'Velev ki...' ile başlayan türbanın öyküsü
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın bir uçakta "Velev ki..." cümlesiyle başlayan türban tartışması bugünlere nasıl geldi?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Velev ki siyasi simge
olsun" cümlesiyle başlayan daha önceki türban tartışmaları,
düzenlemenin 411 milletvekilinin 'evet' oyu vermesi, gazetelerde
atılan '411 el kaosa kalktı' manşetleri, CHP'nin Anayasa
Mahkemesi'ne gitmesi ve mahkemenin düzenlemeyi iptal etmesiyle son
bulmuştu.
Hatta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı AK Parti hakkında açtığı
kapatma davasında üniversitelerde türbana özgürlük getiren
düzenlemeyi en önemli delil saymıştı.
NTV'nin düzenlediği habere göre, bu yaşananların üzerinden neredeyse iki yıl geçmişti ki türban tartışmaları yeniden alevlendi. Referandum mitinglerine az bir süre kala CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Radikal gazetesine verdiği "Üniversitede türban serbest olacak" demeci gündemi sarstı, Kılıçdaroğlu akşam saatlerinde yeni bir açıklama yaparak sözlerinin yanlış anlaşıldığını söyledi.
12 EYLÜL'DE YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI
CHP liderinin bu sözleri adeta bir işaret fişeğiydi. Kılıçdaroğlu'nun miting meydanlarında "Türbanı biz çözeriz" sözleri geri dönüşü olmayan süreci başlatmış oldu. Başbakan Tayyip Erdoğan hamlesini yapmakta gecikmedi ve 12 Eylül'de yapılacak referandumdan hemen sonra bir araya gelip sorunu çözmeyi önerdi. İki liderin meydanlardaki atışmaları referanduma kadar sürdü ve 12 Eylül akşamı yüzde 58 'evet' çıkınca yeni bir dönem başladı.
Referandumdan
sonra kimin hangi adımı atacağı tartışılırken Ankara'da sürpriz bir
buluşma gerçekleşti. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu, TESK Olağan Genel
Kurulu öncesinde 10 dakika görüştü ve görüşmede ağırlıklı konu
türbandı. İki liderin buluştuğu gün tarihler 27 Eylül'ü
gösteriyordu ve Erdoğan, "Bugünden tezi yok hemen adımı
atalım. Hemen ekipleri kuralım, çalışmaya başlayalım"
teklifini götürdü. Görüşmede ortaya çıkan bir diğer farklılık
Erdoğan'a göre sorunun adını "başörtüsü", Kılıçdaroğlu'na
göre ise "türban"dı.
Sürpriz buluşmadan sonra toz duman birbirine karıştı ve 27
Eylül'den bu yana neredeyse türbanın gündeme gelmediği,
tartışılmadığı, siyasilerin açıklamalarında yer almadığı bir gün
daha geçmedi.
TÜRBAN SORUNUNDA GELİNEN
SÜREÇTE SİYASİLER NELER SÖYLEDİ? İŞTE 112 GÜNE SIĞAN SÜRECİN
BAŞLANGICI...
AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
28
EYLÜL
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan AK
Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, "Bundan sonrası için ne
yapacaksınız? Bir adım atmayı düşünüyor musunuz yoksa CHP'den mi
bekleyeceksiniz?" sorusuna karşılık "CHP nasıl bir adım atacaksa
onu mutlaka ortaya koyması lazım. Burada adım atacak olan CHP'dir"
dedi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol ise "Sorunu tek madde halinde değil, paket halinde konuşuruz. Tek maddeye indirgeyip, onun üzerinden tenis topu gibi o öyle, bu böyle dedi, bu aşamayı geçelim. Perakende yok, toptan'' dedi.
29 EYLÜL
'Bir bilen' olarak eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in sahne
aldığı gündü. Demirel, "Niye AK Parti türban sorununu çözemedi 8
senedir? Gücü mü yok? Türban sorununu çözecek kanunu çıkaracak
kadar gücü var. Niye çözemiyor? Çünkü türban sorunu Anayasa
Mahkemesi, Danıştay, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından
reddedilen bir konu. Yani mesele sadece kanunla, milletvekili
sayısıyla olabilecek bir konu değil, çetrefil bir konu'' dedi.
KILIÇDAROĞLU'NUN SAMİMİYETİNİ KABUL
ETMELİYİZ
30 EYLÜL
Siyasi partilerde konunun gündemdeki sıcaklığını koruduğu bir
gündü.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Kılıçdaroğlu'nun samimiyetini kabul etmek gerekir. Ancak CHP içinde, 'Başörtüsüne özgürlük olmalı, herkes istediği kıyafetle yükseköğretim yapabilmeli' diyenlerin sayısı yüzde 5'i geçmez. Şu ana kadar Kılıçdaroğlu'nun ağzından 'Anayasa'yı, kanunları değiştirerek bu işi çözeceğiz' dediğini duymadım.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır: MHP'nin başın örtülmesiyle ilgili konuda teklifi ortadadır. Bu konuda yapılan anayasa değişikliği teklifi, CHP'nin müracaatıyla Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. CHP, bu sorunu çözmek istiyorsa samimiyetle MHP ve AKP ile birlikte ortaya koyduğu düzenlemeyi dikkate alması gerekir.
KILIÇDAROĞLU: TÜRBAN DİYORUM
ÇÜNKÜ...
2 EKİM
Kemal Kılıçdaroğlu: Ben türban
diyorum çünkü başörtüsü ile türban birbirinden farklıdır.
Aralarındaki temel fark başörtüsü geleneksel bir örtüdür, Anadolu
kadınının başını örttüğü ancak örterken ‘Aman saçımın hiçbir teli
görünmesin’ kaygısı taşımadığı bir örtüdür. Başörtüsü başı örtüyor
ancak saçları tamamen kapatmıyor. Türban ise saçları tamamen
kapatmak için kullanılıyor. Mesela Pakistan. Resmi adı ne? Pakistan
İslam Cumhuriyeti. Yani İslam o ülkenin resmi adında var. Adında
bile İslam olan ülkenin eski Başbakan’ı Benazir Butto’nun örttüğü
türban değil başörtüsüydü. İran da bu örneğe uygundur...
3
EKİM
Başbakan Erdoğan: Yıllarca,
toplumu kışkırtmak için, ayrıştırmak için, sanal korkularla toplumu
tehdit etmek için, 'Türkiye İran oluyor' korkusunu pompalayan CHP,
bugün döndü dolaştı, Türkiye'nin başörtülü kızlarına İran modeli
örtünmeyi tavsiye eder hale geldi. Büyük bir hayal kırıklığı
yaşadık. Ortaya çıka çıka Pakistan İslam Cumhuriyeti modeli çıktı.
Ortaya çıka çıka İran İslam Cumhuriyeti modeli çıktı. Hemen gelin
bunu çözelim. Fazla vaktimizi de almaz. Hemen bir kaç günlük
olay.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Suha Okay: Türban ile başörtüsünü bütünleştirmek isteyen ve sanki başörtüsüne karşı bir duruşmuş gibi ötekileştirmek isteyen bir anlayış var. CHP'nin başörtüsüyle bir sorunu yok. CHP'nin geçmişte de tartıştığı konu türbandı. Türban bir siyasi simgedir.
YÖK'TEN SÜRPRİZ HAMLE
4 EKİM
YÖK'ten sürpriz adım: AK Parti ve CHP türbanı
tartışadursun, YÖK İstanbul Üniversitesi'ne gönderdiği yazı ile
türbani çin sadece 'tutanak tutun' dedi. YÖK'ün hamlesi türbanı
fiilen serbest bıraktı.
CHP’nin Bilim Platformu Başkanı sosyolog Sencer Ayata: CHP için türban sorunu üniversiteden ibaret. CHP şunu konuşuyor; ortada kuvvetli bir yasal durum var. O yasal duruma ilişkin ne yapacağız diye konuşuyor. Eğer o yasal duruma ilişkin bir şey yapılabilirse, uzlaşma hangi temeller üzerinde olabilir… Uzlaşmadan kasıt da; CHP’nin vazgeçilmezleri nelerdir? Böyle söyleyeyim…
[PAGE]CHP'DE İSYAN ÇIKTI
5 EKİM
CHP'de türban isyanı: Milletvekilleri Canan
Arıtman, Nur Serter ve Necla Arat'a göre Kılıçdaroğlu türbanı
gündeme taşıdı ve parti gereksiz yere türbana dolandı.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan: Başörtüsüyle ilgili hiçbir şey söylenmedi ve hiçbir şey, hiçbir üniversiteye yollanmadı. Gönderilen yazı şapka takan sadec ebir öğrenciyle ilgiliydi. Zannediyorum çok yakında bir çözüm bulunacak, sorunu çözecek olan siyasi partilerdir.
Başbakan Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: Eğer samimiysen talimatı ver, başörtü sorununu ortadan kaldıralım. İran'a, Pakistan'a falan gitmeye gerek yok. Bırak Allah aşkına ya. Şu anda kendi içlerinde bile bu konuda bölündüler. Siz kararlı olun biz sizin vagonunuz olalım, 330 milletvekiliyle sizin peşinizden gelelim. Bu blöfü biz yutmayız, bu millet yutmaz.
CHP lideri Kılıçdaroğlu: Keşke referandum broşürlerimizden birinin kapağında CHP bildirisi dağıtan türbanlı bir arkadaşımızın fotoğrafı olsaydı.
BDP'DEN TEKLİF VAR
6 EKİM
CHP Grup Başkanvekili Okay: Fiili
olarak çözüm getiren YÖK'ün yazısı türbanı çözmek için tek başına
yetmez.
BDP'den türbana özgürlük için teklif: BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, TBMM Başkanlığı’na üniversitede türbanı serbest bırakan bir düzenleme için kanun teklifi verdi.
7
EKİM
CHP'nin bilim kurulu tarafından hazırlanan raporun ayrıntıları
medyaya yansıdı. Türban sorununun çözümü için YÖK'ün kaldırılması
ve üniversitelerin özerk hale getirilmesi önerildi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu: Önceliğimiz başörtüsü değil, sorununu çözmenin yolu masaya oturmaktan geçiyor. Başbakan'a söyledim, 'hayır' diyor, 'sadece onu getirelim' diyor. Bizim de önceliğimiz var. Sayın Başbakan'ın önceliği var da bizim yok mu?
8
EKİM
İki üniversitede türban serbest:
Muş Alparslan Üniversitesi ile Giresun Üniversitesi üniversitede
türbanı serbest bıraktı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül ilk kez konuştu: Bizim nesil bu olayı yaşadı. Bu gerçekten acı. Ayrımcılık kadar insanın içini acıtan bir şey yok. Hepimizin ailesinde her türlü insan var. Hepimiz iç içe yaşıyoruz. Şimdi bırakalım da sükunet olsun.
AMASYA REKTÖRÜ: TÜRBANA İZİN
VERMEM
11 EKİM
CHP lideri Kılıçdaroğlu: Türban
sorunuyla ilgili parti içinde bir sorun yok, belli çevreler sorun
olarak yansıtıyorlar. Biz de o tuzağa düşmemeye özen
gösteriyoruz.
14 EKİM
YÖK'e rektörden itiraz: YÖK’ün
'türbana izin' şeklinde yorumlanan yazısına Amasya Üniversitesi
Rektörü Rektör Prof. Zafer Eren'den itiraz geldi: Türbana izin
veremem.
CHP'de resepsiyon çatlağı: Grup Başkanvekili Muharrem İnce 29 Ekim'de Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Gül tarafından eşli verilecek resepsiyona partinin katılmayacağını açıkladı, Kılıçdaroğlu akşam saatlerinde İnce'yi "29 Ekim'e daha zaman var" diyerek düzeltti. CHP'lilerin resepsiyona gitmemek istemesinin perde arkasında türban olduğu medyada yer aldı.
15 EKİM
Kılıçdaroğlu: Üniversitelerde
türbanın serbest bırakılmasını eğitim özgürlüğüne inandığımız için
savunuyoruz. Ben, AK Parti'nin türbanı çözeceğine inanmıyorum ama
biz çözeriz. Biz olaya evrensel değerler çerçevesinde bakıyor ve
öyle değerlendiriyoruz. Kılık kıyafet bir yasa konusu değildir.
Meseleye özgürlük çerçevesinde bakıyoruz. Üniversitelere özerklik
getirmek istiyoruz. YÖK'ü kaldırma hedefimiz var.
WALL STREET JOURNAL: CHP
VAZGEÇTİ
16 EKİM
Başbakan Erdoğan: Grup
başkanvekillerine talimat verdim, Kılıçdaroğlu da versin. MHP, biz
de varız diyor. Konuyu paylaşalım, laf değil iş üretelim.
18 EKİM
Başörtüsünde ilk adımı AK Parti
atıyor: Grup Başkanvekili Canikli "Başbakan'ın
talimatını yerine getireceğiz" diyerek CHP ile görüşme sinyali
verdi.
Wall Street Journal: Kılıçdaroğlu CHP'nin imajını yeniden şekillendiriyor. Parti üniversitelerde türbana izin verilmesine karşı uzun süredir devam eden muhalefetinden vazgeçti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik: Laiklik nedir, bu bellidir. Laikliğin tanımı bellidir. Aslında Türkiye'de vatandaşın böyle bir derdi yok. 'İleride şu olacak mı, olmayacak mı?' Kimse bize noter tutma hakkını kendisinde bulamaz.
19 EKİM
MHP lideri Bahçeli: Türban için önce AK Parti ve
CHP anlaşsın.
Başbakan Erdoğan: 7 yıldan önce Türkiye'de bu konuyla ilgili 'kamusal alan' diye bir ifade hiçbir zaman kullanılmamıştır. Daha sonra gündeme girmiş ve bu konu tartışılmaya başlanmıştır. Kamusal alan neresidir, neresi değildir, bunların hepsinin bu görüşmelerde müzakeresi yapılır, gerekli adım atılır. Özgürlükler nereye kadar var, bunun sınırı nedir, bunların hepsi tartışılır. Özgürlükler açısından kamusal alan, özgürlükleri kısıtladığı alanlar nereleridir, bunları da bir öğrenmemizde fayda var, görmemizde fayda var diye düşünüyorum.
İLK ADIMDA HÜSRAN, YARGITAY'DAN
TERS KÖŞE
20 EKİM
Türban trafiğinin zirve yaptığı gün olarak tarihe geçiyor.
AK Parti'nin CHP'ye yaptığı ziyarette grup başkanvekilleri
arasındaki görüşmeden uzlaşma çıkmadı. CHP’den olumsuz yanıt alan
AK Parti Grup Başkanvekillerinin bir sonraki durağı MHP'ydi. MHP,
sorunun mutabakatla Meclis’te çözülmesini istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise herkesi ters köşeye yatıran bir açıklama yaptı. Açıklamada, ''Dinsel inanç veya dinsel kurallarla doğrudan ilişki ve bağlantı kurularak yapılan düzenlemeler, hem devrim yasalarını, hem de laiklik ilkesini ilgilendirir. Yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin giyimlerini düzenlerken türban kullanımına dinsel inanç nedeniyle geçerlilik tanımak, kamu hukuku alanındaki bir düzenlemeyi dinsel esaslara dayandırma suretiyle laiklik ilkesine aykırılık oluşturur'' denildi.
Konuyla ilgili güneşin altında söylenmeyen söz kalmadı. Dünyada bile fazlasıyla ilgi çeken türban için bundan sonra nasıl adımlar atılacağı merak ediliyor. Ortalığın yeniden toz duman olacağını tahmin etmek ise zor değil.