te 23 kadın bize başvurdu. 21'ini kurtardık. Diğer ikisi
yaralıydı, onları kaybettik. * Yaralılardan biri recm edilen Şemse
Allak'tı galiba. - Evet. Şemse'yi bulduğumuzda ağır yaralıydı. Bir
süre sonra kaybettik. Şemse gibi bir yaralıyı daha kaybettik. *
Diğer 21 kişiye ne oldu? - Onları kurtarmayı başardık. *
Kurtardığınız insanlar şu anda ne yapıyor? - Kendilerine yeni
hayatlar kurdular. Bazıları sığınma evinde, bazıları ise çok farklı
yerlerde yaşıyor. * Bu yıl başvuru oldu mu? - Evet, bu yılın ilk
iki ayında 4 başvuru oldu. 4'ünü de kurtarmayı başardık. * Yani iki
yılda toplam 25 kişiyi kurtardınız? - Evet hepsini büyük bir
gizlilik içinde koruyoruz. Namus tek neden değil * Gizlediğiniz 25
kişi için ölüm emri mi var? - Evet, hepsi için ölüm emri var. * Tüm
olaylar namus meselesi mi? - Hayır. Bu noktada medyanın neden
olduğu çok yanlış bir kanaat oluştu. Zannediliyor ki, töre cezaları
sadece namus, evlilik dışı ilişki, tecavüz gibi olaylarla gündeme
geliyor. Bu işin temelinde itaatsizlik, konulmuş ölçülere uymamak
var. * Ne tür ölçüler bunlar? - Topluma aileye göre değişiyor.
Örneğin bir kadın başını açtığı için ölüm cezasına
çarptırılabiliyor. Hemen kapı komşusu daha modern bir görünümde ama
onun da şehir dışına çıkması yasak. Çıkarsa cezalandırılıyor. Bir
başka örnek vereyim: Bir kadının aynı mahalledeki bir başka kadınla
konuşması, ahbaplık etmesi yasaklanabiliyor. Burada büyüklerin
sözlerine karşı çıkılarak cevap verilmez. Cevap veren
kızlar-kadınlar ceza alabiliyor. * Kurtardığınız insanları kaçı
namus nedeniyle ceza almış? - 4'ü 5'i geçmez. Diğerleri itaatsizlik
ve konulan ölçülere uymamaktan.... * Bu insanlar size nasıl
ulaşıyor? - Bazıları doğrudan bize geliyor. Bazıları başka
kurumlara, örneğin valiliklere başvuruyor, valilikler de bize
yönlendiriyor. * Kendileri mi geliyorlar? - Bazen kendileri
geliyor. Bazen de aile içinden bir kadın, hatta zaman zaman bir
erkek, ceza verilen kızlara-kadınlara yardımcı olup bize
yönlendiriyor. * Siz, Ka-Mer olarak bu işin altından nasıl
kalkıyorsunuz? - İşin içinde Diyarbakır Valiliği, Emniyet
Müdürlüğü, hastaneler, sivil toplum kuruluşları, Diyarbakır Sanayi
Ticaret Odası da var. Hepsi yardımcı oluyor. Bazı masrafları
karşılıyor. * Bu iş için gerekli parayı nereden buluyorsunuz?
Yeteri kadar bağış alabiliyor musunuz? - Ka-Mer vakıf statüsünde
değil. Bu nedenle bağış alamıyoruz. Bu yıl vakıf statüsü
kazanacağız. Finansmanı lokanta geliri * Peki gerekli finansmanı
nasıl sağlıyorsunuz? - Biz kar amacı gütmeyen, daha doğrusu elde
ettiği geliri sadece bu iş için harcayan bir şirketiz. Diyarbakır,
Batman ve Kızıltepe'de üç lokanta işletiyoruz. * Lokanta gelirleri
yetiyor mu? - Yetmiyor. İsveç'in cinayete kurban giden kadın
Dışişleri Bakanı Anna Lindht Diyarbakır'a geldiğinde bize 25 bin
dolar yardım yapmıştı. Bu para bize nefes aldırdı. Bize yerel sivil
toplum kuruluşları yardımcı oluyor. Örneğin hastane giderleri gibi,
reçete giderleri gibi bazı kalemleri Diyarbakır Sanayi Ticaret
Odası karşılıyor. Ama itiraf edeyim, maddi olarak zorlanıyoruz. *
Güldünya'nın İstanbul'un göbeğinde bir hastanede öldürülmesine ne
diyorsunuz? - Biz, burada bize sığınanları büyük bir gizlilik
içinde koruma altına alıyoruz. Şemse'yi bile 7 ay boyunca koruduk,
hastanede başında durduk ki, aile bir şey yapmasın diye. Ama
İstanbul'daki olayda hastane yönetimi hatalı. Gereken güvenliği,
korumayı sağlayamadılar. * Güldünya da Bitlis'ten kaçıp İstanbul'a
gelmiş. Töre cinayetleri sadece Doğu ve Güneydoğu'ya özgü bir sorun
mu? - İstanbul'da yaşanan olay Güneydoğu orijinli. Ama Türkiye'nin
farklı yerlerinde benzer cinayetler işleniyor. Sayısal farklılıklar
var, yöntemler farklı ama bu sadece bizim değil Türkiye'nin
sorunu.