Verheugen Türkiye'yi suçladı
Abone olAB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Verheugen, Kıbrısla ilgili olarak Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni eleştirirken Denktaş hakkında da suçlayıcı açıklamalarda bulundu.
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen,
''Kıbrıs'ta çözümsüzlüğün Türkiye'ye siyasi ve ekonomik açıdan çok
pahalıya mal olacağını, başkentlerde Denktaş'ın haberi olmadan
çeşitli kararlar alındığını'' söyledi. Kıbrıs konusunda, gelecek
Şubat ayında, hükümete yönelik bir tavsiye raporu hazırlayacak olan
Belçika Senatosu'nun Dışişleri Komisyonu'nda bu sabah konuşan
Günter Verheugen, senatörleri ''bilgilendirmek'' isteğinde olduğunu
belirttikten sonra, Helsinki'de Türkiye ve Kıbrıs stratejisini
kendisinin belirleyerek değiştirdiğini anlattı. Helsinki zirvesine
kadar bazı AB üyesi devletlerin, ''Kıbrıs, sorun çözülmedikçe AB
üyesi olamaz'' görüşünü savunduklarını hatırlatan ve bu devletleri
isim vermeden eleştiren Verheugen, ''Helsinki'de Kıbrıs konusu
harekete geçirildi. Karşılığında Türkiye'nin adaylığı tanınarak, bu
ülke iyi bir konuma taşındı. Kıbrıs sorunu bir önkoşul olarak
getirilmedi ama bu gerçek bir tespittir. Helsinki'den sonra BM
girişimleri yoğunlaştı. AB'nin rolü BM girişimlerini desteklemek
oldu'' dedi. Kıbrıs'ta çözüm olması halinde kuzey ile güney
arasında sosyal ve ekonomik dengeyi sağlayacak yardımlarda
bulunacaklarını, müktesebat uyumunun sorun olmayacağını, Kıbrıs'ın
AB üyeliğinin hukuki açıdan engellenemeyeceğini belirten Verheugen,
Türkiye'yi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni eleştiren sözler sarf
etti. ''Askerlerin bugünkü hükümete nasıl davranacaklarını merak
ettiklerini, Türkiye'nin Kıbrıs konusunda 'modası geçmiş' görüşler
savunduğunu, Yunanlıların Türkiye'yi sardıklarının, Kıbrıs'ın da bu
politikanın bir parçası olduğunun ileri sürüldüğünü'' ifade eden
Verheugen, ''Generaller bunları anlatıyor, Türk kamuoyu da
inanıyor. Bunlar gerçek değil'' dedi. Annan Planı'nı ''dengeli'' ve
''başka alternatifi olmayan'' bir plan olarak nitelendiren
Verheugen, ''Başka bir plan olabileceğini düşünenler başarısızlığa
mahkumlar. Çözüm için siyasi irade eksik'' iddiasında bulundu.
MUHALEFETTEN UMUT KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile geçen yaz
görüştüğünü, ancak bu görüşmeden bir sonuç çıkmadığını anlatan
Verheugen, ''Denktaş, Annan Planı'nın ölü olduğunu düşünüyor.
Halkların ayrı yaşaması gerektiğini savunuyor ama ona rağmen bir
barış süreci başlayabilir'' dedikten sonra, gelecek hafta sonu
yapılacak seçimler konusunda ilginç bir yaklaşım sergiledi.
''KKTC'nin devlet olarak sadece Türkiye tarafından tanındığını,
dolayısıyla burada yapılacak seçimlerin de sadece Türkiye
tarafından tanınacağını, bu seçimlerin yasallığı bulunmadığını,
siyasi açıdan değersiz olduğunu'' savunan Verheugen, ''söz konusu
seçimlerde muhalefetin kazanması halinde AB'nin sonuçları kabul
edeceği, aksi takdirde seçim sonuçlarını tanımayacağı mesajı verdi.
''Eğer muhalefet kazanırsa bu seçimler bir potansiyel ve değer
kazanır. Muhalefet çözüm ve AB'ye girmek istiyor'' diyen Verheugen,
''Bize gelen işaretler, bu seçimlerin demokratik olmayacağını
gösteriyor. Biz, Türkiye'nin, Kıbrıs'ın iç işlerine karışmamasını
istedik ve tüm ağırlığımızı koyduk. Denktaş seçimlerde oyunlar
yapıyor ama muhalefet güven veriyor. Muhalefet kazanırsa
müzakereler ve referandum hedefine ulaşılabilir'' şeklinde konuştu.
''KKTC'de, az farkla da olsa muhalefetin zaferini umut ettiğini''
söyleyen Verheugen, gelecek ay Kıbrıs'ta temaslarda bulunacak olan
Belçikalı senatörlerden, ''Türk tarafına baskı yapmalarını'' istedi
ve ''Kıbrıs'ı bölen hattı yıkmak için her şeyi yapalım'' dedi. ''AB
Konseyi, Türkiye'nin tam üyeliği ile Kıbrıs konusu arasında bir
siyasi ilişki gördüğünü hiçbir zaman saklamadı ama bu, Türkiye'nin
önünde bir siyasi koşul değildir, çünkü bütün anahtarlar
Türkiye'nin elinde değil'' diyen Verheugen, özetle şu görüşleri
savundu: ''Çözümsüzlük halinde işler karışacak. Adli bir sorun
ortaya çıkacak. Türkiye Kıbrıs'ı devlet olarak tanımıyor. Oysa
Kıbrıs AB üyesi olacak. Türk askerinin adadaki varlığı uluslararası
hukuka aykırı. Çözüm, Türkiye'nin lehine olur. Gelecek yıl, 1
Mayıs'tan sonra Türkiye'nin konumu ve koşulları zorlaşır. Türkiye
anlamalı ki, bu tarihten sonra sadece Yunanistan değil, Kıbrıs da
AB Konseyi'nde olacak ve Türkiye'nin katılımı söz konusu olduğunda
her an devreye girebilecek.'' DENKTAŞ'A SUÇLAMALAR ''Çözüm
Denktaş'ta değil'' diyen Verheugen, ''O kendini güçlü bir kişi
zannediyor, herkesi yönlendirebileceğini düşünüyor. Oysa New York,
Ankara, Atina, Lefkoşa ve Brüksel arasında görüşmeler oluyor,
kararlar Denktaş'ın arkasından (sırtından) alınıyor. Onun bir
şeyden haberi yok'' dedi. ''Kıbrıs'ta çözümsüzlük halinde işlerin
zorlaşacağını, sorunlar yaşanacağını, AB müktesebatının sadece
güneyde uygulanacağını, AB Antlaşması'nın ilgili maddelerinin
uygulamaya sokulacağını'' anlatan Verheugen, bir senatörün sorusu
üzerine, ''Türkiye ve Yunanistan'ın NATO üyesi olmalarının iyi bir
şey olduğunu, NATO'da liderliği ABD'nin yaptığını, Kıbrıs
konusunda, ABD ile AB arasında sağlıklı bir iletişim kurulduğunu,
ABD'nin etki ve gücünün önemli olduğunu, Washington'un 'pozitif'
bir rol oynadığını, Kıbrıs konusunun Amerikalılar için de öncelikli
olduğunu'' kaydetti. Belçika Senatosu Dışişleri Komisyonu üyesi ve
Kıbrıs Raportörü Roelants de Vivier, Verheugen'e, ''Denktaş'a
karşı, onun arkasından başkentlerde bir şeyler yapıldığını
söylediniz. Seçimlerden sonra adada şiddet ve ayaklanma olayları
yaşanmasından korkmuyor musunuz? Muhalefet kazanamazsa ne olur?''
diye sordu. Verheugen, ''muhalefetin kazanamaması halinde de
seçenek penceresinin açık kalacağını ama o zaman daha fazla vakit
gerekeceğini, zorluklar yaşanacağını'' söyledi ve ''AB
yandaşlarının kazanması daha iyi olur. Özellikle askerler
bünyesinde güçlü AB karşıtları var. Türkiye çözümsüzlüğün siyasi ve
ekonomik bedellerinin neler olacağını iyi görmeli. Çözümsüzlük,
durumun değişmemesi Türkiye'ye çok pahalıya mal olur. Türk basını
da bu konuyu işliyor. İyi düşünmeliler, değer mi?'' dedi.
''Kıbrıs'ta şiddet ve ayaklanma olmayacağını, halkın bunu
sevmediğini ve istemediğini'' ifade eden Verheugen, ''Kıbrıs'ta
soruna çözüm bulmak Türkiye'nin geleceği açısından giderek önem
kazanıyor. Eğer güvenlik birimleri sert önlemler alırlarsa durum
çok ciddi olur'' diye konuştu. ''Kıbrıs konusunda dönüşü olmayan
bir yoldayız'' diyen Verheugen, 12-13 Aralık tarihlerinde yapılacak
AB zirvesinde, ''Ankara'ya çok net ve tek sesli bir mesaj
verilmesinin önem taşıdığını, pazarlık havası yaratılmaması
gerektiğini'' belirtti. ''Kıbrıslı Rumları savunmak durumunda
olduğunu, onların çözüm istemediklerinin ileri sürüldüğünü, oysa
(Rum kesimi lideri Tasos) Papadopulos'un çözüm ve müzakere
istediğini'' ileri süren Verheugen, ''AB üyesi olacak bir ülkeden
de bu beklenir'' dedi.