Ya o iş kazasını geçirmeseydi...
Abone olDünyayı yasa boğan Soma’daki maden ocağında çalışan bir işçinin faciadan 1 gün önce geçirdiği iş kazası, hayata tutunmasını sağladı. Yürümek...
Dünyayı yasa boğan Soma’daki maden ocağında çalışan bir işçinin
faciadan 1 gün önce geçirdiği iş kazası, hayata tutunmasını
sağladı. Yürümekte güçlük çektiği şiş ayağıyla maden ocağında can
veren akrabalarının cenazesine katılan Yılmaz Yıldırım, "Raporlu
olmasam ben de o gün madende olacaktım" dedi.
Soma ilçesindeki madende dokuz yıldır çalışan Yılmaz Yıldırım’ın
(31) faciadan bir gün önce maden ocağında ayağına bir taş parçası
düştü. Hastaneye götürülen Yıldırım’a doktor, 10 gün rapor verdi.
Ertesi gün yaşanan maden kazasında onlarca mesai arkadaşı ile amca
çocukları İlkay ve Sami’yi kaybeden Yılmaz Yıldırım’ın yaşadığı
şok, bununla kalmadı. Zira 11 kişinin hayatını kaybettiği İzmir’in
Kınık ilçesine bağlı Elmarede köyündeki cenaze törenine giden
Yılmaz, yeğenlerinden birinin cesedinin yanlışlıkla gönderildiği
Balıkesir’de toprağa verildiğini öğrendi. İki çocuk babası İlkay
Yıldırım’ın cenazesi 9 arkadaşı ile birlikte toprağa verilirken
yanlışlıkla Balıkesir’de defnedilen Sami Yıldırım da kazılan
mezarından çıkarılarak tekrar köyüne gönderildi. Şok üstüne şok
yaşayan Yıldırım, 9 yıldır çalıştığı madende başına gelenleri
anlattı.
Madenin daha önceki işletmecisi döneminde yaşam bacaları olduğunu,
fakat sahiplerinin değişmesinin ardından bu bacaların maliyet
yüksekliği sebebiyle kaldırıldığını anlattı. Yaşam bacasının bölge
bölge gezmesi gerektiğini ifade eden Yıldırım, başından geçen iş
kazasını şöyle anlattı:
"Faciadan bir gün önce, yer altında çalışırken ayağıma taş düştü.
Ortopedi doktoru bana 10 gün rapor verdi. Raporlu olmasam bende
orada olacaktım."
Cenaze töreni için geldiği Elmadere köyünde 17 kişinin facianın
yaşandığı madende çalıştığını kaydeden Yıldırım, aralarında iki
yeğenimin de bulunduğu 11 kişi vefat etti. Aralarında amcamın oğlu
olan iki yeğenim de bulunuyordu" diye konuştu.
Facianın ardından sendikanın istifa etmesi gerektiğini kaydeden
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sendika seçimlerimde kendi
yönetimimizi seçmek istediğimizde, şirket bize çıkış veriyordu.
Elimize zarf tutuşturup, bize zorla şirketin sendikası için oy
kullandırıyorlardı. Adil bir sendika seçimi yapamıyoruz. Müdürler
ne istiyorsa onu yapmak zorunda kalıyoruz. Sendika, şirket ve
devletin sendikasıdır. Kesinlikle işçinin sendikası değil. Şirket
ne derse zorla onu yapıyoruz dinlemeyenlere çıkış veriliyor."
(İHA)