Vekiller kendini savunamayacak
Abone olAK Parti'ye açılan kapatma davasında kimse kendini savunamayacak... Cumhurbaşkanı bile... Nedeni bakın ne?
Ak Parti'ye açılan kapatma davasında siyasi yasak
istenen vekillerin "bireysel savunma" hakkı yok. Çünkü dava
kişilere değil, kuruma açılmış görülüyor... Ancak Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı’nın hazırladığı AK Parti'yi kapatma davası
iddianamesinde adı siyasi yasak istenenler arasında geçen Zafer
Üskül, “bireysel savunma” hakkını kullanmak için Anayasa
Mahkemesi’ne başvurdu.
ANAYASA MAHKEMESİ'NDEN EMSAL KARAR |
Kapatma davalarında 'bireysel savunma' yapılamıyor. Bu konudu
hukukçular ikiye bölünmüş durumda. DTP ve AK Partiye açılan kapatma davalarının ardından, iddianamelerde ismi geçenlerin, bireysel savunma yapıp yapamayacağı tartışılırken Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz günlerde emsal bir karara imza attı. DTP’li İbrahim Binici’nin bu yöndeki talebini reddetti... Binici’ye gönderilen yanıtta, kapatma davalarında “bireysel savunma”nın mümkün olamayacağı belirtildi. |
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Anayasa
Mahkemesi'ne başvurarak, "bireysel savunma"
hakkını kullanmak istediğini bildirdi. AK Parti'nin kapatılması
durumunda milletvekilliğinin düşürülerek, 5 yıl siyaset yasağıyla
yüz yüze bulunduğunu belirten Üskül, "AİHM, siyasi yasaklama ve
milletvekilliğini düşünme kararlarını AİHS'nin ihlalini
oluşturduğuna karar vermiştir. Bu durumda bir suçla itham edildiğim
ve cezai bir müeyyideyle karşı karşıya olduğum görülmektedir.
Bir suçla itham edilen herkesin kendisini savunma hakkının
varlığına aşikardır” dedi.
2 SAYFALIK DİLEKÇE
Üskül, dilekçesinde, şahsına yönelik ithamlarla ilgili bireysel
savunma hakkını kullanmak için Anayasa Mahkemesi'nden iddianamenin
kendisiyle ilgili kısmının ekleriyle birlikte tarafına tebliğ
edilmesini talep etti. Üskül, Anayasa Mahkemesi'ne sunduğu 2
sayfalık bir dilekçesinde, Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti hakkında
açtığı kapatma davasında, AK Parti'nin "laiklik karşıtı
eylemlerin odağı" olmasına katkıda bulunduğu iddiasıyla, 5
yıl süreyle bir başka siyasi partinin kurucusu, yöneticisi,
denetçisi veya üyesi olmasının yasaklama talebinin yer aldığını
öğrendiğini belirterek, şöyle dedi:
YASAK BİR CEZADIR
"Mahkemenizin, beş yıl süre ile bir başka partinin kurucusu, üyesi,
yöneticisi, denetçisi olmamama karar vermesi halinde,
Anayasa'nın 84. maddesinin son fıkrasına göre,
milletvekilliğim sona erecektir. Görüldüğü üzere, AK Parti
hakkında açılan kapatma davasında, tarafıma da bir cezaya
hükmedilmesi talebi söz konusudur." AİHM'in daha önce
verdiği kararlarda, milletvekilliğinin düşmesini bir "ceza" olanak
nitelendirdiğini hatırlatan Üskül, "AİHM, siyasi yasaklama ve
milletvekilliğini düşürme kararlarını AİHS'nin ihlalini
oluşturduğuna karar vermiştir. Bu durumda bir suçla itham edildiğim
ve cezai bir müeyyideyle karşı karşıya olduğum görülmektedir. Bir
suçla itham edilen herkesin kendisini savunma hakkının varlığı
aşikardır" görüşüne yer verdi.
90. MADDE VURGUSU
Dilekçesinde, AİHS'nin, herkesin savunma hakkını düzenleyen ilgili
maddesi ile Anayasa'nın 90. maddesine vurgu yapan Üskül, 1982
Anayasası'nın 36. maddesine göre ise, "Herkes, meşru vasıta ve
yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya
davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına
sahiptir. Öte yandan, bu davada uygulanması söz konusu olan 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 176. ve izleyen maddeleri
uyarınca savunma hakkımı kullanabilmem gerekmektedir" saptamasını
yaptı.
İDDİANAMEYİ TALEP ETTİ
Üskül dilekçesinde, "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kapatılması
davasında, şahsıma yöneltilen ithamlarla ilgili olarak bireysel
savunma hakkımı kullanmaya karar verilmesini, savunmamı hazırlamak
ve davanın görüşülmesi sırasında sunmak üzere iddianamenin benimle
ilgili eklerini de içeren bir örneğinin tarafıma tebliğini arz
ederim" talebinde bulundu.
Kaynak: Düzgün KARADAŞ / Bugün