Vergi adaletsizliği can yakıyor
Abone olKazanandan vergi alamayan Maliye, çözümü; ekmek, su, giyim eşyası, benzin, araba gibi tüketim ve harcamalar üzerinden alınan vergileri artırmakta buldu.
Kazanandan vergi alamayan Maliye, çözümü; ekmek, su, giyim
eşyası, benzin, araba gibi tüketim ve harcamalar üzerinden alınan
vergileri artırmakta buldu. Katma Değer Vergisi (KDV), Özel Tüketim
Vergisi (ÖTV) gibi dolaylı vergiler, tüketim üzerinden alınan
vergilerin başında geliyor. Maliye Bakanlığı verilerine göre bu yıl
toplanan vergilerin yarısından fazlası, harcamalar üzerinden alınan
vergilere ait. Ocak–Eylül 2003 döneminde toplanan 60 katrilyon lira
verginin 31 katrilyon lirası mal ve hizmetler üzerinden alınan
(dolaylı) vergilerden oluşurken, bu rakamın 27 katrilyon lirasını
da KDV ile ÖTV vergileri oluşturdu. Türkiye, mal ve hizmetler
üzerinden alınan bu vergi rakamı ile birçok Avrupa ülkesini geride
bıraktı. Toplam vergi gelirleri içerisinde şirketlerin ödediği
Kurumlar Vergisi ise 5,9 katrilyon lirada kaldı. Vergi Konseyi,
tüketim üzerinden alınan vergilerde üst limite gelindiği kanaatine
vararak, verginin gelirden alınması için başlattığı çalışmaların
sonuna geldi. Konsey’in çalışmasına göre iki önemli unsur ön palana
çıkıyor: Sektör ortalamasının altında beyanda bulunan mükelleften
bunun izahı istenecek ve gelir ile yapılın harcamalar
karşılaştırılacak. Türkiye; KDV, ÖTV gibi dolaylı vergiler oranında
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkelerinde ilk
sıralarda yer alıyor. OECD ortalaması dolaylı vergi diliminde yüzde
32,1 iken bu rakam Türkiye’de 37,1’e ulaştı. Buna karşın OECD
ülkelerinde yüzde 37,2 olan vergi yükü, Türkiye’de 27,9. Türkiye’de
vergi yükünün az olmasına karşın verginin tabana yayılamaması
nedeni ile tahsilatı düşük seviyelerde kalıyor. Türkiye, kişi
başına 878 dolar vergi geliri ile de OECD ülkeleri arasında en
düşük kişi başına vergi geliri sıralamasında ilk sıralarda
bulunuyor. Kişi başına vergi gelirinde OECD ortalaması 8 bin 38
dolar. Vatandaşlardan devletin tek taraflı ve zoraki aldığı vergide
yaşanan adaletsizliği Maliye Bakanı da kabul ediyor. Ankara’da
düzenlenen Vergi Arenası adlı toplantıda konuşan Maliye Bakanı
Kemal Unakıtan vergi sestemindeki haksızlığı, “Bütçemiz çok hassas,
bu da vergiyi topla da nereden toplarsan topla durumunu ortaya
çıkarıyor. Biz de en kolay vergiyi nasıl alabilirsek oradan
alıyoruz. Koy benzine vergiyi!” diyerek, dolaylı vergilerdeki hızlı
tahsilata dikkat çekiyor. Buna karşın Gelir ve Kurumlar Vergisi
tahsilatında düşüklüğe en önemli neden olarak denetim yetersizliği
gösteriliyor. Denetim yeterli olmayınca da yine MB’nin verilerine
göre bir doktor yıllık ortalama 515 milyon lira gibi düşük bir
rakamda vergi ödeyebiliyor. Vergi Konseyi üyesi Hüseyin Yıldız,
devletin gelir üzerinden alınan vergilerde başarı sağlayamadığı
için tüketim üzerinden alınan vergilere ağırlık verdiğini
söyleyerek, “Ancak, tüketim vergilerinde üst limite dayandık. Daha
fazla tüketim vergisini artırmak ters tepiyor. Bu durum ise kayıt
dışını doğuruyor.” diyerek, gelir üzerindeki vergilerin
artırılmasına dikkat çekiyor. İstanbul Serbest Muhasebeci Mali
Müşavirler Odası (İSMMMO) Başkanı Yahya Arıkan ise görüşlerini
“Türk vergi sistemi dolaylı vergilere yüklenmiş, buna karşın beyana
dayalı vergilerde tahsilat çok düşük oranda seyrediyor. Mesela
toplam vergilerin yüzde 9’unu Kurumlar Vergisi oluşturuyor. Bu
rakamı da ancak toplam Kurumlar Vergisi mükelleflerinin yüzde
5–10’u ödüyor. Ekonomide kayıt dışının dehşet boyutlarda olması bu
durumu doğuruyor.” cümleleri ile açıklıyor. Marmara Üniversitesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Altuğ’a göre, harcamalar üzerinden
alınan vergiler en zengin ile en fakirin aynı oranda vergi ödemesi
gibi bir haksız duruma neden oluyor. Maliye Bakanlığı’nın
verilerine göre, Ocak–Eylül 2003 tarihleri arasında toplam 60,1
katrilyon lira vergi geliri elde edildi. Bu rakamın 17,9 katrilyon
lirasını (Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Faiz Vergisi vb.) gelir
üzerinden alınan vergiler oluştururken; 1,7 katrilyon lirasını
Motorlu Taşıt Vergisi, Ek Emlak Vergisi, Veraset Vergisi gibi
servetten alınan vergiler oluşturdu. Gelir Vergisi’nde en önemli
pay ise Katma Değer Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, Özel İletişim
Vergisi gibi kalemlerden oluşan mal ve hizmetler üzerinden alınan
vergilere ait. Bu kalemin toplam tutarı ise 31,4 katrilyon lira.
Gelir Vergisi’nin bir diğer önemli kalemini ithalattan alınan KDV,
gümrük vergileri gibi dış ticaretten alınan vergiler oluşturuyor.
Bu kalemin rakamı ise 8,9 katrilyon lira. MB verilerine göremal ve
hizmetler üzerinden alınan 31,4 katrilyon liralık verginin 27
katrilyon lirası KDV ile ÖTV’ye ait. Bakanlığın 2002 verileri ise
vergi sistemindeki çarpıklığı gözler önüne seriyor. Yıllık ortalama
bir doktor 608 milyon lira, bir avukat 1 milyar 115 milyon lira,
bir bakkal 178 milyon lira, akaryakıt istasyonu 3 milyar 434 milyon
lira, Eczacı 3,5 milyar lira, inşaatçı 307 milyon lira vergi ödedi.
Kurumlar Vergisi’nde ise doktor muayenehaneleri 515 milyon lira,
fırınlar 701 milyon lira ortalama yıllık vergi ödedi. Yine
bakanlığın verilerine göre Türkiye’de 2,8 milyon Katma Değer
Vergisi mükellefi, 601 bin Kurumlar Vergisi mükellefi, 1,7 milyon
Gelir Vergisi mükellefi bulunuyor. Kişisel vergi numarası mükellefi
ise ekim sonu itibarıyla 25 milyon. En çok kişisel vergi numarası,
otomobil ve gayri menkul alıp–satmak için alınıyor. Kurumlar
Vergisi’ni çok düşük bir azınlık ödüyor - Yahya Arıkan (İstanbul
Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı) Türk vergi
sistemi dolaylı vergilere yüklenmiş, buna karşın beyana dayalı
vergilerde tahsilat çok düşük oranda seyrediyor. İki nedeni var.
Bir Gelir Vergisi mükelelleflerine baktığımızda yüzde 95
kesinti–stopaj yolu ile alınıyor. Dolayısı ile olay burada
düğümleniyor. Türkiye’deki kayıt dışı ekonomi dehşet boyutlarda.
Kurumlar vergisnin toplam içindeki payı yüzde 9’larda. Bu rakamı
da, mevcut Kurumlar Vergisi mükelleflerinin ancak yüzde 5–10’u
ödüyor. Kayıtdışı ekonominin dehşet boyutlara varması nedeni ile
Kurumlar Vergisi mükelleflerinin ödediği vergi az oluyor. 800–900
bin civarında basit usulde vergi mükellefi, 40 trilyon gibi komik
vergi ödüyor. Verginin tabana yayılması lazım; aksi halde çok az
kişi vergi ödüyor; yoksa OECD ülkeleri içerisinde vergi oranlarımız
yüksek değil. Ama beyana dayalı vergi mükellefleri kayıt dışı
içinde olduğu için ve devletin de kontrol sistemi zayıf olduğu için
vergi toplanamıyor. Hükümetler de dolaylı vergilere yükleniyor.
Mesela, dolaylı vergilerden ÖTV, KDV gibi vergiler Danimarka’da
yüzde 33, Lüksemburg’da yüzde 27, Fransa’da yüzde 27, İspanya da
yüzde 28, OECD ortalaması yüzde 32,1. Türkiyede 37,1 Yani bizde
dolaylı vergiler diğer ülkelere göre çok yüksek. Bir litre benzinin
yüzde 75’i dolaylı vergi. Çözüm, kayıt dışı ekonomin önüne
geçilmesi. Bunun için yapılan tüm harcamalar tüm vergi mükellefleri
tarafından gider gösterilmemeli. Maliye’nin denetim kadrosu
yetersiz. Meslek grupları ön denetim yapmalı. Tüketim vergilerinde
sınıra gelindi - Hüseyin Yıldız (Vergi Konseyi Üyesi) Vergi Konseyi
olarak, verginin gelirden alınması yönünde bir çalışmamız var.
Çünkü, tüketim üzerinden alınan vergilerde üst limite dayandık.
Daha fazla KDV’yi artırmak, ÖTV’yi artırmak ters tepmeye başladı.
Bu sefer alan–satan pazarlık yapıyor; KDV’yi almazsan şu fiyat olur
diye. Bu durum ise ekonomik faaliyetlerin kayıt dışında cereyan
etmesine neden oluyor. Vergi Konseyi olarak, tüketim üzerinden
alınan vergilerde sınıra gelindiğini düşünüyoruz. Çözüm olarak da,
gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergi tahsilatını tabana
yayarak ağırlık verilmesi düşüncesindeyiz. Bu iki kalemde çok ciddi
düşüşler var. İstatistikler bunu söylüyor. Bunu nasıl artırabiliriz
diye bir çalışmamız var. Yakında bunu Vergi Konseyi olarak sayın
bakana sunacağz. Biz konsey olarak öneride bulunabiliyoruz.
Bakanlık bu raporları alıp uygun bulursa yasaya koyuyor.
Çalışmamız, dolaylı vergilerden ziyade gelir ve kazanç vergileri
üzerinde yoğunlaşıyor. Burada düşük beyanda bulunanları gerçek
beyana veya düşük beyanın izahına davet edeceğiz. Sektör
ortalamasının altında beyanda bulunanlar izah edemezse incelemeyi
öneriyoruz. Böylece kayıtlı ekonomiye geçmeyi hedefliyoruz. Önemli
bir çalışmamızı da, bir mükellefin gelir ve harcamaları arasında
ilinti kurma konusu oluşturuyor. Tüketim üzerinden alınan vergiler
haksızdır - Prof. Dr. Osman Altuğ (Kayıt dışı ekonomi uzmanı)
Türkiye’de vergi yapısı çarpıktır. En zengin adamla en fakir adam
aynı vergiyi öder. Dolaylı vergi olarak adlandırılan ve tüketim
üzerinden alına vergiler haksız vergilerdir. Bir depo benzine,
Türkiye’nin en zengini ile en fakiri de aynı vergiyi öder.
Lavobada, en zengin adam da, en yoksul adam da sifonu çektiğinde
aynı suyu çeker ve aynı vergiyi öder. Tek fark, biri zengin, birisi
fakirdir. Bu nedenle dolaylı vergiler halktan çaktırmadan alınan
vergilerdir. Görünürde halktan hiç vergi almazsınız; ama toplanan
vergilerin yüzde 70’ini halktan eşitsizlik ile alırsınız. Faizden
vergi almazsınız. Çözüm; herkesi ve her kesimi vergi mükellefi
yapacaksın, herkesin her çeşit masrafını vergi matrahından
indireceksin ve ekonomiye hamile yazılıdan nama yazılı yani nakit
esasından kayıt esasına (kartlı) getireceksin. Böylece ekonomi
kayıt altına alınır, rüşvet önlenir, yolsuzluk önlenir. Ekonomi
kayıtlı hale gelir. Dolaylı vergi alınacak; ama az alınacak. Gelir
Vergisi yüzde 70, dolaylı yüzde 30 olacak. Asgari ücretliden vergi
alıyorsun, faizciden vergi almıyorsun. Garibim hem kazanırken, hem
tüketirken vergi ödüyor. Çiftçi, fatura alıyor vergi ödüyor ama
harcamasını gider gösteremiyor, mazot, gübre ilaç alıyor vergiden
düşemiyor. Ama, tüccar masraf yazabiliyor. Bu yanlıştır. Kaynak:
Zaman [HABER - İNCELEME] / İSMAİL ALTUNSOY