Vekile etek giydiren diyaloglar
Abone olCHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Yıldız’ın adının karıştığı davada ilginç telefon kayıtları var
GAZİANTEP'te geçen şubat ayında otel kurşunlama olayı ile ilgili
4 sanığın yargılandığı davada, ‘silahlı gasba teşebbüs, silahlı
tehdit ve ızrar suçlarına azmettirmek’ suçlamasıyla hakkında
fezleke düzenlenerek TBMM’ye gönderilen CHP Genel Saymanı ve
Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Yıldız’la ilgili telefon konuşmaları
ile ilgili dikkat çekici iddialar yer aldı.
Dava dosyasında işadamı İbrahim Tuğsuz’un kendisinden mahkeme
kararıyla almayı hak kazandığı 900 bin YTL’yi ödememek için
korkutmak üzere Mahmut Yıldız'ın azmettirdiği ileri sürülen çete
mensuplarından birinin telefon konuşmasında, “Milletvekiline etek
giydirme'' cümleleri yer aldı.
FEZLEKE YAZILDI
Telefon görüşmelerinin ardından Gökhan Temizer, Necati Yazar, Yusuf
Yazar ve Turgay Zengin hakkında işyeri kurşunlama olayı nedeniyle
dava açıldı. Telefon görüşmelerinde İbrahim Tuğsuz’u korkutarak
davasından vazgeçirtmeye çalışmak, işyeri kurşunlamaya
azmettirmekle suçlanan Millletvekili Mahmut Yıldız’ın
dokunulmazlığının kaldırılması için de Gaziantep Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından TBMM’ye dava fezleke yazıldı. Eğer, TBMM bu
fezlekeyi kabul eder ve Mahmut Yıldız’ın dokunulmazlığını
kaldırırsa, Yıldız Gaziantep 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu
zanlılar Gökhan Temizer, Turgay Zengin, Yusuf Yazar ve aranan
Necati Yazar ile birlikte ‘silahlı yağmaya teşebbüs, silahlı tehdit
ve ızrar’ suçlamasıyla yargılanacak.
İşte dava dosyasındaki konuşma metinleri
‘Milletvekili vince takarım’
28 Şubat 2006 günü saat 20.24’te Gökhan Temizer Tuğcan Otel’in
sahibi İbrahim Tuğsuz’u telefonla arayarak yüzyüze görüşme
talebinde bulunuyor. Ancak Tuğsuz, yurt dışına çıkacağını
belirterek döndüğünde bu görüşmenin olabileceğini söylüyor. İbrahim
Tuğsuz konuşmasında kendisinin haklı olduğunu savunuyor ve
aralarında şu konuşma geçiyor:
İ.T: Ben sana nasıl anlatıldı bilmiyorum. Mahmut Yıldız mı, oğlu mu
anlattı sana?
G.T: Ben Mahmut Yıldız ile muhatabım.
İ.T: 2001 senesinden, 2000 senesinden 6 senenin parası ne hale
gelmiş? Mahkemeden hacizden alacağım para, 30 - 40 milyar.
Alacağımın dörtte birini alamıyorum. Yine de korku salarak, bilmem
ne yaparak benden o parayı aldırmamaya çalışıyor. Eğer sen
gerçekten vicdan sahibiysen...
G.T: O vincin motoruna var ya Mahmut Yıldız’ı takarım. O Mahmut
Yıldız’ı çalıştırırım.
İ.T: Mahmut Yıldız’ı takıyormusun, çalıştırıyormusun ne yaparsan
yap. Ben eğer Mahmut Yıldız’ı 20 seneden beri tanıyorsam senin
paranı da vermez. Keser mutlaka bir bahane bulur. Ödemez. Mutlaka
bişey takar. Dokunulmazlığına güveniyor. Oğlu vardır. Anca ondan
alırsın parayı da.
G.T: Bakalım alır mıyım, alamam mı? Allah’a şükür kimsede paramız
kalmadı. Alırız, o yönden sen rahat ol.
Mahmut Yıldız arıyorum
3 Mart 2006 günü saat 13.20’de yine Gökhan Temizer İbrahim Tuğsuz’u
cep telefonundan arayarak görüşme talebini yineliyor. Ancak,
İbrahim Tuğsuz daha önce telefonla görüştüğü Gökhan Temizer’i
tanımadığını söylüyor. Temizer de “Seni otelinle yakacağım''
tehdidini savuruyor.
G.T: Şimdi sen bu parayı ödeyecen mi, ödemeyecen mi?
İ.T: Ne parası kardeşim, ne parası? Ben seni tanımıyorum. Senle
görüşmedim. Seninle ilgili hiçbir alış-verişim olmadı. Sen kimsin
kendini bir tanıt bakayım.
G.T: Mahmut Yıldız adına arıyorum ben.
İ.T: Mahmut Yaldız adına arıyorsun sen, onun avukatı mısın?
G.T: He avukatıyım.
İ.T: Fedaisi misin?
G.T: Herşeyiyim, herşeyi, Herşeyi benim.
İ.T: Ne diye arıyorsun?
...........
G.T: Ben sana vazgeç demiyorum. Diyom ki senin zimmitine geçirdiğin
parayı ver. Ben sana diyorum ki 900 milyar alacağımızı ver.
İ.T: Ne alacağı kardeşim, ne alacağı, borcum mu var kardeşim sen
git başka kapıya bak.
G.T: İbrahim bey bak kan dökülmesin. Ya bunu tatlılıkla halledelim.
Ya da kan dökülecek.
İ.T: Ne demek kan dökülmesin? Niye kan dökülecek. Benim de
aşeiretim var. Onlar da gerekli tedbiri alıyorlar.
G.T: Benim ismimi biliyormusun Mehmet Yıldız.
İ.T: Ne Mehmet Yıldız’ı.
G.T: Gerçek ismim Mehmet Yıldız. Ben sana geldim adam gibi, insan
gibi konuşa konuşa otele. Bana bak, bana parayı vereceksen ver.
Yoksa kan dökülecek.
İ.T: Dökülecekse dökülsün kardeşim. Sana bişey söyleyeyim mi? Bana
bak bana.
G.T: Senin otelini yakacağım tamam mı?
G.T: Senin otelin kaç para. Yakacağım, yakacağım.
İ.T: Kiracıya vermişim ben.
G.T: Sen içindeyken yakacağım.
İ.T: Ben içindeyken, başüstüne.
G.T: Bundan sonra kendine dikkat et tamam mı?
İ.T: Başüstüne, başüstüne sen de kendine dikkat et haa. Başka
kapıya evladım, başka kapıya. Mahmut Yıldız’a da söyle.
G.T: Ne kadar itin varsa sal.
Etek giydirir oynatırım
28 Şubat 2006’da İbrahum Tuğsuz’u arayan Gökhan Temizer, Tuğsuz’dan
haklı olduğu yanıtını alınca bu kez zaman zaman dayısı olduğunu
söylediği Milletvekili Mahmut Yıldız’ı cezalandıracaklarını
söylüyor.
G.T: Mağdur olan sensin bize konu farklı bir şekilde anlatıldı. Ben
sizinle görüşmem lazım. Eğer sen haklıysan ben senin paranı Mahmut
Yıldız’dan alırım.
İ.T: Şu anda belgesiyle.
G.T: Belki bize yalan söylendiyse biz tutup ona döneriz anlıyor
musun?
İ.T: E, tamam. Ben sana bir hafta sekiz gün sonra geleceğim.
Geldiğimde belgeleri getireyim. Önüne koyayım diyeyim ki, ‘Aha
belgem, aha bu kadar mahkemeden aldığım para’ makbuzları ile
açtığım davaları da göstereyim. Şu anda temyizde 61 milyarlık param
da icrada Mersin’de. Haciz çıkarmadım teminat mektubu yatırdı,
bekletiyor, onu da temyiz etti.
G.T: Evet İbrahim bey.
İ.T: Temyizden de döndürmeye çalışıyor. Çünkü kendisi milletvekili.
CHP’nin bilmem nesi. Kendisi Anayasa Mahkemesi’ne giden bilmem
Odalar Birliği Başkanı ile bu işi döndürmeye çalışıyor. Haksızlığa
uğrayan benim. Adam, hem suçlu, hem güçlü.
G.T: İbrahim bey bize yanlış anlatıldı. Bak ben şu anda bile sana
delikanlı sözü veriyorum. Eğer ki, Mahmut Yıldız haksızsa senin
gözünün önünde Mahmut Yıldız’a etek giydirip oynattıracağım. Bak
buna emin ol. Bundan da emin ol.