Ya bendensin ya da hainsin
Abone olKürt yazar Orhan Miroğlu'nun 'silahları gömmek' adlı kitabında bahsettiği üç ismi hatırlayan var mı?
Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Terör örgütü PKK'nın yönetim
biçimi olan KCK'ya en büyük eleştiri yine Kürt siyasi hareketin
içinden gelen bir isim yaptı. Orhan Miroğlu'ndan bahsediyoruz.
Hapishade yatan ölümlerden dönen ve şimdi zaman zaman PKK'nın ölüm
tehditleriyle anılan bir figür kendisi.
1.5 yıl önce HPG'nin sitesinden "Bıçağın altında dolaşıyor" diye tehdit edilen Miroğlu, Taraf'ta yazarlık yapıyor. Kürt aydını önceki gün piyasaya çıkan "Silahları Gömmek" adlı kitabı günümüz tartışmalarına ayna tutması açısından önemli. Uludere olayında sonra yeniden gündemin ilk sıralarına tırmanan terör ya da Kürt sorununa bakışta çarpıcı tespitlerde bulunuyor.
"KCK TARİH DIŞI"
Kürt hareketinin "yönetim sosyolojisi" olarak tarif edilen KCK'yı Orhan Miroğlu, "tarih dışı" ve hatta "zaman dışı" anlayış olarak niteliyor. Bu hareketin içinden gelmiş olan Miroğlu, BDP'yi güçlendirerek Türkiye toplumuna güven kazandırılması gerektiğine inanıyor.
ÖRGÜT HALKI ŞEKİLLENDİRİYOR
Miroğlu'nun desteklenmesini istediği BDP'nin önümüzdeki süreçte alacağı tavır önem kazanıyor. BDP'lilerin dilinden düşürmedikleri silah bıkakan ETA örneğinden hem devletin hem de Kürt hareketinin alacağı dersler var. Bask'da sadece ETA yok. Orada birçok milliyetçi parti var ve eleştirilebiliyorlar. Örgüt halkı "şekle sokmuyor", aksine halkın taleplerine örgüt kulak vermek durumunda.
HAYALDEN UYANMA VAKTİ
Miroğlu kitabında kitabında "PKK'nın ve Öcalan’ın hayalden uyanması, silahlı mücadeleyi ve silahları tarihe gömmesi gerekir" diye yazıyor. Miroğlu, PKK'daki değişim arzularının kanla bastırıldığına dikkat çekiyor. Acımasız yapılanmaya kurban giden Kürt hareketinden Mehmet Şener, Hikmet Fidan ve Kani Yılmaz'ı örnek gösteriyor. Yine kitabında Fidan cinayetiyle ilgili özeleştiride bulunmayı da ihmal etmiyor: "İtiraf etmek gerekirse legal Kürt siyaseti içinde olan bizler, susmayı tercih ettik."
"BENDEN DEĞİLSEN HAİNSİN"
Peki devleti Uludere'de "katliam" yapmakla suçlayan örgüt, ne kadar masum? İşte Miroğlu acı gerçekleri tokat gibi suratlara çarpıyor tam da Uludere tartışmalarının ortasında. "Farklı seslere" tahammülsüzlük örnekleri PKK'nın kabarık sicilini kapatıyor. Örgütün kara defteri "Ajan", "işbirlikçi" ve "hain" ilan edilenlerle dolu. Can yakıcı sorunun öteki yüzünde pek de öyle "sevimli anılar" yok.
Miroğlu'nun bahsettiği üç ismin unutulan korkunç hikayesini, bir kez daha hatırlatalım istedik.
Eski Hadep Genel Başkan Yardımcısı Hikmet Fidan: 6 Temmuz 2005'te Diyarbakır'daki evinin önünde ensesinden tek kurşunla öldürüldü. Fidan, ölümünden 5 ay önce kapatılan Demokratik Toplum Partisi'nin kuruluş hazırlıklarının yapıldığı toplantıya katıldı. O toplantıdaki açıklamaları da çarpıcıydı. Fidan, "Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü mücadelesi verecek olan ama bunu iç yapısında tanımayan ve gerçekleştirmeyen bir hareketin başarılı olabileceğine inanmıyorum" demişti. Yani partiye katılmayı kabul etmedi.
Mehmet Şener: 1 Kasım 1991 yılında Suriye'nin Kamışlı ilçesinde Suriye istihbaratının da katkısıyla infaz edildi. Kamışlı istihbarat sorumlusu Akid ömer ile Ebu Adnan yanlarında iki PKK'li olduğu halde, Mehmet Cahit Şener’in kaldığı eve giderek öldürdüler. (Jitem’ci Ersever, Derin Sol, 2.cilt, s.1260) 1 Kasım 1991 günü Şener'in yanında bulunan Fatma Temel (Dilan) adlı bayan da kurşunlara hedef olmuş ve olay yerinde yaşamını yitirmiştir. Kuşkusuz cinayetler Şener'le sınırlı kalmadı. Şener'in sağ kolu olarak bilinen Mustafa Pusa (Şiyar) ise 7 Kasım 1991'de İstanbul Küçük Ayasofya'da infaz edilirken, eşi Ayşe Pusa da Bekaa vadisindeki Mahsum Korkmaz Akademisi’nde öldürüldü.
Kani Yılmaz: Güney Kürdistan'da araçlarına yerleştirilmiş bir bombanın patlaması sonucunda, PWD-K Koordinasyon Kurulu üyesi Faysal Dumlayıcı (Kani Yılmaz) ve aynı örgüt üyelerinden Serdar Kaya (Sabri Tori) 12 Temmuz 2005 günü PKK timlerince infaz edildiler. Abdullah Öcalan'ın 1999'da Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirilmesinden sonra PKK ile ters düşen Osman Öcalan ve Nizamettin Taş ile birlikte hareket edip, PWD'yi kuran Yılmaz ve beraberindeki üç parti üyesini taşıyan otomobil dün Süleymaniye kenti yakınlarında benzin almak için bir akaryakıt istasyonuna uğradı.
Araca benzin doldurulurken, adı öğrenilemeyen PWD'lilerden biri "Süleymaniye'de işim var" diyerek ayrıldı. Otomobil benzinciden hareket ettikten 100 metre sonra havaya uçuruldu. Patlamada Kani Yılmaz ile Sabri Tori yanarak öldü, araçtaki üçüncü kişi ise ağır yaralandı.