Vekillerin en fazla ilgilendiği konu

Abone ol

Milletvekillerinin en fazla hangi konulara eğildiği belirlendi. Vekiller, Türkiye'nin kanayan yarası olan iki konu üzerine eğiliyor. Vekillerin çözüm aradıkları konular:

Milletvekilleri, son yasama döneminde en çok işsizlik ve dokunulmazlık konularını araştırdı. Meclis Kütüphanesi’ndeki Araştırma Merkezi’ni kullanan parlamenterler, ‘Yıllar itibarıyla istahdam rakamları nedir ve işsizlik sorununa çözüm önerilerini nelerdir?’ sorularına cevap aradı. Milletvekillerinin her konudaki araştırma taleplerini yerine getiren kütüphane personeli, ‘dokunulmazlıkların çerçevesi’ sorusuyla da sıkça karşılaştı. Bunun yanı sıra yolsuzluk, misyonerlik, azınlıklar ve vekillere sağlanan kolaylıklar da incelendi. Vekiller, yasama faaliyetini yerine getirirken gerekli ön çalışmaları Meclis Kütüphanesi’ndeki Araştırma Merkezi’nin yardımlarıyla yapıyor. 1982’de kurulan merkezde hukuk, ekonomi, uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi ve kamu yönetimi alanlarında uzmanlaşmış personel, milletvekillerinin isteği doğrultusunda bilgi profili ve rapor hazırlıyor. Son yasama döneminde milletvekillerine sağlanan kolaylıklar, yasama dokunulmazlığı, siyasi ahlak, yolsuzluklar, işsizlik, misyonerlik, azınlıklar, sosyal güvenlik kurumlarının gelir gider dengesi, ülke raporları, küreselleşme, para politikaları, AB uyum yasası paketleri, 2001 ekonomik krizi, tarımsal üretime ilişkin istatistikler, sigara, çevre, yerel basın ve spor kulüplerinin sorunları konusunda bilgi talebinde bulunuldu. Merkez, araştırmalarının yanı sıra 2004 yılı içerisinde 12 bin okuyucuya da hizmet verdi. Kütüphane müdürü İsmet Bodur, 85 personeliyle birlikte ülkeye yön veren milletvekillerine en iyi şekilde bilgi hizmeti sunduklarını söyledi. Teknolojik anlamda geleceğe büyük yatırımlar yapan kütüphane, 171 bin kitabın yanı sıra 1 milyon 60 bin sayfadan oluşan Genel Kurul tutanaklarını, 30’un üstündeki gazetenin yaklaşık 10 milyon sayfayı içeren tüm sayılarını bilgisayar ortamına taşıyan projeyi tamamlamak üzere. Türkiye’nin en büyük arşivine sahip olan kütüphane, üniversitelerin araştırma taleplerini de yerine getiriyor. Yönetmelik gereği sadece milletvekilleri, Meclis personeli ve başka kütüphanelerde bulunmayan eserleri incelemek isteyen araştırmacılara hizmet veriyor. İsmet Bodur, “Ancak, bugüne kadar kütüphaneden yararlanmak isteyen hiç kimseyi geri çevirmedik.” diye konuştu. Vekiller, beklenenin aksine TBMM Kütüphanesi’nin müdavimleri değil. Bu konuda zaman bulamamaktan yakınan vekiller, daha çok danışmanları aracılığıyla istedikleri kitaba ulaşıyor ya da Araştırma Merkezi’nden bilgi talebinde bulunuyor. Aydın milletvekili Mazhar Bey’in 28 Eylül 1920’de verdiği önergenin oybirliğiyle kabul edilmesi doğrultusunda kurulan kütüphane, Osmanlı dönemindeki Meclis-i Ayan ve Meclis-i Mebusan’ın kütüphanelerinde yer alan kitaplarla zenginleştirildi. 82 yıllık süreçte, dünyanın en önemli parlamento kütüphanelerinden biri haline geldi. Burada, Türkiye’de yayınlanan tüm yazılı eserlerin örneklerini, her gün dünyanın farklı bölgelerinde yayınlanan 17 gazeteyi ve bugüne kadar ülkemizde yayınlanan tüm gazetelerin, bütün sayılarını bulmak mümkün. Öyle ki, ilk Türk gazetesi Takvim-i Vekai’nin 1 Kasım 1831 tarihli ilk sayısına da ulaşılabiliyor. TBMM Kütüphanesi, Atatürk’ün ve ülkeyi kuran diğer insanların kitaba verdikleri önemi açıkça sergiliyor. İsmet Bodur’un verdiği bilgiye göre; savaştan çıkan Türk halkının kurduğu TBMM, ilk yıllarda çok büyük ekonomik sıkıntılar çekti. Ankara henüz elektrikle tanışmamıştı, TBMM’nin binası yapılmış; ancak parasızlıktan çatının örtülmesi için kiremit alınamamıştı. Milletvekillerine bazen bir, bazen iki çeşit yemek çıkmaktaydı. Ancak Mazhar Bey’in önergesi doğrultusunda ‘kütüphane projesi’ derhal hayata geçirildi. Genel Kurul tutanaklarına yansıyan ifadelerde, devlet yönetiminin en önemli girdisinin ‘doğru bilgi’ olduğu vurgulandı, bunun kaynağının da kütüphane olduğuna işaret edildi. Atatürk’ün paha biçilemeyen portresi Meclis’te TBMM Kütüphanesi’nde Atatürk’ün en ilginç portre resimlerinden biri yer alıyor. 1933 yılında bir Rus ressamın yaptığı portre, hububat ürünlerinin zemine yapıştırılmasıyla gerçekleştirilmiş. Yapımında boya değil, buğday, arpa, pirinç ve kuş yemi kullanılmış. Portreye paha biçilemediği belirtiliyor ZAMAN

Günün Önemli Haberleri