Dün, "milli irade" yine sokaklardaydı…
Bu kez, eğitim sistemi üzerinde yapılacak değişikliği, “haklı
olarak”, protesto için sokakta sabahladılar…
Ankara’nın gece ayazında…
Ertesin gün, yani bu gün, biber gazı, cop, tekme üçlüsüne
ve sonrasına hazırdı hepsi…
Zira akıllarına bile gelmedi, aslında “milli iradeyi” temsil
ediyordu her biri…
Aslında bu eylemler, iktidar için ne bulunmaz bir fırsat…
Balkon konuşmalarını hatırlayın başbakanın, hani herkesi
kucaklayan, hani ayrım gözetmeyen, hani kendi partisine oy
vermeyeleri de verenlerin arasına yerleştiren, dini, dili ne olursa
olsun herkesi sarmalayan, aynı dağın gülleri, aynı türkünün sözleri
bizler…
Onlar işte o meydandakiler…
Her gün, aynı sokaktan geçtiklerimiz…
Her gün, aynı sudan içtiklerimiz...
Aynı mevsimi yaşadıklarımız…
Aynı coğrafyayı paylaştığımız…
Her gece yatağa girdiğimizde aynı duaları ettiğimiz…
Aynı müziği, aynı ezgiyi dinlediklerimiz…
Milli maçlarda aynı gole sevinip, aynı gole
hüzünlendiklerimiz…
Her acıda bir araya geldiklerimiz…
Şehidimiz bir, gazimiz bir…
Ve meydanlar hepimizindir…
Meydandakiler, o partiden, bu partiden değil… Onlar eğitim
sistemi üzerindeki değişikliğin,gelecek neslin üzerinde bırakacağı
etkileri, kendilerine sorun yapan, bu konunun önemini bilen, hak
arayan insanlar…
Onlar, bir ülkenin geleceğine, eğitimcisiyle,
yöneticisiyle,gençleriyle, halkıyla tartışılarak, herkes
bilgilendirildikten sonra ortaya bir taslak çıkarılabilsin, bu
kadar hassas bir konuda iyice düşünülüp öyle karar verilsin isteyen
bir kalabalık…
Çoğu eğitimci…
Görüşleri dinlensin, fikirleri sorulsun, başbakan partisi adına
verdiği sözü tutsun, onları da kucaklasın istiyorlar…
Ama dayak yiyorlar, yerlerde sürükleniyorlar,itilip
kakılıyorlar…
Dışlanıyorlar…
Kucaklanmıyorlar…
Anlamadıkları dilden konuşulunca da…
Hak aramak için, tekrar koşuyorlar meydanlara…
Demokrasi ülkemize uğrayıncaya kadar…
Göreceğimiz şey, hep aynı manzara…
Gaz, cop, tazyikli su, sopa...
twitter.com/nsrnylmz