Wi-Fi’ları hayatımızın her noktasında görmek mümkün. İnternet ihtiyacımızı sağlayan kablosuz ağlar, bir anten aracılığıyla yaydıkları sinyalleri telefonumuza yollayarak veri alışverişini sağlıyorlar. Bundan önce Wi-Fi ağlarının sağlık üzerinde bir etkisi olmadığı düşünülmüş olsa da, yayınlanan çalışma sonucunda fazlasıyla yanıldığımız kanıtlandı. Tekrarlanan Wi-Fi çalışmaları, Wi-Fi’ın oksidatif stres, sperm/testiküler hasara ve elektroensefalografik değişiklikler, apoptoz (programlanmış hücre ölümü), hücresel DNA hasarı, endokrin değişiklikler ve aşırı kalsiyum yüklenmesi gibi etkileri içeren nöropsikiyatrik yan etkilerini ortaya çıkarttı. Bu yan etkilerin hepsi, aynı zamanda başka elektromanyetik alanlar sebebiyle de gerçekleşebiliyor. Bu sebepten dolayı bu elektromanyetik alan etkilerinin her biri Wi-Fi ve diğer mikrodalga frekansı elektromanyetik alanlarının etkileri olarak da değerlendirilebilir. Peki, fazlasıyla ciddi sorunları olduğunu daha buradan belli eden Wi-Fi’ın zararlarını biraz daha basite indirgersek nelerle karşı karşıyayız? Öncelikle erkek kadın ayrımı olmaksızın üreme organlarına zarar veren, hatta kadınlarda düşük ihtimalini de artıran elektromanyetik alanlar, bu etkilerinin yanı sıra östrojen ve progestojen seviyelerinde de değişikliklere sebep olabiliyor. Ayrıca hücresel DNA hasarına da yol açabilen manyetik alanlar, belirli ürünler aracılığıyla direkt olarak DNA’ya saldırabiliyor ve genetik bozukluklara sebep olabiliyor. Bu ve bunun gibi onlarca hasarı inceleyen çalışmanın en çarpıcı noktası ise Wi-Fi ve diğer elektromanyetik alanların özellikle gençler üzerinde daha etkili olabileceği gerçeğiydi. Bunun sebebi ise kafataslarının küçük olması ve yetişkinlere göre daha ince bir yapıya sahip olmasından kaynaklanıyordu. Bunun yanı sıra embriyonik kök hücre yoğunluğu çocuklarda daha fazla olduğu için, bu hücrelerin belirtilen manyetik alanlara maruz kalmaları kanser gibi çok daha büyük sorunları doğurabiliyor. Sonuç olarak gün geçtikçe daha fazla Wi-Fi noktaları oluşturuluyor ve daha fazla manyetik alan ortaya çıkıyor. Bunun sonucu olarak da Wi-Fi bağlantılarına rızamız olmadığı halde maruz kalıyoruz ve bu manyetik alanlar her geçen gün sağlığımızı daha da kötü bir hale getiriyor.