Yabancı dilli yükseköğretime izin yok
Abone olMumcu, yaptığı basın toplantısında yükseköğretim alanında yapılacak yeni düzenlemelere ilişkin bilgi verdi.
Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK),
''Yükseköğretim Eşgüdüm Kurulu'' olarak yeniden düzenleneceğini ve
bu kurulda sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de yer
alacağını söyledi. Konuya ilişkin düzenlemeleri gerçekleştirmek
için internet üzerinden tartışma başlattıklarını, sivil toplum
örgütleri, üniversiteler ve eğitimle ilgili tarafların görüş ve
önerilerini aldıklarını anımsatan Mumcu, bu çerçevede yapılacak
değişiklikler konusunda bir taslak hazırladıklarını ifade etti.
Mumcu, hazırlanan taslağın, bilim adamları ve akademisyenlerden
oluşacak bir çalışma grubunun 23-24 Şubat günlerinde yapacağı
toplantılarda ele alınarak son şeklinin verileceğini bildirdi.
Taslağı, 26 Şubat'ta Bakanlar Kurulu'na sunacaklarını kaydeden
Mumcu, bu süreçte de eleştirilere, görüş ve önerilere açık
olacaklarını belirtti. Bakan Mumcu, yükseköğretimle ilgili
Anayasa'da da bazı değişiklikler yapmayı planladıklarını anlattı.
Üniversitelerin bilimsel, idari ve mali açılardan özerk hale
gelmelerinin anayasal güvence altına alınacağını kaydeden Mumcu,
Üniversitelerarası Kurul'un anayasal bir kuruluş haline
getirilmesinin amaçlandığını ifade etti. Mumcu, YÖK'ün, sivil
toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de bulunacağı,
''Yükseköğretim Eşgüdüm Kurulu'' olarak yeniden düzenlenmesinin
öngörüldüğünü kaydetti. Rektör seçiminde ''Yükseköğretim Eşgüdüm
Kurulu''nun yetkisinin olmayacağını belirten Mumcu, dekan
atamalarında da bu kurulun yetkisinin kaldırılacağını bildirdi.
''Hem anayasal hem de yasal güvencelerle siyasetin ve üniversiteler
dışındaki kurumların üniversitelere müdahalesi tamamıyla
kaldırılmıştır'' diyen Mumcu, yükseköğretim kurumlarındaki disiplin
ve ceza konularında yönetmelik yapma yetkisinin Üniversitelerarası
Kurul'a bırakılmasının öngörüldüğünü ifade etti. Bakan Mumcu,
üniversitelerde öğretim dilinin Türkçe olması esasının da teminat
altına alınacağını söyledi. Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu,
üniversitelerde öğretim dilinin Türkçe olmasının teminat altına
alınacağını belirterek, ''Yabancı dille öğretim yapan yükseköğretim
kurumlarının öğretim programlarına izin verilmeyeceğini'' bildirdi.
Mumcu, yükseköğretim alanında yapılacak yeni düzenlemelere ilişkin
bilgi vermek amacıyla, Milli Eğitim Bakanlığı Başöğretmen
Salonu'nda basın toplantısı düzenledi. Yükseköğretim sisteminin
reforma tabi tutulması konusunda uzun yıllardır tartışmaların
sürdüğünü kaydeden Mumcu, bu tartışmaların 58. Hükümet
kurulduğundan beri yoğunlaştığını ve ''50 gündür Milli Eğitim
Bakanlığı'nın öncülüğünde yürütülen demokratik müzakere sürecinin
devam ettiğini'' söyledi. Bu kapsamda eğitim ile ilgili tarafların
çeşitli kanallarla görüş ve önerilerini aldıklarını ve geniş
kapsamlı katılım sağlandığını anlatan Mumcu, bunları toplu olarak
değerlendirip bir taslak hazırladıklarını kaydetti. Mumcu, taslağı
hazırlarken akademik yayınları, daha önce TBMM'de gündeme gelmiş
yasa teklif ve tasarıları ile üniversitelerce geçmiş dönemlerdeki
hükümetlere iletilen talepleri de göz önünde bulundurduklarını
belirtti. Taslağın ''değişmez bir metin olmadığını'', bundan sonra
da kamuoyunun ve akademik çevrelerin katkısına açık olacağını
anlatan Mumcu, şunları söyledi: ''Bu taslak, bugünden itibaren
üniversitelere resmi bir yazıyla gönderilecektir. Siyasi partilere,
parti gruplarına, ilgili sivil toplum kuruluşlarına
gönderilecektir. 22-23 Şubat günlerinde de, rektörlük, dekanlık
yapmış, bu alanda araştırmaları bulunan bilim adamı ve
akademisyenlerden oluşan bir grupla atölye çalışması yaparak
taslağı değerlendireceğiz. Bakanlıklara, üniversitelere ve sivil
toplum kuruluşlarına gönderip, yeniden gözden geçireceğiz ve
Bakanlar Kurulu'na sunacağız.'' Mumcu, taslağı 26 Şubat'ta Bakanlar
Kurulu'na sunacaklarını, bu süreçte de eleştiri ve önerilere açık
olacaklarını ifade etti. Taslağı uygulamaya geçirmek için, Bakanlar
Kurulu'nda takvimin nasıl işleyeceğini şimdiden öngöremeyeceğini
belirten Mumcu, ''Ancak Bakanlar Kurulu'nun bir üyesi olarak,
hükümetimizin bu konulara ilişkin genel tutumunu teyit etmek için
şunu söylemek istiyorum: Biz nasıl açık bir süreç kurgulamışsak,
bundan sonrası da böyle olacak'' dedi. ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Yükseköğretim sistemiyle ilgili Anayasa değişikliği yapmayı
amaçladıklarını anlatan Mumcu, şöyle konuştu: ''İşin en önemli
kısmı, Anayasa'da yapılacak değişikliklerle üniversitelerin
özerkliğinin teminat altına alınmasıdır. Bir Anayasa değişikliği
tasarısı getiriyoruz. Anayasa'nın 130 ve 131. maddelerinde
yapılacak değişikliklerle, üniversitelerin özerliğini anayasal
güvence altına alıyoruz. Anayasa'nın 130. maddesinde
üniversitelerin sadece bilimsel özerkliğine ilişkin bir hüküm
vardır. Mevcut Anayasamız'a göre üniversiteler bilimsel açıdan
özerk, idari ve mali açıdan özerk değildir. Bu yaklaşımı
değiştiriyor, üniversitelerin hem bilimsel, hem de idari ve mali
açılardan özerk kurumlar haline gelmesini anayasal güvenceye
bağlıyoruz.'' Üniversitelerarası Kurul'u anayasal bir kuruluş
haline getirmeyi öngördüklerini belirten Mumcu, ''Üst kuruluşlar
kurgusu içinde önde yer almak ve üniversite hayatına ilişkin tüm
akademik nitelikteki ölçütleri belirlemek üzere, bir
Üniversitelerarası Kurul, anayasal bir kuruluş olarak yeni Anayasa
değişikliğinde hayata geçirilmektedir'' dedi. ''YÖK'', ''YEK''
OLACAK Mumcu, Anayasa'da yapılacak değişiklikler kapsamında bugünkü
YÖK'ün; araştırma, planlama ve eşgüdümü sağlama işlevlerini
üstlenen bir ''Yükseköğretim Eşgüdüm Kurulu (YEK)'' olarak yeniden
yapılandırılacağını bildirdi. Mumcu, YEK'te sivil toplum
kuruluşlarının temsil edileceğini, üniversitelerin yönetim
kurullarında da sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin
bulunmasının amaçlandığını belirtti. Akademik özgürlüklerin güvence
altına alınarak, ''idari makamların keyfi tasarrufta bulunabilme
imkanının ortadan kaldırılacağını'' ifade eden Mumcu, akademik
unvanların kazanılmasına ilişkin ölçütlerin Üniversitelerarası
Kurul'ca belirleneceğini dile getirdi. Rektör seçimlerinde
''YEK''in yetkilerinin kaldırılacağını'' kaydeden Mumcu, rektörün
''üniversitenin demokratik süreçte yapacağı seçimle ve
Cumhurbaşkanı'nın iradesiyle'' göreve geleceğini söyledi. Dekan
atamalarında da YEK'in yetkisi bulunmayacağını belirten Mumcu,
dekanların da fakülte öğretim üyelerinin yapacağı seçimle işbaşına
geleceğini belirtti. YÖK'ÜN DİSİPLİN VE CEZA YETKİLERİ KALDIRILIYOR
''YÖK'ün disiplin ve ceza yetkileri kaldırılmış, öğretim üyelerine
uygulanacak disiplin yönetmeliğini yapma yetkisi Üniversitelerarası
Kurul'a bırakılmıştır'' diyen Mumcu, şunları söyledi: ''Hem
anayasal, hem yasal güvencelerle siyasetin ve üniversite dışı
kurumların üniversitelere müdahalesi tamamıyla ortadan
kaldırılmıştır. Söz gelimi en çok tartışma konusu edilen
hususlardan biri olan rektör atamalarında hükümetin yetkisi
kaldırılmış, bu yetki tamamen YEK ve Cumhurbaşkanı'na
bırakılmıştır. Esas itibariyle mevcut kanunun verdiği yetki
hükümete verilmiş yetkidir ancak burada yine demokratik bir
yaklaşımı benimsiyoruz.'' ''ÖĞRETİM DİLİ TÜRKÇE OLACAK'' Yapılacak
düzenlemeyle, öğretim dilinin Türkçe olmasının da teminat altına
alınacağını vurgulayan Mumcu, şöyle konuştu: ''Türkçe dışında
öğretim yapan yükseköğretim kurumlarının mevcut durumları,
Üniversitelerarası Kurul'un belirleyeceği ölçütlerle gözden
geçirilecek. Bu yeterliliklere uyanların durumu muhafaza
edilecektir. Ancak bundan sonra yabancı dille öğretim yapan
yükseköğretim kurumlarının öğretim programlarına izin
verilmeyecektir. Esas itibariyle getirilen sistem, yükseköğretimde
öğretim dilinin Türkçe olmasının temel esas haline
getirilmesidir.'' Mumcu, mali hükümlere ilişkin çalışmaları Maliye
Bakanlığı ile yürüteceklerini, bu konuda daha önce TBMM'de gündeme
gelen yasa tasarısını dikkate alacaklarını sözlerine ekledi. Milli
Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, yapılan düzenleme ile ÖSYM'nin
özerkliğini artırmayı amaçladıklarını ifade ederek, ''YÖK'e bağlı
kuruluş olarak çalışacak. Ama söz gelimi ÖSYM Başkanı'nın tek
kişinin iradesiyle atanması gibi bir yanlıştan Türkiye'yi
kurtaracağız'' dedi. Mumcu, yükseköğretim alanında yapılacak yeni
düzenlemelere ilişkin yaptığı basın toplantısının ardından
gazetecilerin sorularını yanıtladı. Reform çalışmaları sürecinde
YÖK ile yaşanan gerginliğe ilişkin soru üzerine Mumcu, gizli saklı
işler yapmadıklarını ifade ederek üniversitelerin özerkliğini
Anayasal teminat altına almayı amaçladıklarını söyledi. ''Kimsenin
niyetini yargılamak durumunda değiliz, kimsenin bizim niyetimizi
sorgulamaya hakkı olduğunu da düşünmüyoruz'' diyen Mumcu, ortaya
konulan çalışmanın eleştiriye açık olduğunu ve bu yöndeki
eleştirilere de her zaman saygı duyduklarını belirtti. Mumcu, ''Ama
bilimsel ve düşünsel katkıda bulunmak yerine slogan söyleyerek işi
mecrandan çıkarmak isteyenler de olabilir ama bizim yapabileceğimiz
bunlara muhatap olmayarak toplumun böyle bir reform sürecinden
beklediği azami faydaya ulaşmasına katkıda bulunmak'' diye konuştu.
Mumcu, polemik istemediklerini belirterek, bunun topluma bir fayda
getirmeyeceğine inandıkları vurguladı. Acil Eylem Planı'nda yer
alan ÖSYM'nin özerk bir kurum olacağına ilişkin ifade hatırlatarak,
bu yönde bir değişiklik yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine
Mumcu, ÖSYM'nin ''son derece saygın ve verimli çalışan bir kurum''
olduğunu belirtti. Getirdikleri tasarıyla kurumun özerkliğinin
tahkim edilmesini sağlayacaklarını kaydeden Mumcu, ''Tasarıya
baktığınız zaman her türlü siyasi müdahaleye dün olduğundan bugün
daha kapalı, özgürlüğü, özerkliği daha çok teminat altına alınmış
bir yapı göreceksiniz'' dedi. ''YÖK'ten bağımsız olacak mı?''
şeklindeki soruya da Mumcu, ''Hayır bağımsız çalışmayacak, bağlı
kuruluş olarak çalışacak. Ama söz gelimi bir il milli eğitim
müdürünün atanması bir 3'lü kararname prosedürüne,
Cumhurbaşkanı'nın onayına bağlıysa ÖSYM başkanının tek kişinin
iradesiyle atanması gibi bir yanlıştan Türkiye'yi kurtaracağız''
yanıtını verdi. ÖĞRENCİLERİN TEMSİL HAKKI... Üniversitelerarası
Kurul'un objektif bir kurul olmasını nasıl sağlayacağı sorusuna
karşılık Mumcu, kurulun üniversitelerde seçilecek öğretim
üyelerinden oluşacağını bildirdi. Başka bir soru üzerine Mumcu,
''akademik ölçütleri belirlemekle ilgili bir üst kurul olarak
Üniversitelerarası Kurul, üniversitelerin hükümetle ve
birbirleriyle eşgüdümünü sağlamak için eşgüdüm kurulu
oluşturulduğunu'' belirtti. Mumcu, çalışmaya son şeklinin TBMM'de
verileceğini ve ''sürecin Mart ayı içinde tamamlanabileceğini
düşündüğünü'' belirterek, çalışmanın Meclis'e anayasa
değişiklikleriyle eş zamanlı gelmesinin çok mümkün olduğunu
söyledi. Başka soru üzerine Mumcu, öğrencilerin senatolarda ve
fakülte kurullarında, üniversite çalışanlarının da yönetim
kurullarında temsil edileceğini belirtti. Mumcu, ''Getirdiğimiz
yeniliklerinden bir tanesi üniversite yönetiminde öğrencilerin
temsil edilmesidir. Mali hükümler içindeki hazırlıklarda
göreceksiniz üniversiteye ait kaynakların bir kısmının öğrenci
konseyleri eliyle kullanılmasını da kanun hükmü haline
getireceğiz'' diye konuştu. Bakan Mumcu, Cumhuriyet tarihinde ilk
defa bir yasanın tüm safhaları ve ayrıntılarının toplumun tüm
tarafların gözü önünde bu kadar açık ve şeffaf bir şekilde
yapıldığını belirterek, ''Hala birileri kendilerince
yakıştırdıkları bir takım niyetler üzerinden ithamlarda bulunmaya
devam ediyorlar. Ama onlara yapılacak çok fazla birşey yok galiba.
Bu da demokrasinin sunduğu başka bir imkan'' dedi. OKULLARDAKİ
ISINMA SORUNU Mumcu, İstanbul'daki okullarda yaşanan ısınma
sorununa ilişkin soru üzerine de İl Milli Eğitim Müdürü ile
görüştüğünü ve sorunun tamamen çözüldüğünü öğrendiğini bildirdi.
Valilerin değişim sürecinin de olayda etkili olduğunu ifade eden
Mumcu, sorunun yalnız İstanbul ile sınırlı olmadığının belirtilmesi
üzerine, ''Her yerde sorun ihale kanunun nasıl uygulanacağına
ilişkin bilgi yetersizliği ve yanlış anlamalardan kaynaklanıyor''
dedi.