Yabancı asker tamamen çekilecek
Abone olMilliyet yazarı Fikret Bila ABD-Türkiye arasındaki görüşmelerin geldiği son noktayı kaleme aldı.
Türkiye ile ABD arasındaki görüşmeler büyük ölçüde çözüme
bağlandı. Türkiye, ABD askerlerinin ülkeden çıkışının garantisi ve
Kürt sorunu eksenli olarak Irak’ın siyasi birliği ve Türkmenlerin
korunması yönünde ağırlık koydu. Başbakan Abdullah Gül ve
hükümetteki eğilim, asker gönderme ve yabancı asker bulundurmaya
ilişkin Meclis’e tek tezkere sevk edilmesi yönünde. Asker gönderme
ve yabancı asker bulundurma hususlarının ayrı ayrı tezkereler
halinde Meclis’e sunulmasının istenmeyen sonuçlar doğurabileceği ve
ABD ile stratejik işbirliği anlayışını zedeleyebileceği düşüncesi
hakim olunca, hükümet tek tezkere gönderilmesi eğilimine girdi. Bu
konu bugün yapılacak Bakanlar Kurulu’nda karara dönüştürülecek.
SINIRLANDIRILACAK Başbakan Gül ve hükümetin üzerinde durduğu bir
diğer konu da tezkerenin içeriği. Türkiye’ye gelecek ABD
askerlerinin kalış sürelerinin kontrol altında tutulması ve
operasyon bittikten sonra Türkiye’de yabancı asker kalmaması için
hükümet, tezkereyi "dönüş garantili" olarak düzenlemek istiyor. Bu
nedenle söz konusu tezkerenin yabancı asker bulundurmayla ilgili
bölümünün zaman, mekân ve olayla sınırlandırılması düşünülüyor.
Üçer aylık süreler ile Irak operasyonun bitimiyle sona erecek bir
tezkere ile ABD askerlerinin Türkiye’yi terk etmelerinin garanti
altına alınması hedefleniyor. Aynı şekilde, operasyonun
sonuçlanmasıyla birlikte üslerdeki faaliyetlerin de durdurulmasını
öngören bir sınırlamanın tezkerede yer alması amaçlanıyor. ABD
askerlerinin dönüşünü garanti etmek amacıyla benzeri bir ifadenin
mutabakat zaptına da konulması Türkiye’nin istekleri arasında.
Hükümetin BM’den ikinci karar çıkmadan TBMM’den izin çıkarılmasının
Anayasa’nın 92. maddesine göre meşru olup olamayacağı konusuna da
açıklık getirdiği öğrenildi. Hükümetin bu konuya açıklık getirmek
üzere gayri resmi olarak Anayasa Mahkemesi’nin görüşlerini aldığı
ve tek meşruiyet kaynağının TBMM olduğu yönünde görüş bildirildiği
kaydediliyor. BM’nin ikinci kararı ve geniş katılımlı bir
koalisyonun kararın dayanaklarını güçlendirecek unsurlar olmakla
birlikte, meşruiyet kaynağını sadece TBMM’nin oluşturacağı görüşüne
varıldı. TÜRKMENLERE GÜVENCE Görüşmelerin siyasi ayağında Türk
tarafının üzerinde en çok durduğu konu Irak’ın siyasi birliği ve
Kürt gruplarla Türkmenlerin durumu. Ankara, Türkmenlerin durumuyla
ilgili olarak anayasal güvence verilmesinde ısrar etti. ABD
tarafının, "Araplar, Kürtler, Türkmenler, Asuriler, Keldaniler"
biçimindeki etnik hiyerarşi sıralamasına itiraz etti. Ankara, üç
asli unsur olarak "Araplar, Kürtler, Türkmenler" ifadesinin
kullanılmasını, Asuriler ve Keldanilerin "diğerleri" ibaresiyle
anılmasını veya, üç asli unsurdan sonra diğer unsurların "ve" ile
ayrılmasını istedi. Irak’ın sınır bütünlüğünün korunması, etnik
temele dayanmayan bir yapılanmaya gidilmesi, doğal kaynakların
merkezi Bağdat yönetimi tarafından tasarruf edilmesi biçiminde
özetlenebilecek bir yeni Irak yaklaşımında ısrarlı oldu. ABD tarafı
Ankara’nın bu ısrarı karşısında bu çizgiye daha yakın bir görüşe
geldi. PKK NE OLACAK? Ankara’nın kafasını meşgul eden bir diğer
sorun da PKK - KADEK’in ne olacağı. Ankara, operasyonla birlikte
PKK’nın sadece Türkiye’nin değil ABD’nin de sorunu olacağını
düşünüyor. PKK - KADEK’i terör listesine alan ABD’nin Kuzey Irak’ta
istikrar ve güvenliğin sağlanması açısından bu örgüte karşı da
tutumunu belirlemesi, Ankara’nın beklentileri arasında. Türkiye,
operasyon süreci ve sonrasında Kuzey Irak’ta istikrarın ve
güvenliğin sağlanması açısından ABD’nin Ankara’yla işbirliği ve
yaklaşım ortaklığı içinde olması gerektiğini savunuyor. Bu nedenle
de ABD’nin, PKK - KADEK’le ilgili olarak yaklaşımını netleştirmesi
ve Türk tarafına bildirmesini bekliyor. UYUM DİKKAT ÇEKİYOR Türkiye
ile ABD arasındaki görüşmeler sürerken Ankara’da Başbakanlık,
Dışişleri ve Genelkurmay arasında uyumlu bir çalışma sergilendiği
gözleniyor. Bu uyumun müzakerelerde Türk tarafının pozisyonunu
güçlendirdiği ve etkinliğini artırdığı da hem siyasi hem askeri
çevrelerce vurgulanıyor. Hükümet ve Genelkurmay, müzakereleri
yürüten Büyükelçi Bölükbaşı ve heyetinin çalışmalarından çok memnun
görünüyor. ‘Köprü kredisi’ çözüm olabilir Ekonomik paket
görüşmelerinde ise ABD’nin gösterdiği yeni açılım Ankara tarafından
kabul edilebilir nitelikte bulunuyor. Yapılan son görüşmeler
sonucunda ABD’nin getirdiği öneri, "4+2+10.6" olarak formüle
edildi. 4 milyar doları nakit, 2 milyar doları FMS (askeri malzeme
alımı) olmak üzere 6 milyar dolar hibe ve 10.6 milyar dolar dört
yılı geri ödemesiz uzun vadeli düşük faizli kredi sağlanması.
Ankara bu öneriye bazı koşullarla sıcak yaklaştı. Türk tarafı, 4
milyar dolarlık nakit hibenin ABD Kongresi’nin kararı beklenmeden
bir kısmının Türkiye’ye peşin olarak aktarılması amacıyla köprü
kredisi yöntemi önerdi. Bu formül üzerinde çözüme yaklaşıldı. Kürt
silahlarının dökümü alındı Türkiye ile ABD arasındaki müzakerelere
önemli sorunlardan birini oluşturan Kürt grupların
silahlandırılması konusunda da Ankara ödün vermedi. Kürt gruplara
dağıtılacak silahların savunma amaçlı hafif silahlar olması ve
dağıtılacak silahların envanterinin Genelkurmay’a verilmesi
talepleri, ABD tarafından kabul edilmiş görünüyor. Kürt gruplara
dağıtılacak silahların dökümü, bu yaklaşımdan sonra Türk askeri
yetkililerine verilmiş durumda. FİKRİNİZİ NETLEŞTİRİN Silahların
toplanması ve milis nitelikle silahlı güçlerin dağıtılması
konusunda ise ABD acele etmek istemiyor. Bu sorunun Irak’ın yeniden
yapılandırılmasında tek ordu oluşturulurken, çözüleceğini savunan
ABD tarafına karşılık, Ankara, ordulaşma amacı taşıyan bu grupların
savaş sonrası silahsızlandırılmasını istiyor. Ankara’nın ABD’ye
karşı güvensizliği bu noktada ortaya çıkıyor. Türk tarafı
yetkilileri, ABD’nin Kürt sorununda görüş netleştirmesini
istiyor.