Vergilendirmeye TÜSİAD modeli
Abone olTÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı ''Türk Gelir İdaresinin Yeniden Yapılandırılması: Temel Tasarım'' başlıklı çalışmasını tanıtımı için bir toplantı düzenledi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu
Başkanı Ömer Sabancı, IMF 7. gözden geçirme niyet mektubunda da
önemle vurgulanan konulardan biri olan 'gelir idaresinin yeniden
yapılandırılması' çalışmalarında, mükellefin devletin ''müşterisi''
olduğunun unutulmamasını istedi. Sabancı, TÜSİAD ve Vergi
Konseyi'nin işbirliği ile hazırlanan ''Türk Gelir İdaresinin
Yeniden Yapılandırılması: Temel Tasarım'' başlıklı çalışmanın
tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, devletin bireye etkin ve
verimli bir hizmet götürebilmesi ve piyasada düzenleyici görevini
yerine getirebilmesi için, köklü bir kamu reformunun
gerçekleştirilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı. Ömer
Sabancı, bireylerin değişen ve çeşitlenen ihtiyaçlarına cevap
vermek, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne entegrasyonunu ve
demokratikleşme sürecini derinleştirmek açısından kamu reformunun,
öncelikle ele alınması gereken bir konu olduğunu dile getirdi.
Ülkenin içinde bulunduğu durumda, vergi politikalarının temel
niteliklerini kaybetmiş olmasının yanında, bu politikaları
uygulayacak Gelir İdaresi'nin de dünyada gelişen yeni yönetim
anlayışının dışında kaldığını belirten Sabancı, Gelir İdaresi'nin
yeniden yapılandırılmasının, makro ekonomik hedeflere ulaşılmasında
belirleyici rolü olmasının yanı sıra dünyadaki artan vergi
rekabetine uyum göstermek açısından da önem taşıdığını söyledi.
TÜSİAD'ın bugüne kadar kamu reformu ile ilgili olarak yürüttüğü
araştırma raporu, seminer ve görüş çalışmaları ile kamu
kurumlarının yeniden yapılandırılması ve yönetim kapasitesinin
artırılması konularının altını çizdiğini anımsatan Ömer Sabancı, bu
faaliyetlerin bir devamı ve tamamlayıcısı olarak, bir kamu
kurumunda uygulanmak üzere bir ''pilot proje'' tasarlanmasının
yararlı olacağı düşüncesinden hareketle, Vergi Konseyi ile
işbirliği içinde, kamu reformundaki öneminden dolayı ''Gelir
İdaresi'nin Yeniden Yapılandırılması'' konusunda bir çalışma
yapılmasına karar verildiğini aktardı. ÇAĞIN GEREKLERİNE UYGUN
HİZMET SUNULMALI Vergi politikaları en mükemmel şekilde
oluşturulmuş olsa dahi, bu politikalar etkin ve verimli şekilde
uygulanmadığı takdirde sonuçlarının alınabilmesinin mümkün
olmadığını kaydeden Sabancı, şöyle konuştu: ''Vergi sistemlerinin
başarılı olması için, vergi kanunlarının basit, adil, üretimi ve
yatırımı özendirir olmasının yanında, gelir idaresinin güçlü bir
şekilde örgütlenmesi ve mükelleflere çağın gereklerine uygun bir
hizmet sunması gerekmektedir. Ancak Türkiye'de Gelir İdaresi bu
ihtiyacı giderme konusunda arzu edilen noktada değildir. Türk Gelir
İdaresinin yeniden yapılandırılması çalışmaları, dünyada kabul
görmüş en iyi uygulamalar ve çağdaş eğilimler çerçevesinde,
'mükellef odaklı' bir temelde ele alınmalıdır. Mükellefin devletin
''müşterisi'' olduğu unutulmamalıdır. Nasıl ki kuruluşlar
müşterilerine bağlı ise, Gelir İdaresi'nin de mükelleflere bağlı
olduğu kabul edilmeli, Gelir İdaresi mükelleflerin şimdiki ve
gelecekteki ihtiyaçlarını anlamalı ve bunları karşılamaya yönelik
tedbirlerini almalıdır.'' Bu fikirler ışığında projeyi başlatmadan
önce, 20 Mayıs 2003 tarihinde, TÜSİAD ve Vergi Konseyi tarafından
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ziyaret edilerek kendisinin
desteklerinin alındığını, başlangıç aşamasında özel sektör
temsilcileri, akademisyenler ve Unakıtan'ın bizzat görevlendirdiği
Maliye Bakanlığı yetkililerinin yer aldığı bir çalışma grubu
kurulduğunu anlatan Sabancı, çalışma grubunun Gelir İdaresi'nin
yeniden yapılandırılmasına ilişkin bugüne kadar yapılmış
çalışmaları gözden geçirdiğini, belirlenen sorunlar ve beklentiler
çerçevesinde yeni gelir idaresi modelinin geliştirilmesinin ise
Beşinci Düşünce Stratejik Yönetim Hizmetleri tarafından
üstlenildiğini söyledi. TÜSİAD DESTEK VERMEYE HAZIR Ömer Sabancı,
modelin, kurumun bünyesi ve sorunlarına uygun yaklaşımlarla
oluşturulduğunu, ortaya çıkan temel önerilerin aynı konularda
başarılı uygulamalar geçirmiş Avustralya, İrlanda, Danimarka, ABD
gibi ülkelerin gelir idareleri ile bizzat tartışılarak son
şekillerini aldığını bildirdi. Sabancı, devamla şöyle dedi: ''Yeni
Gelir İdaresi modeli, vergi sisteminin bütün taraflarının ihtiyaç
ve beklentilerini biraraya getiren bir uzlaşı temeli oluşturmayı
amaçlamaktadır. Günümüzün modern kurumsal gereksinimlerini
yapılandıran, mükellefi temel alarak bütün süreçlerini tasarlayan,
ekonomik içerikli bilgi yönetimi gibi ulusal sorunlara çözüm
getiren, vergi politikası geliştirme süreçlerini yeniden
yapılandıran bu modelin, gelir idaresinin mevcut sorunlarını
adresleyen bütüncül bir çözüm önerisi olduğuna inanıyoruz. Bu
çerçevede, kamu reformu yolunda, bu tür projelerin
değerlendirilmesi ve hayata geçirilmesi, ancak siyasi iradenin
liderliği ve kurumlara yıllarını vermiş kadroların çabalarıyla
mümkün olacaktır. Bu açıdan, TÜSİAD, köklü değişimlerin yolunu
açacak her gayretin arkasındadır ve çalışmalara destek vermeye
hazırdır.'' Gelir idaresinin yeniden yapılandırılmasının, IMF 7.
gözden geçirme niyet mektubunda da önemle vurgulanan konulardan
biri olduğunu belirten Sabancı, niyet mektubunda, Gelirler Genel
Müdürlüğü'nü Maliye Bakanlığı bünyesinde yarı özerk bir yapı haline
getirecek gelir idaresi reform düzenlemesinin 2004 yılı Mayıs
ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulması, 2004 yılı Temmuz
ayında ise reformun TBMM tarafından kabul edilmesi bir kriter
olarak belirlendiğini kaydetti. MODEL Yeni gelir idaresi modeli,
giderek artan vergi kayıplarının ve kayıt dışı ekonominin kontrol
altına alınmasını, gelir idaresinin mükellef odaklı bir yaklaşımla
yeniden yapılandırılmasını hedefliyor. ''Türk Gelir İdaresinin
Yeniden Yapılandırılması: Temel Tasarım'' başlıklı çalışma, Beşinci
Düşünce Stratejik Yönetim Hizmetleri Genel Direktörü R. Fatih
Özçelik tarafından hazırlandı. Gerek iç analizler, gerekse dünya
vergi yönetimleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, Türk
gelir idaresinin esasen dört temel düzeyde sorunlarının olduğu
belirlendi. Rapor, bu sorunların tamamına yönelik bir bütün model
önerisi üzerine kuruldu. Genel özellikleri itibariyle fonksiyonel
bir organizasyonu temsil eden model, ana süreçlerinde mükellef
temelli bir alt yapılanmayı öngörüyor. Gelir idarelerinin
kendilerini geliştirmekte yaşadığı güçlükleri ortadan kaldırmayı
hedefleyen, temel süreçlerdeki sorunları çözecek, gerekli kurumsal
kapasiteyi yaratacak, değişim yeteneğini kurumsallaştıracak yeni
bir Gelir İdaresi Stratejik Yönetim Yapısı öneriliyor. Bu yapı,
temel unsurları itibariyle, yeni yasal statü, gelir idaresi kurulu,
icra kurulu, stratejik yönetim sistemi, kurumsal gelişim birimi ve
iç denetim birimini içeriyor. Vergi politikalarının geliştirilme
süreci, fikirlerin oluşturulmasından TBMM'de yasalaşmasına kadar
bir tam süreç olarak tanımlandı. Bu yapı içinde, vergi politikası
geliştirme fonksiyonu Maliye Bakanlığı'na bırakıldı. E-DEVLET
UYGULAMASI Çalışma, mükellef hizmetleri (vergi daireleri) için yeni
bir model öneriyor. Oldukça parçalanmış görünen mevcut yapının,
aynı vergi hasılatı, aynı mükellef sayısı ve aynı iş yükü ile
uğraşan benzer ülke uygulamalarına göre olağandışı bir verimsizliğe
neden olduğu vurgulanan çalışmada, verimsizliğin, mükellefler
tarafından doğrudan üstlenilen uyum maliyetleri dikkate alındığında
çok daha yüksek olduğuna dikkkat çekildi. Verimsizliğin önemli bir
kısmının beyanname kabul ve işleme sürecindeki sorunlardan
kaynaklandığı görüşü dile getirilen çalışmada, bu aşamadaki
sorunların, vergi sisteminin bir bütün olarak yönetimini bile
engellediği kaydedildi. Bu sürecin, önerilen modelde ilke olarak
tamamen bir e-devlet uygulaması olarak tasarlandığı belirtilen
çalışmada, şunlar kaydedildi: ''Tasarlanan e-devlet yapısı, aynı
ekonomik aktivite üzerinden birden fazla yasa gereğince verilmek
durumunda olan SSK, DİE gibi kamu kurumlarının beyannamelerinin de
konsolidasyonunu içermektedir. Böylece, mükelleflerin söz konusu
kamu beyanları için tek bir noktada ortak bildirimde bulunmaları,
bu beyanların denetimi ile ilgili, söz konusu kuruluşların ayrı
ayrı barındırdığı kontrol mekanizmalarının konsolidasyonu olanaklı
hale getirilmiştir. ÜYÜK MÜKELLEFLER İÇİN AYRI VERGİ DAİRESİ
Mükellef hizmetleri, idarenin, mükelleflerin farklı
gereksinimlerine yönelik özel ürün ve hizmetler geliştirmesine
olanak verecek şekilde segmente edilmiştir. Özel hizmet ihtiyacı
bulunan mükellef grupları (büyük mükellefler ve yabancı şirketler)
için ayrı yetkinlikte hizmet birimleri kurulması öngörülmüş, idare
ile olan bütün ilişkilerin tek noktadan gerçekleşmesine olanak
verecek şekilde 'Mükellef Temsilciliği' kadrosu önerilmiştir.''
Çalışmada, vergi dairelerinin rolünün, rutin operasyonlarının
önemli bir kısmı merkezileştirilerek, esasen yerel iletişim, destek
ve izleme fonksiyonları etrafında yeniden tanımlandığı kaydedildi.
Kayıtdışı ekonominin ulaştığı boyutun vergi denetimindeki sorunlar
kadar, ülke olarak bilgi altyapısının yetersizliğinden de
kaynaklandığına dikkat çekilen çalışmada, bu nedenle ''Uyum
Yönetimi''nin yanında ''Ulusal Veri Altyapısı''nı da inceleme
konusu yaptığı bildirildi. Çalışmanın sonuç bölümünde, modelin
gelir idaresinin mevcut yapısında esaslı bir değişiklik önermesi
nedeniyle ciddi bir değişim çabası, kaynak ihtiyacı ve siyasi
sahiplenme gerektirdiği, aynı ölçüde de ülke ekonomisine etki
potansiyeli öngördüğü vurgulandı.