Vestel'in patronu Ahmet Nazif Zorlu'dan bomba açıklamalar
Abone olAMERİKA ile Türkiye arasındaki krizde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 'Onların iPhone'u varsa, kendi ülkemizde Venüs var, Vestel var' demişti. Vestel'in sahibi Ahmet Nazif Zorlu işte bu konuda konuştu. Ahmet Nazif Zorlu, 'Bu krizi hepimiz yarattık' dedi ve dedikodulara kanmayın Türkiye'nin borcu söylendiği kadar değil dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD menşeli elektronik ürünlere boykot
çağrısının ardından gözler sektördeki yerli üretime çevirildi.
Erdoğan, dünkü açıklamasında "Amerika'nın elektronik ürünlerine
boykot uygulayacağız. Onların iPhone'u varsa, öbür tarafta Samsung
var. Kendi ülkemizde Venüs var, Vestel var" açıklamasında
bulunmuştu.
Erdoğan'ın Vestel'i işaret ettiği açıklamalarla ilgili konuşan Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, flaş açıklamalar yaptı. Türk halkı olarak krizde hepimizin payı olduğunu açıklayan Zorlu, Türkiye'deki cep telefonlarının yüzde 90'ının ithal olduğunu hatırlattı.
Krizi Türk halkı olarak kendimiz
yarattık
Bugün Türkiye'nin bir çok alanda teknoloji ve know-how üretebilen
bir ülke haline geldiğini kaydeden Zorlu, yaşanan krizi bir iki
kişinin değil Türk halkı olarak 'ürettiğini tüketmeyerek' bizlerin
yarattığını söyledi. Zorlu vahim tabloyu şöyle özetledi:
-"Yüzde seksenini ihraç ettiğimiz ürünlerin hepsini de Avrupa ülkelerine ihraç ediyoruz. Bu ne demek? Demek ki kalitem var ki, Avrupalı bunu alıyor. Biz kalkıyoruz yurtdışından gelen malı bir iki misli fiyata alıyoruz. Biz dışarıya satarken kendi ürünümüzü niye kullanmıyoruz? En önemli nokta da bu. Bugünkü yaşadığımız kriz ortamını durup dururken birkaç kişi yaratmıyor. Biz Türk halkı olarak kendimiz yaratıyoruz. Kendi ürettiğimizi tüketmediğimiz için. O zaman da paramızı dışarıya harcıyoruz, cari açık veriyoruz."
Bunu yaparsanız milli
olursunuz!
İç tüketim arttıkça Türk sanayisinin
daha güçlü hale geleceğini dile getiren Ahmet Nazif Zorlu "Hacim
fazlalaşacak, bizim rekabet gücümüz artacak. Cari açık diye bir
sorunumuz kalmayacak' dedi.
Ahmet Nazif Zorlu 'gerçek milli'liğin de ürettiğini tüketmek
olduğunu belirterek şunları söyledi:
-"Bugün baktığımızda Güney Kore 1980’lerde bizden gerideyken
şimdi trilyon dolara ulaşan ihracatı var. Bir tek firmasının
Türkiye’nin milli hâsılasının dörtte biri cirosu var. Türk halkı
olarak, Türk vatandaşı olarak bunları görmemiz lazım. Onun için,
yine burada altını çizerek söylüyorum, Cumhurbaşkanımız
“yerli” demeye devam etsin. Hep “milli
milli” diyoruz. Kendi ürettiğinizi tüketirseniz o
zaman “milli” olursunuz. Bizim sloganımız var, 'Gururla Yerli'
diyoruz. Gidip görsünler, baksınlar kalite var mı yok mu?
Ürettiğimiz malı burada tüketirsek; yan sanayicisinden tut,
servisinden tut, mağazasından tut, herkesten bir istihdam
yaratılacak. Bizim bunu düşünmemiz lazım".
Türkiye üzerinde oyunlar
oynanıyor
Piyasalarda yaşanan dalgalanmanın etkileri üzerine de
değerlendirmelerde bulunan Nazif Zorlu, “Bu durumdan herkes
etkileniyor. Bana göre Türkiye üzerinden oyunlar oynanıyor. Bu ne
olursa olsun gerçek. Daha dikkatli olmamız lazım.”diye
konuştu.
Dolardaki artış moral olarak
etkiliyor
Kurda yaşanan artışın grup üzerindeki etkisine ilişkin ise Zorlu,
“Kurdaki artış bizi moralman etkiliyor. Biz Zorlu Grubu olarak
ihracatçı bir grubuz. Orta vadede bizim ihracatımıza pozitif bir
etkisi olacaktır” dedi.
Türkiye
dedikodusu...
Türkiye’nin bugünleri atlatacağını ifade eden Nazif Zorlu sözlerini
şöyle sürdürdü:
-“Dedikodular Türkiye’nin çok borcu olduğunu söylüyor.
Esasını altını çizerek söyleyeyim: Türkiye’nin çok borcu
yok. 450 milyar dolar borcu var. İhracatına baktığımızda
170 milyar dolara yakın ihracat yapacak. 30 milyar dolar turizmden,
görünmeyen de 20 milyar dolarla aşağı yukarı çok az bir açıkla
biz bu açığı kapatabiliriz. En önemlisi ihracata
daha çok önem vermemiz lazım bu saatten sonra.
Ben senelerdir
söylüyorum
-'Son günlerdeki “yerli” sloganını ben senelerden beri söylüyorum.
Biz Zorlu Grubu olarak baktığımızda bütün üretimlerimizin yüzde
seksenini 155 ülkeye ihraç ediyoruz. Bunu herkes böyle yaparsa
bizim ihracat eksiği değil fazlası vermemiz lazım. Devamlı ithalata
yönelik bir ortam vardı. Neredeyse 10 sene önce Türk lirası ve
dolar eşitti. Herkes ithalata kaydı. Bunun acısını şu an
çekiyoruz”