Verheugen bu kez moral verdi
Abone olVerheugen, Alman Başbakanı Gerhard Schröder'in Türkiye'ye verdiği desteğe sahip çıktı.
Radikal Gazetesi'nin haberine göre, Almanya Başbakanı
Schröder'den sonra Türkiye'nin ilerleme raporunu hazırlayacak olan
Verheugen de olumlu sinyal verdi
Türkiye'nin AB ile tam üyelik müzakerelerine başlaması konusunda
yıl sonunda kilit önem taşıyan İlerleme Raporu'na imza atacak olan
Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu yetkilisi Günther
Verheugen, Alman Başbakanı Gerhard Schröder'in Türkiye'ye verdiği
desteğe sahip çıktı. Schröder'in Sosyal Demokrat Partisi'nin üyesi
olan Verheugen, 'Deutschlandfunk' radyosuna demecinde, Türkiye'nin
büyük stratejik önemi olduğunu vurguladı.
Schröder gibi Türkiye'nin Kopenhag Kriterleri'ni yerine
getireceğini düşünüyor musunuz?
Ben sadece Türkiye'nin son iki yılda modern Türkiye'nin 80 yıllık
tarihinden fazla değiştiğini söyleyebilirim.
Neden Schröder artık Türkiye'nin AB üyeliğini daha çok
vurguluyor?
Bunun gerisinde büyük bir stratejik değerlendirme yatıyor ki, bu
tüm AB liderlerince paylaşılıyor. Türkiye gibi nüfusu Müslüman olup
da insan haklarına uyan demokratik hukuk devleti olduğunu
göstererek, Batı demokrasileriyle İslam âlemi arasında olası bir
çatışmada belirleyici ve uzlaşmacı rol oynayabilecek bir ülkenin
sağlam ve istikrarlı bir ortağımız olması, Avrupa'nın siyasi ve
ekonomik güvenliği açısından merkezi rol oynayabilir.
Ama Türkiye'nin reformları uygulamaya geçirmediği
eleştirisi var...
Bu yüzden uygulamanın inandırıcılığını ayrıntısıyla inceleyeceğim.
Ama AB ülkelerinden de işkence haberleri geliyor. Bana Türkiye'nin
ne yapması gerektiğini söylemeyin, zaten bu listeyi ben hazırladım.
Türkiye'nin Avrupa'da eşi benzeri olmayan bir reform sürecine
soyunduğunu anlamadan bu ülkeye sürekli ne yapması gerektiğinin
söylenmesi beni gerçekten üzüyor. Türkiye'nin AB üyeliğinin aceleye
getirildiği savına dair, 40 yıldır vaatte bulunulduğunu ve bu
toplumun vaatlerin tutulacağı umudunu yitirebileceğini belirtmek
isterim.'
Hıristiyan Demokratlar Türkiye'ye mali gerekçelerle
karşı...
Hem bu konu Almanya en az iki genel seçim sonra gündeme gelecek,
hem de kimse Türkiye'yle Slovenya'yla aynı koşullarda müzakere
yapılacağını vaat etmedi. Türkiye'yle müzakerelerin hangi hedefle
yürütüleceği ve sonunda nasıl bir anlaşma çıkacağı açık bir
sorudur.
AB'de pek çokları Türkiye'nin AB'de ne aradığını
anlamıyor...
Dürüstlük, Türkiye'ye, muhtemelen yıl sonu başlatacağımız süreç
sonunda üyeliğin olacağına dair garanti verilemeyeceğini söylemeyi
gerektirir. Çünkü katılım anlaşmasının 27-28 ülkede onayı gerek.
Yani tüm AB kamuoyunun ikna edilmesi gerek.
'Siyasi birlik için darbe'
Stoiber'e göre, Türkiye'nin AB üyeliği Avrupa'nın siyasi birliğini
imkânsız kılacak. Muhafazakâr lider, Romanya ile Bulgaristan'ın
üyeliğine de karşı.
Alman Hıristiyan Demokratlar'ın 2002 seçimindeki başbakan adayı
olan ve 2006'da aynı role soyunma ihtimali bulunan Edmund Stoiber,
Süddeutsche Zeitung'a, Türkiye'nin AB üyeliğine itirazlarını
değerlendirdi:
Türkiye'nin üyeliğine neden karşısınız?
Bu hem Alman halkı hem Türk halkına yanlış sinyal. AB
ortalamasının altında GSMH'ye sahip 10 yeni üyeyi entegre
etmeliyiz.
AB'nin ilkesel 'hayır' cevabı reformculara ağır darbe
olur...
Schröder, Türkiye'nin demokratikleşmesinin AB ile
sağlamlaştırılacağı ve İslam âlemine örnek olacağını söylüyor. Bu,
AB'nin entegrasyon yeteneğiyle çelişkili. Siyasi birlik sıkı
entegrasyon gerektirir. Türkiye AB'ye alınırsa, siyasi birlik
vizyonu biter. Çok farklı bir toplumsal arka plana sahip Türkiye
gibi bir ülkeyle AB tahrip edilir. Almanya şimdiden AB'ye yapacağı
katkının GSMH'nin yüzde 1.12'sine çıkarılmasına karşı çıkıyor. AB
ise, sadece 2007-2013'te yapısal fonlar için 330 milyar ek kaynak
istiyor. Hem de Türkiye olmaksızın. Hepsini omuzlamak mümkün değil.
Türkiye'yi Avrupa Parlamentosu seçimleri kampanyasına konu
ediyorsunuz...
Bunun Türk karşıtı kampanya olarak algılanacağı endişesi var. Bu
saçma. Türkiye 10 yıllardan beri Almanya'nın yakın dostu. AB
üyeliğini reddetmek, Türkiye'ye karşı eylem değil, AB'nin
derinleştirilmesi için hazırlık.
Size popülistlik suçlaması yöneltilecek.
Hem genişleme hayalleri kurmak, hem de 'bütün bunları finanse
edemeyiz' demek olmaz. Bulgaristan ile Romanya'nın 2007'de
üyeliğinin mümkün olabileceğine şüpheyle bakıyorum. Önce bunun
nasıl finanse edileceği açıklığa kavuşturulmalı. Bu netleşmedikçe,
bu iki ülkeyi 2007'de üye yapmanın olanaklılığı ya da tarihin
ertelenmesi sorgulanmalı.
Ankara'yla 'imtiyazlı ortaklık' nasıl
olabilir?
Yalnızca gümrük serbestliği olmayacak. Türkiye, mal, hizmet,
sermayenin serbest dolaşımına katılacak. İnsanların dolaşımı daha
fazla serbestlik kazanacak. Ortak güvenlik ve dış politikaya dahil
olacak. AB'nin sivil toplumu güçlendirme programlarında yer alacak.
Türk lirası euro'ya bağlanmalı. AB-Türkiye Dışişleri Bakanları
Komisyonu gibi ortak organlar oluşturulmalı.
'Merkel porselen dükkânında bir fil'
Alman Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, sol eğilimli Die
Tageszeitung gazetesine 21 Şubat'ta verdiği demecinde Türkiye'nin
AB üyeliğinin Avrupa'ya kazandıracaklarını ortaya koydu:
Hıristiyan Demokrat liderlerden Angela Merker'in Türkiye'ye
yönelik tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir Alman heyetinin bu hafta Türkiye'de nasıl hareket ettiğini görünce... Porselen dükkânına girmiş bir fil gibiydi.
Merkel'in, Türkiye'nin AB üyeliğini reddetmesinin, dürüst
ve cesurca olduğunu da söyleyebiliriz...
Tersine. Merkel'in Türkiye politikasında cesaretsizlik görülüyor. Tabii ki ciddiye alınması gereken kültürel korkular var. Fakat, Türk göçünün Almanya'da sahip olduğumuz en yaratıcı göç olduğunu da görmeliyiz. Bunu sadece Berlin Film Festivali'nde görmedik. Yani Almanya'nın tecrübelerinin muhasebesini yaptığımda, Türkiye'nin AB'ye yaklaşmasıyla korkuları dengelemek mümkün olur diyorum.
Fakat çelişkiler daha çok ülkenin kendisiyle ilgili...
AB'nin Suriye ve Irak'la komşu olup olamayacağı endişesini ben de paylaştım. Fakat 11 Eylül'den beri her şey ortada. Şimdiden bu ülkelerle komşuyuz. Ülkemizdeki barış ve istikrar için Türkiye'nin stratejik önemi çok büyük.
Müzakerelere bir kez başlanırsa Türkiye'yi üye kabul etmekten başka seçenek kalmıyor...
Avrupa Komisyonu bunu dikkatle takip ediyor, biz de öyle. Üyelik sürecinin duraksadığını tespit edersek, süreci durdururuz. Süreç başarılı ilerlerse, o zaman söz ve sorumluluğumuzu yerine getiririz. Doğru olan budur.
AB'ye katılım sonu açık bir karar mı?
Tabii ki öyle. Türkiye de bunu böyle gördüğü için, üyelik
kriterlerini yerine getirmek için her şeyi yapacaktır. Türkiye çok
iyi biliyor ki,
reformların amacı Avrupa'nın sevilen çocuğu olmak değil. Bu
adımlara ihtiyacı var.
'Türkiye bir fırsat, kaçırmamak gerek'
Almanya'da iktidarda bulunan Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) vekili ve Avrupa Parlamentosu üyesi Martin Schulz, Rheinischer Merkur gazetesine demecinde, partisinin Türkiye'nin AB üyeliğine desteğinin gerekçelerini anlattı:
Türkiye'nin AB üyeliği perspektifine bakış açınız nasıl?
Bu kesinlikle yanlış kullanmamamız gereken çok büyük bir fırsat olabilir. Daha şimdiden 'hayır' cevabı vermek doğru değil. Müslüman bir toplumu AB değerler topluluğuna katmayı başarırsak, İslamcı köktendincilerin İslam ile Batı değerlerinin birbirinden çok farklı olduğu tezini çürütmüş oluruz. Bu, uluslararası konumda belirleyici bir nokta olur.
Türkiye'deki durumu nasıl buluyorsunuz?
Verheugen, sadece üyelik perspektifinin bile Türkiye'de çok büyük reform sürecine neden olduğunu söylemekte haklı. Kemalist eğilimli eski hükümetler uzun bir süre İslami direniş nedeniyle reform gerçekleştirmenin çok zor olduğunu savunmuştu. Şimdiyse, önceki hükümetlerin toplamından daha fazla reformu bir yılda gerçekleştiren bir İslami parti var. Belki Erdoğan, Kıbrıs'ta da orduya sözünü geçirmeyi başarabilir ve adanın birleşmesini sağlayabilir.