Ya Erdoğan'a bir şey olursa

Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Başbakan Erdoğan bir anda ortadan kayboldu ve 3 gün sonra sürpriz bir ameliyatla haberdar olduk. Peki onun olmadığı bir senaryoda Türkiye'yi neler bekliyor?

AĞIR HASTALIĞI MI VAR?

Bağırsak ameliyatı olan Başbakan Erdoğan herkesi korkuttu. Herkes için büyü bir sürprizdi. En son Cuma günü basın tarafından görüntülenen Erdoğan, gayet sağlıklı görünüyordu. Hastalığının tam olarak ne olduğunu kimse bilmiyor, bilgi de verilmiyor. Bilinen ise Cuma akşamı Kısıklı'daki evinde rahatsızlandığı ve Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sindirim sistemi ameliyatı olduğu. 

BİLGİLER NET OLMAYINCA

Gelişmeler kamuoyu ile tam olarak paylaşılmadığı için söylentiler kaçınılmaz oldu. Ağır hasta olduğu ve kamuoyundan gizlendiği kulaktan kulağa fısıldanıyor. Ancak resmi açıklamada "Doktorların gerekli gördüğü istirahatın ardından, Sayın Başbakanımız çalışmalarına başlayacaktır" ifadelerine yer verildi. Bu istirahatın ucu açık ve kaç gün ya da kaç hafta olacağı da belli değil.

HEP ÖNDE

Erdoğan'ı bir adım öne çıkaran en önemli artısı, sözünü dinletebilmesi, inandırıcı olması ve öyle ya da böyle "sahici" yönünü kullanabilmesi. Son 17 yılda siyaset sahnesinden inmedi. Belediye başkanlığı dönemi, hapisteki günleri ve kurduğu partinin 1 yıl sonra tek başına iktidar olmasıyla sürekli gündemde kaldı. Karizması, hitabeti ve "Kasımpaşalı" duruşuyla kitleleri peşinden sürükledi. Nihayetinde

YAPTIKLARI VE YAPAMADIKLARI

Seveni kadar nefret edeni de çok oldu. AB ile üyelik müzakereleri için masaya oturdu. Enflasyonu aşağı indirdi, bütçe disiplininden taviz vermedi. 2004 yılındaki hamlesiyle Kıbrıs'ı kabus olmaktan çıkardı. Sakıncalı konuların üzerine cesaretle gitti. Askeri vesayetin belini kırmasıyla öne çıktı. "One minute" çıkışıyla İsrail'e diklenerek dış dünyada popülaritesini yükseltti. Nihayetinde ünlü Time dergisine "Erdoğan'ın yolu" başlığıyla kapak oldu.

Ergekenon, Balyoz ve Oda TV operasyonları sonrasında "kendi vesayetini" kurmakla eleştiriliyor. Kürt sorununda hayli mesafe alsa da, terör örgütü PKK'yı dağdan indiremedi. Kayıt dışı ekonomiye çözüm bulamadı. Son üç yılda kendisinden kaynaklanmayan küresel krizin tehdidini hissediyor. 

2012'DE NELER BEKLENİYOR?

Görüldüğü üzere tablo böyle. 74 milyon insanı mutlu etmek, 88 yılın biriken sorunlarını halletmek o kadar kolay değil elbette. 2012 ekonomi açısından "hassas" bir yıl olacak. Çok umut bağlanan yeni anayasanın kaderi yine bu yıl içinde belli olacak. Siyasi açıdan Türkiye'nin önündeki en büyük sorun Kürt meselesi. Bu sadece Erdoğan'ın değil ülkenin sorunu aynı zamanda.

ERDOĞAN BELİRLİYOR

Erdoğan'ın neden önemli ve belirleyici rol olduğu Kürt açılımında ortaya çıktı. Öcalan ve PKK ile "masaya" oturduğunda kimse itiraz etmedi. Muhafazakar basın ve kamuoyundan bir iki "çatlak ses" dışında muhalefet olmadı. Aynı şekilde PKK'nın Silvan baskını sonrası PKK'ya karşı başlattığı fiziki ve "psikilojik savaşın" ve İmralı'yı "tecrit" politikasının baş mimarı yine o oldu. Dolayısıyla belirleyici olan politikaya yön veren Erdoğan'ın ta kendisi..

KILIÇDAROĞLU YAPABİLİR Mİ?

Bir an için Erdoğan'ın olmadığını düşünelim. Ana muhalefetin lideri Kılıçdaroğlu alternatif olabilir mi? Kritik soruya gelinen sürece bakıldığında "evet" demek çok zor. CHP seçmeniyle yapılan anketler ve ana muhalefe sıcak bakan yazarlar, yönetimden memnun olmadıklarını yüksek sesle dile getiriyor. "Kimlik bunalımı" yaşadığı görünen CHP'nin, daha geniş kitlelere çözüm önerilerini nasıl anlatacağı ve ikna edeceği şüpheli. Kılıçdaroğlu'nun iyi niyetli çabaları "gerçekler" karşısında yetersiz kaldığı bir gerçek.

BALIKESİR ÖRNEĞİ

Üstelik kendi teşkilatında Önder Sav ekibinin "ayak sesleri" her geçen daha fazla duyuluyor. Geçtiğimiz Pazar günü Balıkesir İl Kongresi'nde Genel Merkez'in desteklediği isim aday olabilmek için yeterli imzayı bile toplayamadı. Sav'ın adayına karşı genel merkezin destek verdiği "sol kanadın" adayı seçimi kıl payı kazandı. Bir çok il yönetimi ile MYK'nın arasının açık olduğu sır değil.