Vize almanını 25 yolu

Vizesiz yerden başlayın... Vize derdinden azade olmanın yegane yolu, destinasyonun vizeden muaf sirin mi şirin bir dünya beldesi olasıdır. Misal: Peru hariç tüm latin Amerika bahamalar, Maldivler, Bosna Hersek, Makedonya, Endonezya, Jamaika, Güney Afrika, Japonya...İlla vizelecem diyorsanız buyrun o zaman Para istifleyin... Daha memleketi terk etmeden aracı şirket ve randevu ücreti, seyahat sigortası, foto çekimi, vize parası (az değil), ucuz uçak bileti(vize sonunu beklemeden erken alınan: ertelenemez, değiştirilemez), vs. için para istifleyin. Sonuç hüsran olursa, bir bardak soğuk su parası da sizden. Davetkar olun... Gidilecek Schengen destinasyonundaki'lerle kurulacak her tür kaynaşma yararınızadır, belirtelim. Altında AB vatandaşı veya müessesesi imzası olan bir davet mektubu hayatı kolaylaştıracaktır. Turiste her daim 'davetiye geri dönüşümlü' pozlar vermeyi ihmal etmeyin. Boru değil bordro... Çalışansanız; 'bor madenleri' gibi önemli bir belge , sirküler kardeşliği ve vergi levhasını da unutmayalım. Bir ara bu levhanın orjinalini istemişlerdi de bir sürü çalışanı hokkabaz etmişlerdi. Koca şirketlerin vergi levhaları ara ara 'uçuyordu' Belgesiz gezmeyin... Hani oldu ya, sigortasız, bordrosuz, sirkülersiz bir yaşam seçtiniz, peşinen söyleyelim maça 1-0 yenik başladınız. Konsolosluk camiasının en sevmediği tip, kurum eklentisi olmayandır. Onlar her türlü 'arıza'ya kanidir. Aynı zamanda bir 'suç' dedektörü olan Schengen değerlendirme kafası hadiseden hemen kıllanır. Zeki, ahlaklı ve zengin görünün... Ve sevilin! Hem belgelerinizi toplarken hem de görüşme sırasında evladiyelik olun. Kredi kartları dizi dizi, hesaplar dolu dolu olsun; tapuymuş, hisse senediymiş sakınmayın! Reşit, meşit fark etmiyor, aile mülkü bile ilgi görüyor. konsolosluk eviniz gibidir, gizli saklıya gerek yok. Saadet için 'şeffaflık' şart! Varlık sergisi, Schengen sevgisi... 'Banka kartı kullanmam, kredi kartıyla işim olmaz, nakit geldim nakit giderim, hangi kapital bana zincir vuracakmış şaşarım!' Ne kadar yanlış kanaatler bunlar... Unutmayın, Bursa'ya değil 'borsa'ya gidiyorsunuz!' 'En hakiki mürşit' olun... Evraksızsanız, 'bordo-free'seniz, yazılmış, çiziymiş, canmış, canamış, ne kadar ilmi cismani haliniz varsa sergileyin. Canlı, renkli, şenlikli, görsel bir klasör hazırlayın. Yerse! Formu imzalarken düşünün... Formun arkasında yer alan, olur-olmaz tüm sorumluluklarını üstlendiğiniz ve vize reddi durumunda para iadesi talep edemeyeceğinizi kabul ettiğiniz yeri imzalarken dikkatlice düşünün. Veya düşünmeyin, haybeye stres yapmayın. Sanki başka alternatifiniz varmış gibi. Erken kalkın erken yol alın... Sahur vaktiyle raks eden randevu vakti korkutmasın. Evden çıkarken, bir şeyler atıştırmaya gayret edin, zorlu randevu koşulları direkt mideyi hedef alıyor; 'cephede' yığılıp kalmak, el midede yamuk yunuk durmak Türk'e yakışmaz! Psikoloğunuzu arayın... Görüşme öncesinde , sırası ve sonrasında bünyede oluşacak manevi hasarın seyreltilmesi için, psikoloğunuzla irtibat halinde olun. İçeri telefon sokulmuyor; bu durumda, nefes, reiki, yoga gibi beden dostu teknikler uygulanabilir. Siz yine de abartmayın! Mimiklere kontrol... Göz teması kurduğunuzda, ağzınıza, burnunuza hakim olun. Pişmiş kelle gibi sırıtmayın., Küçük Emrah gibi kaştan tepe yapmayın, kaşları da çatmayın. Ama en tehlikelisi; sakın ha 'arada kalmayın'. Güleyim mi ağlayayım mı derken, turşu surata bağlamayın. Dahiliyecinizi de not edin... Görüşme sürecinde, lüzumsuz ve gaddar davranış kaynaklı sinir , stres yol 'arakadaşınız' olacaktır. İç organların da hadiseye kayıtsız kalmayacaktır. Hap map idare etmeyebilir. Ülserlilere, raporlarını da evraklar arasına iliştirmelerini tavsiye ederiz. Hemen sevinip sallamayın... Eksik evrak diye bir bela var; pek bir 'keyfi'... Belgelerinize ikna olmamışlar. Tekrar ilgi ve alaka beklerler (çok lazımmış gibi) Aman ha, telefon açıp 'Neden?' falan sormayın. Direkt arızaya bağlarlar, ananızdan emdiğiniz sütü burnunuzdan getirirler. Hemen yoktan evrak keşfedin, yaratın. Aktivistlik yapmayın... Görüşme alanı, vicdan ve insaniyet 'test'i alanıdır. Aktivist bir kişiliğe sahipseniz, ıslık çalıp başka şeyler düşünün. Etrafınızda olanlara müdahale etmemek için kendinize hakim olun. Veya olmayın yahu! İnsanlık sizde kalsın, namınız yürüsün! Kompozisyon yazmayın... Ve mülakat anı geldi. Unutmayın, karşınızdaki görevli muktedirdir, şüphesiz o herşeyi bilir. O yüzden ne soruyorsa, kısa ve doğru cevap verin. Uzatmayın, zaten kurduğunuz uzun cümleler daha 'yüklem'i görmeden nihayete erecektir. Olmadı, editoryal destek alın Akıl ve vicdanı bırakmayın... İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ilk maddesi şöyledir: 'Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar. 'Not dedlim' Dil öğrenin... Her şey bitti, cevap bekliyorsunuz. Korkulan oldu, vize reddi cevabı aldınız. Ba arada, hangi ülkeye başvurduysanız, o ülkenin dilini öğrenin, çünkü size verecekleri red formu( ki eskiden onu bile vermiyorlardı) o ülkenin dilinde olacaktır. Hem bir lisan bir insan, iki lisan gerekli insan değil mi! Tipinize dikkat edin... Biyometrik foto hadisesi mühim. Mübarekler, poza dahi ayar çeker. Tebessümden hazzetmezler, kelleyi de perdeye kaşkaval peyniri gibi yerleştirmenizi isterler. Bu ahval ve şeraitte dahi vazifemiz 'mağrur' poz vermeyi becerebilmektir. Millet olarak tipsizlik kaderimiz değildir! Şaşı bakın, şaşırın... Ne mutlu size, vizeye nail oldunuz! Hele bir bakın süresine; tek günlük çoklu giriş, bir aylık tekli giriş, üç aylık en fazla 15 gün kalış gibi evlere şenlik kuşlara yem süreli vize lerle, sıklıkla ziyarete ve nakite açık olduklarını belirtirler. Hemen sevinmeyin... Daha bitmedi. Uçtunuz, pasaport kontrolüne geldiniz. Sorgu, sual, mendebur surat devam eder. Cüzdandaki para bile kontrol edilir. Yetmez, çıkarken pasaportunuz didiklenir. Anlarsınız ki, anladığınız çok girişli, aylıklı vize yalan, meğer içinde gizli bir 'az kalışlı' hinlik varmış. Kulağınız açık olsun... Artık içeridesiniz ve yalnızsınız. Tırsmayın, çok da salmayın. Sizden önceki görüşmeciyle olan muhabbeti iyi dinleyin. Görevlinin sinir, asabiyet ve azar noktalarını not edin. Oldu ya görevli 'sırıttı', aman ha mevzuyu sakın kaçırmayın. Okutun, üfletin... Annenizden sadece tapusunu almayın, hayır duasını, okunmuş pirinç ve şeker almayı da ihmal etmeyin. Yetmez, siz de üstüne etkili duaları ekleyin. Bedduaları da not edin! Gerektiği zaman okumak üzere akılda tutun. Vizesiz.net'e hikayenizi yazın... Velhasıl, maddi ve manevi olarak mağdur oldunuz. Bağırıp-çağırın, lakin çok da bir şey beklemeyin. Ne oğlu duyuyor sizi ne bey oğlu. Hareket uçuyor, yazı kalıyor. Hikayenizi yazmayı ihmal etmeyin! Kişisel almayın... Vize red nedenleri mühimdir. Sizi inandırıcı, yeterli ve tutarlı bulmazlar. Aman ha kişisel almayın. Size karşı garezleri yoktur. Mevzu millet olarak 'potansiyel suçlu' olmanızla ilgilidir. "Suç" kişisel değil kollektiftir. Biyolojik çeşitlilik mühim tabii. Kaynak: Radikal Gazetesi yazan Tan Morgül...

Internet Haber Mobil Uygulama

Vize almanını 25 yolu