Wikileaks'ı bırak AK Parti'ye bak!

Abone ol

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında dünyayı sarsan wikileaks skandalıyla ilgili görüşlerini anlattı...

İNTERNETHABER.COM - Muhalefet partilerinde Wikileaks çatlağı. CHP'nin peşine düştüğü belgeler konusunda MHP, farklı duruş sergiledi.

Hükümeti zor durumda bırakabileceği iddia edilen yazışmalar için 'İç politika malzemesi yapılmasın' diyen Bahçeli, "Biz, AKP’yi biliyoruz, tanıyoruz ve bu konuda bizim hiçbir kaynağa ihtiyacımız yoktur" ifadelerini kullandı.

AK PARTİ'NİN SON İKTİDARI

Konuşmasında AK Parti Hükümeti'nin son iktidar günlerini yaşadığını öne süren Bahçeli, 'Nasıl geldilerse öyle gidecekler' diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

Gezdiğimiz, gördüğümüz yerlerdeki feryatların, şikâyetlerin, hayal kırıklıkların ve endişelerin bize göre bir tek anlamı vardır; o da AKP’nin bir daha asla tek başına iktidara gelemeyeceği gerçeğidir.Bu devran çok yakın bir zamanda bitecektir.AKP nasıl geldiyse, öyle gidecek ve gittiği yerde de mutlaka hesaba çekilecektir. Milletimizin talebi ve beklentisi bu yöndedir.İktidarın kandırma ve oyalama üzerine temellendirdiği politikası tükenmiş ve vatandaşlarımız çıkış ve kurtuluş için fırsat gözler hale gelmiştir.

HALKI TSK İLE KARŞI KARŞIYA GETİRDİLER!

Türk Milleti'nin hükümetin TSK'ya karşı uyguladığı politikalarla bunalma noktasına geldiğini söyleyen Bahçeli şu ifadeleri kullandı:

"Nitekim Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilişkisi de bu yönde cereyan etmiş ve milletimizi bu milli kurumumuza karşı kışkırtarak ve tahrik ederek mevzi elde etmeyi amaçlamıştır. Ne var ki milletimiz sivil irade ve ordu arasında kronik hale gelen ve bir türlü dinmeyen karşılıklı itişme ve çekişmeden yorulmuş ve bıkmıştır. Türk milleti, kendisini Cumhuriyet’in teminatı ve devamlılığı konusunda vazifeli gören ve tarihsel olarak da böyle bir misyonu taşıdığına inan Türk Silahlı Kuvvetleriyle, sivil iradeyi temsil ettiğini iddia eden ve demokrasinin bir sonucu olarak aldığı millet desteğiyle ülke yönetiminde siyasi sorumluluk üstlenen hükümet arasındaki gerilimli süreçten tamamen bunalmıştır."

DARBE HEVESLİLERİ VARSA HESAP VERECEK

Demokratik düzeni silah zoruyla devirip ele geçirme çabalarıyla ilgili olarak konuşan Bahçeli, darbe heveslilerine çattı:

"Darbe heveslisi kişilerin gayri meşru emelleri ve oluşumları karşısında millet olarak yekvücut olmak mecburidir ve herkes kanunlarla kendisine çizilen sınırlar içinde kalmalıdır.Demokrasiyi tahrip etmek, askıya almak ve millet iradesini silah zoruyla gasp etmek hepinizin takdir edeceği üzere hiç kimsenin haddi ve hakkı değildir. Eğer ortada yanlış giden bir şeyler varsa, bunun çaresi millet iradesine başvurmaktır ve ortaya çıkacak neticeye herkes saygı ve riayetle yükümlü olmalıdır. Tartışmasız kim darbeye yelteniyorsa, bunun için faaliyetler düzenliyorsa ve sivil yönetimi etkisiz kılmaya yönelik tertip içindeyse yürürlükte olan yasalar kapsamında ne gerekiyorsa yapılmalıdır ve adalet gecikmeksizin yerini bulmalıdır."

ÜÇ GENERALİN AÇIĞA ALINMASI TESADÜF MÜ?

Hükümetin 3 generali açığa almasıyla bazı gelişmelerin örtüştüğünü söyleyen Bahçeli devamla şunları söyledi:

Bildiğiniz gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mensup üç generalin, ilgili bakanlar tarafından açığa alma işlemiyle bu kapsamdaki tartışmalarda yeniden bir artış yaşanmıştır. Elbette buna hükümetin yetkisi vardır ve yapılanlar görüldüğü kadarıyla hukuki bir çerçevede yerine getirilmiştir.Ancak bu gelişmelerin, NATO’nun Lizbon zirvesinden sonra gerçekleşmesi ve füze kalkanı konusundaki açmazların arkasından meydana gelmesi ister istemez ortada bir gündem saptırması olup olmadığıyla ilgili şüphelerimizi yoğunlaştırmıştır.Üstelik açığa alma işlemlerinin Başbakan Erdoğan’ın Lübnan seyahati öncesine tesadüf etmesi de manidar olmuştur.Güçlü bir ihtimaldir ki, füze kalkanının Türkiye’ye kurulması konusunda NATO karşısında çaresiz kalan hükümet, ülke içinde dikkatleri başka tarafa yönlendirmek için harekete geçmiş ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tekrar tartışmaların içine çekmiştir."

DİĞER KİŞİLERE NEDEN İŞLEM YOK?

Balyoz Operasyonu'nda adı geçenlerin açığa alınmasının yanısıra diğer isimlerle ilgili işlem yapılmamasını eleştiren MHP lideri şöyle sordu:

"Kuşkusuz hükümetin ilgili bakanları takdir haklarını kullanırken, bahse konu üç general de hukuki müracaat haklarının gereğini yerine getirmişlerdir. Bunda da şaşılacak ve sorgulanacak herhangi bir taraf yoktur. Eğer hukuk devletiysek, idarenin her türlü işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğunu bilmek lazımdır ve buna karşı gösterilen hoşgörüsüzlüğün hiçbir mazereti ve gerekçesi olmayacaktır.İşin ilginç yanı ise, Balyoz davasında sanık durumunda bulunanların bir bölümünün yargılanmalarına, görevlerinin başında olmalarına rağmen devam edilmektedir.Eğer, açığa alma işleminde söz konusu darbe planları gerekçe gösteriliyorsa, bu darbe planında adı geçen ve halen görevlerinin başında olan diğer kişilerle ilgili olarak da benzer işlemlerin yapılmamasının düşündürücü olduğunu ifade etmeliyim."

İMRALI CANİSİ YATTIĞI YERDEN TEHDİT EDİYOR!
Bahçeli'nin bu konudaki görüşlerini okumak için ikinci sayfaya geçiniz

[PAGE]



Konuşmasının bu bölümünde terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın yattığı yerden ülkeyi tehdit ettiğini söyleyen Bahçeli eleştiri dozunu arttırdı:

"İmralı canavarı yattığı yerden milletimizi tehdit etmeyi sürdürmekte, önümüzdeki yılın 1 Martına kadar AKP’ye ihanet projelerini hayata geçirmek için mühlet vermeye dahi cüret edebilmektedir.Bölücü alçaklar omuz omuza şehirlerimizi yangın yerine çevirmekte, arabalara, işyerlerine ve meskenlere molotof kokteylleriyle zarar vermekten zerre kadar çekinmemektedirler.Hükümet tepkisiz, hareketsiz ve aciz bir şekilde teröre teslim olmuş, taleplerine boyun eğmiş ve rahata ermelerine de ortam hazırlamıştır.Düşünebiliyor musunuz, İstanbul’un ortasında bölücü terör örgütünün kuruluş yıldönümü havai fişekler eşliğinde kutlanmış, maske takan katiller sokakları savaş alanına çevirmişlerdir.İlhamını ve heyecanını hükümetten alan bölücü caniler, barış diyerek, özgürlükten bahsederek Türk milletine meydan okumaktan kaçınmamışlar, asla da korkmamışlardır.Bu esnada AKP iktidarı ise Türk Silahlı Kuvvetleriyle itişmekte ve uğraşmakta, hükümeti devirme planları yaptığı iddia edilen kişilere tavizsiz bir şekilde duruş sergilemektedir."

ÇOCUKLARIMIZIN SÖYLEDİĞİ ANDIMIZ SUSTURULMAYACAK!

AK Parti Hükümeti'nin ilköğretim öğrencilerin her sabah söylediği andımızı kaldırma gibi bir niyetinin olduğunu söyleyen Bahçeli sert çıktı:

"Okullarımızda ‘Andımız’ın kaldırılmasını aklından geçirmeyi bile düşünen bu iktidarın defterini dürmek bizim boynumuzun borcudur. AKP ve işbirlikçileri milli birliğimize, milli kimliğimize ve Türk’lüğe zarar vermeye çalışsa da, bilinsin ki bunun karşısında kararlılıkla durmaya devam edeceğiz. Mehmetçiğimize sahip çıkacağız, zayıflatılmasına ve hırpalanmasına izin vermeyeceğiz. Milletimizin hak ve hukukunu koruyacağız, gelişmesi ve refaha ulaşması için üstün bir gayret göstereceğiz. Ve sabahları çocuklarımızın sınıflarına girerken haykırdıkları “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım” diyen seslerini susturmaya çalışanlara amansız bir ders vermek için de zamanımızı sabırla bekleyeceğiz."

YÜREĞİN YETİYORSA İSRAİL'DEN HESAP SOR!

Başbakan'ın Mavi Marmara baskınının hesabını soramadığını dile getiren MHP Lideri, Erdoğan'a şöyle seslendi:

Başbakan Erdoğan’ın, daha Mavi Marmara’nın hesabını soramadığı halde, Lübnan’da kuru sıkı atarak Müslüman kardeşlerimizi aldatması ve bu yönde umutlandırması doğru ve insaflı bir yaklaşım olmamıştır.Kendisine çağrımız şudur: Eğer cesaretin varsa, gücün yetiyorsa, vicdanın da gözlerin kadar kızarıyorsa, İsrail’den hesap sor da görelim. Yok eğer, yalnızca dini duyguları kullanarak, yürekleri kanatarak, öfkeleri artırarak Ortadoğu sokaklarında yeni bir Nasır olmayı aklından geçiyorsan, bil ki yanlış yoldasın ve sonunda pişman olmaktan asla kurtulamayacaksın. Maalesef Başbakan Erdoğan kibirin bataklığına saplanmış ve gerçeklerle ilişkisini koparan bir bulanıklığın içinde yolunu kaybetmiştir. Sadece sözde Beyrut’tan, Kabil’den, Kudüs’ten, Gazze’den bahsetmesi inandırıcı değildir ve sorunlar yalnızca bu yerlerde bulunmamaktadır.Kuru gürültüyle İsrail’den hesap soracağını açıklayan Başbakan Erdoğan bilmelidir ki; Masum siviller sadece, ısrarla dile getirdiği şehirlerde ıstırap çekmemektedir.Çocuklar yalnızca buralarda ölmemektedir.Kendisi, ilişkileri normalleştirmek istediği Ermenilerin Hocalı’daki katliamını elbette hiç hatırlayamaz.Doğu Türkistan’daki mezalimleri, sönen hayalleri hiç ağzına alamaz.Bosna’daki, Çeçenistan’daki vahşetleri hiç umursamaz.Ve bölücü hainlerin kundaktaki yavruları katletmesini ise hiç gündemine getirmez. Başbakan Erdoğan’ın, daha Mavi Marmara’nın hesabını soramadığı halde, Lübnan’da kuru sıkı atarak Müslüman kardeşlerimizi aldatması ve bu yönde umutlandırması doğru ve insaflı bir yaklaşım olmamıştır.Kendisine çağrımız şudur: Eğer cesaretin varsa, gücün yetiyorsa, vicdanın da gözlerin kadar kızarıyorsa, İsrail’den hesap sor da görelim."

AKP'Yİ WİKİLEAKS'TAN ÖĞRENECEK DEĞİLİZ!
MHP Lideri'nin Wikileaks'la ilgili görüşlerini okumak için üçüncü sayfaya geçiniz

[PAGE]



Konuşmasının bu bölümünde 'Diplomasinin 11 Eylül'ü olarak nitelendirilen Wikileaks'ta çıkan iddialara değinen Bahçeli şunları söyledi:

Dünya’da İsveç merkezli bir internet sitesinden ifşa edilen ve bizleri hayrete düşüren değerlendirmelere ve ifadelere şahit olmaktayız. Servis edilen bilgilerin ise ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan sızdırılması konuya daha farklı bir boyut ve anlam kazandırmıştır. Gizli ilişkilerin, kişilerle ilgili değerlendirmelerin, yorumların, devlet ya da hükümet başkanları, siyasetçiler, bürokratlar hakkındaki çarpıcı tespitlerin de bu internet sitesinin yayınları arasında yer aldığı görülmektedir. Meselenin bizim açımızdan asıl önemli olan tarafı öncelikle ülkemizle ilgili olan kısmıdır.Özellikle Başbakan Erdoğan’la birlikte, bazı AKP’li yönetici ve bakanlara yönelik açıklamalar, ibareler, teşhis ve görüşler çok dikkat çekicidir.Parti olarak, yabancı bir ülkedeki internet sitesine dayanarak ve sağladığı bilgilere bel bağlayarak AKP hakkında hüküm vermeyiz ve iç politikamızın malzemesi olarak kullanmayız.Bu en başta bizim ilkelerimiz açısından doğru ve hakkaniyetli bir tutum olmayacaktır.Ancak milletimiz tarafından, kamuoyuna sızan bilgilerin ne kadar doğru olduğu ve iddiaların içeriğinin gerçekleri yansıtıp yansıtmadığı hususu önemli bir hal almıştır.Adalet ve Kalkınma Partisi’nin konuyla ilgili tatmin edici ve inandırıcı açıklamalarına ihtiyaç vardır ve milletimiz bunun bir an önce olmasını beklemektedir. Kaldı ki biz ne Başbakan Erdoğan’ı, ne de hükümetini ve çalışma arkadaşlarını yabancıların görüşlerinden hareket ederek tanıyacak değiliz. AKP ne kadar yanlışa düşse de ve ihanete uzanan hatalar yapsa da, bunları biz milletimizden başka kimseyle konuşmayız ve iç politikamıza dışarından müdahalelerin yapılmasına kararlılıkla karşı çıkarız. Biz, AKP’yi biliyoruz, tanıyoruz ve bu konuda bizim hiçbir kaynağa ihtiyacımız yoktur."

ALALECELE ABD'NİN YOLUNU TUTTULAR

Bahçeli konuşmasını şöyle tamamladı:

"Nitekim ABD’nin eski Ankara büyükelçisinin AKP’yi hedefine alan; ‘şımardılar’ sözüne karşılık bir açıklamayla cevap verilmiş, ancak geçtiğimiz günlerde bir AKP heyeti alelacele kendilerini anlatmak maksadıyla ABD’nin yolunu tutmaktan bir rahatsızlık duymamışlardır.

Unutulmamalıdır ki, ülkemizde görev yapmış yabancı bir büyükelçinin, böylesine bir yorum yapması haddi aşan bir ifadedir, kabul etmemiz ve onaylamamız asla söz konusu olmayacaktır.

Ayrıca medyada köşe tutmuş bazı kalem sahiplerinin, ABD’nin AKP’yle ilgili olumsuz ve karanlık niyetler taşıdığını ifade eden yaklaşımlarına da son dönemlerde sıklıkla tanık olunmuştur.

Kendisini ve ülkemizi böylesi bu çıkmaza, aşağılanmaya sürükleyen sorumlu bellidir.

Tabiidir ki bu AKP hükümetidir ve Başbakan Erdoğan’dan başkası değildir.

Bu kapsamda, yabancı bir ülkede faaliyet gösteren internet sitesinden yayımlanan ve herkesin bilgisine sunulan bilgileri dikkatle takip edeceğimizi, ancak dışarıdan yapılacak yönlendirme ve karartma niyetlerine de karşı duracağımızı ve iç politikayı tanzim etmeye çalışanlara fırsat vermeyeceğimizi bu vesileyle belirtmek istiyorum.

Bu son sanal ihbar ve bilgi sağanağı hakkında iktidar partisinin sağlıklı bir muhasebe yapması ve bundan sonraki yol haritasını yeniden belirlemesi ülkemiz ve siyasi hayatımız açısından çok yararlı olacaktır.

İç ve dış politika alanında iflas noktasına gelen AKP hükümeti artık aklını başına almalı, girdiği şaibeli ilişkiler ağından ve teslimiyetçi bakış açısından süratle kurtulmalıdır.

Milletimizi bölmekten ve ayırmaktan vazgeçmeli, devletimizin itibarını zedelemeyi gecikmeksizin bir kenara bırakmalıdır.

Vatandaşlarımızı kandırmaya ve gerçekleri çarpıtmaya da bir son vermeli ve bu zamana kadar yaptıklarından dolayı hukuk karşısında mutlaka hesap vereceğini hatırından asla çıkarmamalıdır."

Günün Önemli Haberleri