İsrailli arkeologlar, Kudüs'teki Batı Duvarı'nın altında bulunan sikkelerin dünyanın en kutsal yerlerinden biriyle ilgili yaygın inanışları değiştirebileceğini açıkladı. Yahudiler tarafından "Tapınak Dağı", Müslümanlar tarafından ise "Haremüşşerif" olarak bilinen yerleşkenin M.Ö. 4. yüzyılda ölen Kral Herod tarafından yaklaşık 2 bin yıl önce yaptırıldığına inanılıyordu. İsrailli arkeologlar, Batı Duvarı'nın devasa temel taşlarının altında bulunan sikkelerin Kral Herod'un ölümünden 20 yıl sonra yaşamış Romalı bir valinin mührünü taşıdığını belirtti. Roma Valisi Valerius Gratus'un mührü basılmış sikkeler, bir kısmı Yahudilerin Ağlama Duvarı olarak kutsal sayılan Batı Duvarı'nın sanılanın aksine Kral Herod döneminde inşa edilmediğini gösteriyor. Hz. Muhammed'in (SAV) Miraç gecesi göğe yükseldiğine inanılan Mescid-i Aksa ve altın kubbeli Kubbetüs Sahra'nın yer aldığı Haremüşşerif, hem Yahudiler hem de Müslümanlar tarafından kutsal kabul ediliyor. Ağlama duvarı kim tarafından yapılmıştır? Ağlama duvarı hakkında bilgi verir misiniz? Hz. Süleyman (as), saltanatlı ve azametli bir peygamberdir. O'nun krallığı bu günkü Filistin, Ürdün'ün tamamı ve Suriye'nin bir kısmını içine almakta idi. Hz. Süleyman'ın eserleri arasında, memleketin savunması için inşa ettirdiklerini ilk sırada saymak lâzımdır. Asker sevki için seçilen kilit noktalarda yaptırılan istihkâmlar bu bakımdan çok önemlidir. Hz. Süleyman (as)'ın en mühim eseri , Siyon Dağı'na inşa ettirdiği Mâbed'tir. Babası Hz. Davud (as) zamanında aynı yerde yalnız bir çadır vardı ve bu çadıra Tâbutül-Ahd (Ahid sandığı) konulmuştu. Süleyman Mâbedi veya sadece Mâbed denilen yapının bugün temel duvarlarından bir bölümü kalmıştır. Ağlama duvarı olarak isimlendirilen kısım da bu temeldir. (Osman CİLACI, Şamil Islam Ansiklopedisi) Tarihteki pek çok kavim gibi İsrail oğulları da kendilerine verilen nimetlerin kıymetini takdir etmeyip Cenâb-ı Hakk'a isyan ettikleri için cezalandırıldılar. Semadan perdesiz olarak gelen bıldırcın eti ve helvaya karşı bile nankörlük eden anlayışın, ağaçtan yaratılan nimetleri takdir etmesi kolay değildir. Aslında nankörlük sadece İsrail oğulları için değil, tüm insanlar ya da nefislerimiz için geçerli. Kur’ân-ı Kerim’de belirtildiği gibi İsrail oğulları Cenâb-ı Hakk'a isyan ettiler, kendilerine gönderilen ve onlara iyilikten başka bir şey düşünmeyen masum peygamberleri haksız yere öldürdüler. Ceza olarak işgaller, katliamlar ve sürgünler başladı. Büyük servetler harcanarak inşa edilen saraylar ve mabedler talan edildi ve yakıldı. İşgalden sonra da din düşmanlığında işgalcilerle işbirliği yaptılar. Son olarak da Hz. İsa (as)’a suikast teşebbüsünde bulununca iki bin yıllık sürgün başladı. Rivayet edilir ki, Romalıların yıktığı son mabedin sadece bir duvarını fakirler geri kalanını da zenginler inşa ettirmişlerdi. Romalılar neyi yok ettiklerini göstermek için olsa gerek, duvarın birini bırakmışlar; o da fakirlerin yaptırdığı bugünkü ağlama duvarı. Yavuz Sultan Selim’e kadar Hristiyanların çöplüğü olarak kalan meşhur duvar. (Hasan GÜNEŞ) Tevrât'a Göre Ağlama Duvarının Tarihçesi: Musa (as), Firavun ve ordusunun Kızıldeniz'de boğulup onları izleyememesi sonucu Yahûdileri, Sina'ya getirir. Burada, Sina Dağı'nda, Hz. Mûsâ'ya Tevrât ve On Emir verilir. Yahûdiler Sina çölünde kırk yıl dolaşırlar. Mûsâ'dan sonra Yeşu onları Filistin'e götürür. (Çıkış-Hurûc, VII-XL. Bâblar; Yeşu, I-XXIV. Bâb). Filistin'de Hâkimler ve Krallar devrinden sonra Kral David (Hz. Dâvûd, M.Ö. 1013-973), Kudüs'ü alır ve Yahûdilerin en parlak devresini başlatır. (bk. II. Samuel, V-IX. Bâblar). Oğlu Kral Şelomo (Hz. Süleymân, M.Ö. 973-933), babası tarafından hazırlatılan yere kutsal Mâbed'i inşa ettirir. O zamana kadar bir çadırda korunan ve içinde On Emir tabletleri bulunan mukaddes Ahid Sandığı, Mâbed'in bir odasına konur. (bk. I. Krallar, V-IX. Bâblar). Hz. Süleymân (as)'ın ölümünden sonra krallık, güneyde Yuda (Yahuda), kuzeyde İsrail olmak üzere ikiye ayrılır (I. Krallar, XI-XII. Bâblar vd.). On kabîle, İsrail; ikisi de, Yuda Krallığına bağlanır. Önce İsrail Krallığı, Asurlular tarafından M.Ö. 721'de; sonra da Yuda Krallığı Babilliler tarafından M.Ö. 586'da yıkılır. Mâbed tahrîb edilir ve Yahûdiler, Babil'e sürgün edilir. Sürgünde Yahûdi halkı, Ezra'nın çevresinde birleşir ve M.Ö. 538'de Kudüs'e döner. Mâbed, M.Ö. 520'den sonra yeniden onarılır. (bk. Daniel, Ezra, Ester). Yahûdi Mukaddes Kitabı, önceki peygamberler kadar, sonraki peygamberlere de yer verir. Bâbil Sürgünü döneminde İşaya, Yermiya (Yeremya) gibi peygamberler gelmiştir. İlya-Mesih'ten önceki peygamber, Malaki'dir. Yahûdi tarihinde Kudüs, İskender'den sonra Ağidler, Selefkîlerin eline geçti. Mâbed (Tapınak), M.Ö.168'de yağma edildi. Makkabîler, yeniden hâkimiyeti sağladılarsa da, M.Ö. 63'de başlayan Roma esâreti dönemi, M.S. 70'de Roma'lı komutan Titus'un, Kudüs'ü ve bu arada Mâbed'i de yakıp-yıkmasıyla sonuçlandı. Yahudiler, dünyanın her tarafına dağıldılar. Mâbed'den arta kalan Batı Duvarı (Ağlama Duvarı) yüzyıllarca onlarda millî ve dinî şuûru ayakta tutmuştur. Mesîh inancının verdiği ümit, onlarda bu şuûrun devamlı varlığını sürdürmesini temîn etmiştir. (Şamil İslam Ans.) kaynak: bugün