Veysel Ateşten dava

Abone ol

Şemdinli olaylarıyla ilgili tutuklanan Veysel Ateş duruşma hakimlerine tazminat davası açtı.

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylarda tutuklanan ve dosyası ayrılan Veysel Ateş, avukatı aracılığıyla Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İlhan Kaya ve üye Muharrem Ballı hakkında, ''adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, savunma hakkının kısıtlandığı'' iddialarıyla toplam 20 bin YTL'lik tazminat davası açtı.

Avukat Yurdakan Yıldız tarafından hazırlanan 7 sayfalık dava dilekçesi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine verildi. Avukat Yıldız, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (HUMK) 573/1,2 ve 7. maddeleri çerçevesinde davalılardan ayrı ayrı 10 bin YTL olmak üzere toplam 20 bin YTL manevi tazminat talep etti. Müvekkili Veysel Ateş'in Hakkari İl Jandarma Komutanlığı bünyesinde ''Haber Elemanı'' olarak görevli iken, söz konusu görevi çerçevesinde, 9.11.2005 tarihinde yanında, Hakkari Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli astsubaylar Ali Kaya ile Özcan İldeniz olduğu halde terör olaylarının yoğun olarak yaşandığı Şemdinli ilçesine gittiğini belirten Yıldız, ilçede bulundukları sırada, Seferi Yılmaz isimli şahsın kitapevi olarak faaliyet gösteren iş yerine el bombası atıldığını, bu eylem sonucunda işyerinde bulunan Mehmet Zahir Korkmaz isimli şahsın yaşamını yitirdiğini, Metin Korkmaz'ın yaralandığını hatırlattı.

Yıldız, bu olayı takiben, eski bir PKK terör örgütü üyesi olup, mahkum olan ve hükümlülük süresini bitiren Seferi Yılmaz'ın provakatif hareketleri sonucu, işyerine atılan el bombalarının müvekkili Veysel Ateş tarafından atıldığını, Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in de bu olayın azmettiricileri oldukları söylentilerinin yayılması üzerine, bazı vatandaşların galeyana geldikleri, Veysel Ateş, Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in suçlu gibi algılanarak saldırıya uğradıkları, görev araçlarına el konulduğu ve kamuoyunda ''Şemdinli Olayı'' olarak bilinen olayın gerçekleştiğini ifade etti.

Dilekçesinde olayla ilgili olarak hazırlık soruşturması yapıldığını belirten Yıldız, davacı ile astsubayların tutuklandığını, haklarında Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığını anlattı. Kamu davasını açan iddianameyi düzenleyen Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın yaptığı soruşturma biçimi ve düzenlediği iddianame nedeniyle, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından meslekten ihraç edildiğine dikkati çeken Yıldız, şu görüşlere yer verdi:

''Dilekçenin yazıldığı tarih itibariyle basında yer alan haberlerden öğrendiğimize göre Van Cumhuriyet Başsavcısı da, Başsavcılık unvanı alınarak normal savcılık görevine atanmak üzere HSYK tarafından Kararname Taslağına dahil edilmiştir. Müvekkilimin şüpheli ve sanık olduğu yargılamanın başlayış biçimi ve yürütümü, halen görevde olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile Onursal Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıları başta olmak üzere akademik çevrelerde, Türkiye Barolar Birliği ve Baro Başkanları tarafından eleştirilmiş ve bu süreç 'yargının siyasallaşması' olarak nitelendirilmiştir.

Bu bağlamda söz konusu yargılamanın siyaset-Türk Silahlı Kuvvetleri çatışması şekline dönüştüğü şeklinde yaygın kanaatler ortaya konulmuştur. Müvekkilimin kendisine atılı eylemleri işleyip işlemediği 'yargının soğukkanlı mantığı' çerçevesinde belirlenmesi gerekirken; müvekkilimden kaynaklanmayan ve onun dışındaki faktörlere bağlı olarak; adeta peşinen verilmiş bir hükme bağlandığı izlenimi ortaya çıkmıştır. Üzülerek belirtmek gerekir ki, yapılan yargılama aşamaları da bu izlenimlerin gerçekleştiğini göstermiştir.''

YARGILAMA SÜRECİ

Yargılama sürecinde müvekkili Veysel Ateş adına yapılan taleplerin tümünün reddedildiğini, savunma hakkının kısıtlandığını, kısa aralıklarla verilen duruşma günleri sonucunda 19 Haziran 2006 tarihli oturumda sanıklardan Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in mahkumiyetlerine ve müvekkili hakkındaki kamu davasının tefrikine karar verildiğini anlatan Yıldız, dilekçesinde şunları kaydetti:

''Aşağıda gösterilen nedenlerle HUMK'nun 573/1,2 ve 7. maddeleri çerçevesinde davalıların hukuki sorumlulukları doğmuştur. Müvekkilimin adil yargılanma hakkı ihlal edilmiştir, savunma hakkı kısıtlanmıştır. Davalıların 'iki taraftan birine tesahup ve iltizam veya garez ve nefsaniyet dolayısıyla diğeri aleyhine kanuna ve adalete mugayir hüküm ve karar verilmiş olması', 'kabili tevil ve izah olmayacak surette vazıh ve sarahati katiyei kanuniyeye mugayir karar verilmiş olması', 'memuriyet vazifesini yapmakta ihmal ve terahi gösterilmesi veya kanuna göre verilen emirlerin makbul bir sebep olmaksızın yapılmaması' nedenleriyle yargılama sırasındaki hüküm ve kararlarıyla müvekkilimin kişilik haklarına hukuka aykırı bir biçimde saldırıda bulunulmuş olmalarından dolayı, gerçekleşen manevi zararın bir nebze olsun giderilmesi için iş bu manevi tazminat davasının açılması zorunluluğu doğmuştur.''

Manevi tazminat koşullarının gerçekleştiğini, müvekkilinin savunma haklarının kısıtlandığını, bu nedenle dava açma zorunluluğunun doğduğunu iddia eden Yıldız, HUMK'nun 573/1,2 ve 7. maddeleri çerçevesinde Veysel Ateş'in ''kişilik haklarına hukuka aykırı bir biçimde saldırı'' nedeniyle davalılardan ayrı ayrı 10 bin YTL olmak üzere toplam 20 bin YTL manevi tazminat istediklerini belirtti.

Günün Önemli Haberleri