Veli Küçükten ilginç açıklama
Abone olErgenekon davasının tutuklu sanığı Veli Küçük, 'TSK'yı korumak savcılara mı kaldı?' diye sordu.
Ergenekon davasının tutuklu sanığı Veli Küçük, 'TSK'yı
korumak savcılara mı kaldı?' diye sordu.
Ergenekon davasının tutuksuz sanığı Ayhan Çelik, yaptığı ileri
sürülen telefon konuşmalarının boş konuşmalar olduğunu, espri amacı
taşıdığını savundu. Çelik, "5 dakikası 1 kontor. Zaman boldu, boş
boş konuştuk." dedi. Küfürlü yazdığı mesajlar için, "Doğu
kökenliyiz. Sert bir mizacımız var, bundan kaynaklanıyor. İş olsun
diye yaptığımız konuşmalar." izahını yapan Çelik'e Başkan Şengün,
"Zaten dünden beri soruyoruz, hep iş olsun diye konuşmuşsunuz."
karşılığını verdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının
bugünkü duruşmasında, Erzurum'da 13 yıllık memur olarak çalıştığını
belirten Ayhan Çelik, sanıkları tanımadığını, İstanbul'u
bilmediğini söyledi. Suçsuz günahsız olduğunu ifade eden Çelik, "Ne
işim olur benim bu yanlış işlerle? Dava nedeniyle İstanbul'a her
geliş gidişim 150 milyona mal oluyor. Ergenekon soruşturması
geçirdiğim için ev sahibi evden çıkarmak istiyor. Memurluk işini
zor buldum, kaybetmek istemiyorum. Suçsuz yere bu düzenin
bozulmasına izin vermeyin." dedi.
Konuşmalarının yanlış anlaşıldığı için örgüt bağlantısı yapıldığını
savunan Çelik, "Devletimin ekmeğini yiyen bin insanım, devletimle
ne sorunum olabilir ki?." diye sordu. Muhammet Yüce ile Coşkun
Çalık arasında yapılan suikast içerikli konuşmalarda 'Fuçi'
lakabıyla kendisinden bahsedildiğinin hatırlatılması üzerine Çelik,
"5 dakikası 1 kontör. Zaman da boldu. Boş boş konuşulmuş sözler
bunlar." yakıştırmasını yaptı. Savcının, "Yazdığınız bir mesajda
'vuran kıran yok' diyorsunuz. Nedir bu vurma kırma olayı?"
şeklindeki sorusuna ise Çelik, "Doğu yöresi insanıyız. Mizacımız
böyle. Biraz sert bir yapıya sahibiz. Ondan kaynaklanıyor. Hem
mesajlar da bedava olunca laf olsun diye bunları yazdık." cevabını
verdi.
İfadelerin ardından sanıkların taleplerinin alınmasına başlandı. Bu
kapsamda söz alan sanıklar 22 Mayıs tarihli duruşmada savcı Mehmet
Ali Pekgüzel'in verdiği mükalaayı eleştirdi. İlk sözü alan Oktay
Yıldırım, 27 Haziran 2007 tarihinde ele geçirilen el bombalarına
ilişkin emniyet görüntülerini yeniden izletmek istedi. Başkan
Köksal Şengün ise, "5 kez de dinletsen duymak isteyen duyar."
şeklinde konuştu. 23 aydır tutuklu olduğunu belirten Yıldırım,
Pekgüzel'in mütalaasında, "Türk ordusunu korumak amacı TSK'yı
istismar edenlere mi kalmıştır? Kaldı ki, Yüksek Askeri Şura'da bu
gibi kişilerin durumları incelenip gerekli işlem yapılmaktadır"
şeklindeki açıklamasını da eleştirdi. Yıldırım, "TSK'yı korumak
benim haddim değildir. Savcılık makamının da haddi değildir.
Savcılık makamına düşen şey; TSK'nın itibarını korumak değil,
TSK'ya zarar vermemektir." dedi.
Ardından da Veli Küçük söz aldı. Aynı eleştirileri Küçük de yaptı.
Küçük 66 yaşında olduğunu hatırlatarak, "Bu davanın bittiğini
görebileceğimi hiç sanmıyorum. Bu düzmeceler ortaya çıkacak derken
öyle garabetlikler oluyor ki; sanki bu davayı adalet yönetmiyor."
ifadelerini kullandı. Küçük, savcının mütalaasında TSK'yı istismar
edenlere mi kalmıştır? sözüyle davada yargılanan ordu komutanından
astsubayına kadar hepsinin istismarcı olarak gösterdiğini iddia
etti. Küçük, "TSK'yı savcının koruması gerekmiyor. Savcının
koruması gereken herkesin güvendiği Türk adaletidir. Eğer istifa
ederse Türk adaletine büyük faydası olacaktır. Bu iddianamenin ne
gibi polis ekiplerince yazıldığı, yapılan tüm soruşturmanın yasa
dışı olarak yapıldığı ortadadır." dedi. Küçük, Vatan Bölükbaşı'nın
savcılara gönderdiği iddia edilen mektubun ise bir ibret belgesi
olarak her duruşmanın başında ve sonunda okunmasını istedi.