Ve Işık Koşaner sessizliğini bozdu
Abone olEski Genelkurmay Başkanı Koşaner internette yayınlanan ses kayıtlarıyla ilgili açıklama yaptı
Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, bir yabancı internet sitesinde kendisine ait ses kayıtlarının yayımlanmasıyla ilgili olarak açıklama yaptı.
Terörle mücadelede hata, ihmal ve zafiyetlerin itiraf edildiği, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'e ait olduğu iddia edilen ses kaydı gündeme bomba gibi düşmüştü. Koşaner o ses kaydı ile ilgili ilk kez açıklama yaptı. Ses kaydındaki açıklamaların 'itiraf' değil 'özeleştiri' olduğunu vurgulayan Koşaner açıklamasını şöyle sürdürdü;
''İfade edilen konuların tamamı, devletin ilgili kurullarında üst düzey devlet yetkilileriyle yaptığım görüşmelerde de kendileriyle paylaştığım, hukuki olarak gereğinin yapılması için emir verdiğim konulardır. Kimseden kaçırdığımız, sakladığımız ve gizlediğimiz konular değildir''
Koşaner, yaptığı yazılı açıklamada, görev süresi içerisinde Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik yoğun saldırıların olduğu dönemde, çeşitli birlikleri ziyaret ettiğini ve bir kısmı ses kayıtlarında da yer alan konuşmaları yaptığını ifade etti.
Ancak bu konuşmaların, vicdan sahibi bazı yazarların da belirttiği gibi bir ''itiraf'' değil, tamamen bir ''özeleştiri'' ve TSK'nın geleceği açısından önemli gördüğü bazı konularda personelin dikkatini çekme, son derece hassas bir dönemde hata yapmamaları konusunda kendilerini uyarma ve motive etmeye yönelik olduğu belirtti.
Koşaner açıklamasında şunları kaydetti:
''İfade edilen hususlar zaten kurum içinde tartıştığımız, özeleştirisini yaptığımız, hatalardan dersler çıkarmaya yönelik bir çabanın sonuçlarıdır. İfade edilen konuların tamamı, devletin ilgili kurullarında üst düzey devlet yetkilileriyle yaptığım görüşmelerde de kendileriyle paylaştığım, hukuki olarak gereğinin yapılması için emir verdiğim konulardır. Kimseden kaçırdığımız, sakladığımız ve gizlediğimiz konular değildir.
İfadelerde zaman zaman marjinelleşen uslup ise bazı noktaların dramitize edilerek, dinleyicilerin dikkatlerini çekilmesine yönelik bir gayretin ürünüdür. Bir kısım medya tarafından abartılan, istismar bölümler de bu bölümlerdir.
Unutulmamalıdır ki samimiyet içeren, kibirden uzak ve gerektiğinde canı acıtan özeleştiri de bir erdemdir. Ancak bir insanın hatta bir kurumun kendi içinde yaptığı bu özeleştiriyi izinsiz olarak kaydedip, yayınlamak ise ahlaksızlık ve hukuksuzluktur.
Dün olduğu gibi bugün de bu açıklamaların noktasına ve virgülüne kadar arkasındayım. Ancak üzüntüm, konuşmalarımın çarpıtılarak kamuoyuna sunulması ve aldığım karar nedeniyle şahsımın gayrı ahlaki ve hukuki bir tartışmanın içine çekilmeye çalışılmasıdır. Ancak buna alet olmayacağım.
İddia edilenin aksine ifadelerde hukuka aykırı, hukuk dışı, tek bir cümle yoktur. Eleştirel anlamda maksatı aşan ifadeler benzetmeler olabilir, nitekim gazetecilerle ilgili ifadeler bu çerçevede değerlendirilebilir. Ancak bu kinayeli ifadelerin maksadı da TSK'ya karşı devam eden bu süreçte medyanın rolüyle ilgili dinleyicilerin dikkatlerini çekmekti. Bu ifadeler kesinlikle hakaret amaçlı söylenmemiştir.
Ses kayıtlarında, Balyoz belgelerinin çaldırılması' ifadesi kesinlikle yer almamaktadır. İfade edilen, o tarihlerde icra edilen plan seminerine yönelik ses kaydı ve bir kısım bilgi ve belgelere ilişkindir''
Koşaner, ''Bu haber ve yorumların bir kısmının şahsı üzerinden direkt olarak tüm varlığını borçlu olduğu ve her şeyden çok sevdiği Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) hedef alması, halen devam etmekte olan bir takım davalarla ilişkilendirilmeye çalışılarak yargıyı etkilime amacını taşıması ve kutsal vatan için canlarını feda eden aziz şehitlerin ruhlarının ve onların değerli yakınlarının vicdanlarını rencide edecek nitelikte olması'' nedeniyle tarafından bir açıklama yapma zorunluluğunun ortaya çıktığını kaydetti.
Koşaner, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
''İfadelerde terörle mücadele konusunda yer alan, 'Bizim hiç kimsenin talimatına falan da ihtiyacımız yok' cümlesinin maksadı, çarpıtılan haberlerde yer aldığı gibi 'Sivil otoriteye bir başkaldırı' değil; aksine o dönemde, 'TSK bölücü terör örgütüne karşı neden operasyon yapıyor?' şeklinde bir kampanya yürütenlere karşı, birlik komutanlarını uyarmak, yasal haklarını kendilerine hatırlatmaktır. Yoksa teröristle mücadelenin hangi yasa ve usullere göre yapıldığı bellidir.
Son olarak en büyük üzüntüm, her zaman büyük kıymet verdiğim, acılarını daima yüreğimde hissettiğim şehitlerimizin ve onların değerli ve kederli ailelerinin bu vesileyle istismar edilmesidir. Ailelerimiz şundan emin olmalıdır ki TSK'da meydana gelen her ölümlü olay mutlaka askeri savcılık tarafından soruşturulur ve gerekirse sorumlular hakkında dava açılır. Ancak burada üzücü olan ise intihar ettiği yargı kararıyla da tespit edilmiş bir askerimizin bu ifadelerle ilişkilendirilmeye çalışılmasıdır.''