Veli Küçükten mahkemeye suçlama
Abone olBirinci Ergenekon davasının çapraz sorgusunda konuşan Veli Küçük, dinleyenleri şoke etti.
Birinci Ergenekon davasının duruşmasında konuşan Veli Küçük,
isim vermedi ancak yaptığı tüm görevleri devlet için yaptığını
iddia etti. Küçük, mahkemede savcılıktan da kendi döneminde isnat
edilen suçları ispatlanmasını istedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada çapraz sorgusu
yapılan tutuklu sanık Erhan Timuroğlu, Cumhuriyet Savcısı Nihat
Taşkın'ın ''İsmail Sağır, 'Danıştaytan bizi Osman Yıldırım
vazgeçirdi' dedi. Bu doğru mudur?'' sorusu üzerine
''Cezaevinde İsmail ve Osman'ın odaları yakındı. Osman,
orada İsmail'in aklına girmiş, ikna etmiş olabilir. Biz, Osman'ın
kurtulması için her şeyi yaptık, bütün suçları üstlendik"
dedi.
Teslim olduktan sonra arkadaşlarının televizyondan dinlediği
ifadelerine yakın ifadeler kullandığını anlatan Timuroğlu,
Ankara'da verdiği ifadelerin tümünü reddettiğini, gerçekleri burada
söylediğini kaydetti.
DANIŞTAY SALDIRISI
Veli Küçük ve Sedat Peker “Ergenekon” ile ilgileri olmayan iki kişi çünkü… Sedat Peker veya Veli Küçük’ü, Adil Serdar Saçan ile aynı örgütün üyesi gibi göstermek zaten hapis cezasından daha ağır bir ruhsal tacizdir ikisi için… Peki neden halen tutuklu bulunuyorlar?.. Rusya istediği
için… Rusya ile devam eden iyi ilişkilerin devamı için… Çünkü Rusya, Çeçenistan direnişini bu ikiliden (Küçük – Peker) biliyor…
Adnan Berk Okan |
Timuroğlu, ''Ankara'da arabadaki silahları bilseydim bir tanesi
de bende olurdu. Danıştay saldırısından haberim olsaydı, ben de
saldırıda olurdum. Neden Ankara'ya birlikte gittik de Alparslan
Arslan tek başına yaptı anlamıyorum'' diye konuştu.
Savcı Taşkın'ın ''Cumhuriyet gazetesine atılan üçüncü bomba nereye
düştü? Adam öldürme saiki var mıydı?'' sorusu üzerine Timuroğlu,
''Adam öldürme niyeti olsa Danıştaya giren adam Cumhuriyet
gazetesine giremez mi? Yalan konuşuyorlar'' dedi.
Cumhuriyet gazetesine bombalı saldırı olayına ilişkin kamera
kayıtlarında görüntülerinin bulunduğunu ifade eden Timuroğlu,
''İsmail Sağır'ın kamera kayıtları var. Ogün Samast bir gazeteciyi
öldürüyor, aynı gün yakalanıyor. Tekin Irşi, İsmail Sağır ve beni
niye yakalamıyorlar? Haliyle insanın aklına bir sürü şey geliyor''
görüşünü dile getirdi.
Danıştay olayında kandırıldıklarını, kullanıldıklarını savunan
Timuroğlu, Osman Yıldırım'ın kendi kendine senaryo yazdığını,
kendini kurtarmak için atıp tuttuğunu söyledi.
Timuroğlu, ''Koskoca Danıştay ile benim ne işim olabilir?
Mesele ve dava bunların. Birilerini koruma, saklama için bizi öne
sürdüler. Biz kurbanız'' dedi.
Savcı Pekgüzel'in ''Burada okunan bazı ifadeleri ilk kez
duyduğunuzu dile getirdiniz. Dava dosyasını incelemediniz mi?''
sorusu üzerine Timuroğlu, ''Yazılanlardan pek bir şey anlamıyorum.
Dilekçeler iddianamede yok mu?'' dedi.
Sincan Adliyesinde iki kez ifade verdiğini belirten Timuroğlu,
ikinci ifadenin polisler ve savcılar tarafından akşam saatlerinde
mesai bitiminde alındığını kaydetti. Timuroğlu, şöyle konuştu:
''İlk ifadede bir polis 'Ergenekon'dan tanıdıkların var mı?' diye
sordu. 'Hayır' dedim. Savcı da aynı soruyu sordu, ona da aynı
yanıtı verdim. Ankara'da savcılar pek sağlıklı değildi. Sabih
Kanadoğlu'na benziyordu. Yüzüne baktıkça bunalıma giriyordum. Bir
iki soru sordu. 'Siz bizi vurmaya mı geliyorsunuz buralara?' dedi,
orada doğru dürüst beyan vermedim.''
Ankara'daki hakimin Alpaslan Arslan'a ilişkin televizyondaki
ifadeleri zapta geçirdiğini ileri süren Timuroğlu, Osman
Yıldırım'ın da ''zavallı bir çaycı'' olduğunu
savundu.
Tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz'in sorusu üzerine Timuroğlu, ''Osman
Yıldırım'ın Veli Küçük'ü tanıması için 40 fırın ekmek yemesi lazım.
Veli Küçük'ün eylemlerini gerçekleştirmek için Osman'a varana kadar
5-10 milyon kişi sıraya girer'' dedi.
Osman Yıldırım'ın ''Benimle birlikte Ankara'ya geliyorsunuz, orada
herkese hakkı verilecek'' dediğini anlatan Timuroğlu, Danıştay
saldırısından sonra ''Keşke gelmeseydik'' diye düşündüğünü
söyledi.
SANIKLARIN TALEPLERİ ALINDI
İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, iddianamede yer verilen ve kendisi
ile genel başkan yardımcılarının katılarak, Ergenekon temel
kararlarının alındığı öne sürülen Bilecik toplantısının
yalan olduğunun saptandığını anlattı. İddianamenin
eklerinde yer alan bazı telefon kayıtlarının Ergenekon tertibini
aydınlatan ve ortaya çıkaran ve Bolu'da gerçekleştirilen toplantıyı
anlattığını savunan Perinçek, şunları söyledi:
''14 Nisan 2004'te Bolu'da gerçekleştirilen toplantıda hükümeti
temsilen bir yetkili emekli Korgeneral Altay Tokat'ın Türkiye'nin
büyük bölgelerinde askeri istihbarat birimi kuracağını söyledi.
Birim, yasa dışı yetkilerle donatıldı. Balyoz, Poyrazköy, Kafes,
ıslak-kuru imza, ülkenin gelişmesine zarar veren birim olarak
tanımlanan Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında bilgi toplanması
kararlaştırıldı. Birime 300-500 milyon örtülü ödenekten
kaynak aktarıldı. Böylece Recep Tayyip Erdoğan, MİT;ten ayrı gizli
gladyosunu kurmuş oldu. Birimin, 5 tane dinlenilmeyen
telefon hattından oluşan gizli iletişim ağı bulunduğu telefon
tapelerinde yer alıyor. Tokat telefonda 'bundan sonra gayriresmi iş
yapacağız' diyor.''
VELİ KÜÇÜK'TEN MAHKEMEDE
OLAY SÖZLER
''GÖKTÜRK BAYRAĞI ÖRGÜT BAYRAĞI MI?''
Başka suçtan tutuklu bulunan Semih Tufan Gülaltay, şahsı ile
ilişkilendirilmek istenen Türk İntikam Tugayı (TİT) diye
bir örgüt bulunmadığına ilişkin kaldırılan Ankara 1. DGM'ye Emniyet
Genel Müdürlüğünden gönderilen rapor bulunduğunu ifade
etti. Emniyetin raporunda evinde TİT bayrakları
bulunduğunun iddia edildiğini anlatan Gülaltay, ''Evimde 3 Göktürk
bayrağı bulundu. Göktürk bayrağı, Cumhurbaşkanlığı forsunda bulunan
16 bayraktan biridir. Göktürk bayrağı nasıl örgüt bayrağı olarak
adlandırılır. Emniyet Genel Müdürlüğünden bu konunun sorulmasını
talep ediyorum'' diye konuştu.
''24 AYDIR NEDEN TUTUKLU BULUNDUĞUMU
ANLAYAMADIM''
Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, 26 Ocak itibarıyla 2 yıldır tutuklu
bulunduğunu belirterek, ''24 aydır neden tutuklu bulunduğumu
anlayamadım. Mahkemeye ve savcıya soruyorum, 'Kuvvetli suç
unsuru nedir?' Söyleyin, sorgulayın diyorum onu da
söylemiyorlar" dedi.
Senelerden beri garip suçlar isnat edildiğini kaydeden Küçük, şöyle
konuştu:
''Jitem, Susurluk' dediler, 'Tuncay Güney'i, Osman Yıldırım'ı
buldular. Ben gerçeği biliyorum. Ben Türk milliyetçisiyim.
Atatürk'ün izindeyim. 'Vatanı parçalamaya kimsenin gücü yetmez'
dediğim için buradayım.
"DEVLET GÖREV VERDİ YAPTIM"
Ama artık bana bir şey deyin. 'JİTEM' dediler.
Nedir bu JİTEM. Ben Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı
yaptım, amatör çalışmadım, profesyonel çalıştım. Devletin
maaşlı elemanıydım. Devlet görev veriyordu, yapıyordum. Varsa
dönemimle ilgili suç ispatlayayım. Jandarma Genel Komutanlığından
'JİTEM nedir' diye soruldu. 'JİTEM diye
bir kuruluş yok' yanıtı geldi. Türkiye'de bankaların
istihbarat şubesi var. Ama ülkenin yüzde 92'sinde emniyet ve
asayişi sağlayan Jandarma Genel Komutanlığı'nın istihbarat
teşkilatını hazmedemediler.''
Veli Küçük, kendisinin Susurluk'un tam göbeğinde olduğunun iddia
edildiğini ifade ederek, Susurluk kazası hakkında bilgi verdi.
Küçük, şöyle devam etti:
''Olaya el konuldu. Arabanın içinden silahlar çıktı ve arabanın
içinde aranan bir kişi Mehmet Özbay vardı. Özbay için
'derin devletin en kıdemli ismi' denildi. Arabada
silah bulundurmak suçsa gereken cezayı verselerdi. Silahların
üzerinde numaralar vardı, nereden geldiği sorulmadı.
SUSURLUK İLK ÖNCE ONA SÖYLENMİŞ
Silahları verenler belliydi. Kazanın ardından Sami Hoştan aradı
ve kaza hakkında bilgi verdi. 'Sedat kötü durumda'
dedi. Arabada bulunan emniyet müdürü Hüseyin Kocadağ'ın doğuda
terörle mücadelede ayağının değmediği taş kalmadı. Beraber
çalıştık, can ciğer kardeşimdir. Sedat Bucak aşiret lideridir.
Bucak aşireti PKK'yı Urfa'ya sokmadı. PKK Urfa'ya girseydi, İzmir,
Burdur elden çıkmıştı. Hoştan, kazayı bildirmeseydi
darılırdım.''
Kazanın ardından dönemin Balıkesir Emniyet Müdürü ile telefonda
konuştuğunu belirten Küçük, ''Sedat'ı hastaneye
yetiştirin'' dediğini anlattı. Emniyet Müdürü'ne
'Mehmet Özbay, Mehmet Özbay olmayabilir, dikkat
et'' dediğini ifade eden Küçük, ''Çünkü Perinçek, iki ay
önce Mehmet Özbay'ın Abdullah Çatlı olduğunu TBMM Başkanlığına
bildirmişti. 'Üzerinde sahte kimlik var' dediler.
Devletin verdiği sahte kimlik, pasaport olmaz. Neden bu
incelenmedi? Ama ben Susurluk'un merkezinde hala yargılanıyorum, bu
ayıptır''diye konuştu.
"GİZLİ TANIKLARI BEKLİYORUZ"
Veli Küçük, Ergenekon'un ''Türk'ün kıblesi, mihrabı ve doğduğu
yer'' olduğunu ifade ederek, ''Veli Küçük'ü suçlamak için yalancı,
gizli tanıklar, Osman Yıldırım'ı getirdiler. Osman Yıldırım, Veli
Küçük'ün her şeyini anlatıyor, sonra söylediklerinin yalan olduğu
ispatlanıyor. Başka gizli tanıklar da vardır, biz içeride onları
bekleyeceğiz'' diye konuştu.
Tahliye olan Adil Serdar Saçan'ın savunmasında 165 kez Veli Küçük,
35 kez de Veli Küçük'ün grubundan bahsettiğini anımsatan Küçük,
''Artık bu davada tahliye koparmak için gizli tanık olma dönemi
kapandı. Artık Veli Küçük'ü kötüleyenler çıkıyor. Veli Küçük'ü
kötüleyen Adil Serdar Saçan hemen çıktı'' dedi.