Ve Deniz Baykal bombayı patlattı
Abone olİstifanın ardından evine kapanan Deniz Baykal ilk kez Birand'ın sorularını yanıtladı. 'Devam' sinyali verdi.
İNTERNETHABER
İstifanın ardından evine kapanan Deniz Baykal ilk kez CNN Türk'ün yayınında Mehmet Ali Birand'ın sorularını yanıtladı.
Baykal, evinin bahçesinde gerçekleşen görüşmede son derece rahat görünüyordu. Neşesinin yerinde olduğu izlenimi verdi. Ancak bazı sorularda gerginliğini saklayamadı. O sorulardan biri de "Önder Sav'a kırgın mısınız?" sorusu oldu.
Baykal'ın röportajının başından sonuna "siyaseti bırakmadığı"nı zaman zaman yineledi.
Kaset mevzusunda ise "neden ben değilim,
demediniz" sorusuna "ben böyle bir dedikodunun malzemesi olamam"
diyerek yanıt verdi.
Hayattaki şiarını da Kipling'in şiirindeki gibi açıkladı: 'Her şeyi bırakıp yeniden başlayabilirsen eğer adam oldun demektir'
Mehmet Ali Birand'a önceleri ismiyle hitap eden Baykal daha ciddi bir soruda Mehmet Ali Bey deyince Birand bu ayrıntıyı kaçırmadı ve iş ciddileşince 'Mehmet Ali Bey mi olduk?' dedi. Bu espri Baykal tarafından röportajın sonuna kadar kullanıldı.
Baykal ve Birand'ın söyleşisi şöyleydi:
İNANIR MISINIZ? KIRGIN DEĞİLİM
BAYKAL'IN ŞİAR EDİNDİĞİ O ŞİİR |
Deniz Baykal kendine Kipling'in Eğer isimli şiirini örnek aldığını söyledi. Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü |
- Bir kırgınlık oldu mu?
Hayır desem inandırıcı olur mu bilmiyorum ama ben yine de hayır diyeceğim. Siyasi yasaklıydım, istifa ettim, ama hep siyaset yaptım. CHP'ye; Türkiye'ye karşı kendini sorumlu hissetmeye devam ediyorum.
10 yılda bir benim gerek özel hayatımda gerekse siyasi hayatımda köklü bir değişiklik oluyor. Böylesine köklü alt üst oluşların benim iç dünyamda, psikolojimde fizyolojimde benim için ihtiyaç haline geldiğini hissediyorum.
Bu durum bana daha da adrenalin pompalıyor. Herkes çok iyi gördük seni diyorlar. Herkes beni karalar bağlanmış şekilde göreceğini sanıyor. Bana doping gibi geliyor.
Şu anda hayata karşı duyarlılığımı çok daha üst seviyede hissediyorum.
Bulunduğum her şeyi bırakıp, her şeye yeniden başlama gücünü kendimde görüyorum.
NASIL ADAM OLUNUR?
Kipling'in şiirindeki gibi 'Her şeyi bırakıp yeniden başlayabilirsen eğer adam oldun demektir'
Siyaseti illa genel başkan olarak yaparız diye bir
anlayış yok ki. Siyaseti Genel Başkan olarak yapıyordum, şimdi
artık milletvekili olarak siyaset yapacağım.
Siyaset benim için bir kariyer değil. Bu benim mutluluğum. Türkiye
ve CHP'ye karşı kendimi sorumlu hissetmeye hep devam edeceğim.x
Referandumda meydanlara çıkacağım, meclise de gideceğim, parti toplantılarına da gideceğim.
BENİM İÇİN SÜREÇ ÖNEMLİ
- Yarın birgün yeniden genel başkan olacak mısınız?
Bu benim siyaset anlayışımın tersi bir yaklaşım. Neresi gerekiyorsa orada olurum.
- Cumhurbaşkanlığına adaylığınızı da koyabilirsiniz o zaman?
Ya da koymayabilirim. 5 yıl siyasi yasaklıyken bile siyaset yaptım. Partim kapatılmıştı. Benim için sonuç değil, sürecin kendisidir önemli olan...
- İnanamıyorum ya!
Neden inanamıyorsun? Ben hep böyle yaşadım. Hedefe ulaşamadığımda o zaman mutsuz olurdum. Benim için önemli olan sürecin kendisi...
CHP ZATEN YÜKSELEN BİR TREND İÇİNDEYDİ
- Kurultaydaki heyecan suni bir şey mi?
Suni bir şey değil. Arka planını görmek lazım. CHP neydi, neredeydi ve bu ne yaptı? CHP yükselen bir siyasi partiydi. Geride bıraktığımız dönem içinde CHP yükselen bir siyasi partiydi. Ben istifa etmeden önce anketlerde CHP 25-29 arasında konumlandırıyordu. CHP'nin yüzde 20 oranındaki oy oranının artış içinde olduğun görüyorduk. Hatta medyaya rağmen, tüm engellemelere rağmen yükselen bir trend içindeydim.
İSTİFADAN PİŞMAN OLDU MU
ÖNDER SAV İÇİN NELER SÖYLEDİ?
AYRINTILAR HABERİN DEVAMINDA...
İSTİFADAN PİŞMAN OLDU MU?
- İstifanızdan pişman oldunuz mu?
Hayır çok da memnunum. Hatıralaycaksınız, ben bir teslim olma anlamında değil, bir meydan okuma anlamıyla istifamı verdiğimi ve hesabını soracağımı söyledim. Ben komployla hesaplaşacağım. Ben milletin dikkatini bu komploya çekeceğim. Ben böyle bir mücadeleye atıldım ve toplum tarafından destekle karşılandı. Oylarda bir yükseliş gerçekleşti. Yüzde 30 oldu. Hatta Başbakan tepki gösterdi. Bana sordukları zaman önümüzdeki dönemde CHP birinci parti olacağız demiştim daha görevden ayrılmadan. Seçime kadar geçecek sürece hiçbir şey değişmese de CHP zaten 1. parti olacaktı.
Benim ayrılmam, birden bire hem partide, hem toplumda şok etkisi yarattı. Ama CHP bu sürece çok sağlıklı bir şekilde aştı ve yeni bir genel başkan seçildi. Bu tablo partinin yükselişine ek bir rüzgar oldu. Kılıçdaroğlu'nun sempatik kişiliği, daha önceki başarısı da eklenince medyanın ilgisiyle CHP daha da güçlendi.
TABİİ Kİ KILIÇDAROĞLU'NU DESTEKLEYECEKLERDİ
- İstifa etmeseydiniz Kılıçdaroğlu ne olurdu?
En yakımında çalışacak arkadaşım olurdu.
- Önce sizin dönmenizi isterken birden Kılıçdaroğlu'na döndü.
Ne olacaktı? Bana destek verdiler dönmem için, dönmeyince yeni bir isim buldular. Bazı arkadaşlar kurultayda oy vermeden dönecekti, sakın ha dedim, görevinizi yapmadan gitmeye hakkınız yok diyor.
- MYK'da Baykalcılar tasviye edilmiş
gibi görünüyor
Bugün görev alanlar da, daha önce görev yapanlar da, şu anda görev
alamayanlar da CHP'li.. Hepsine başarılar dilerim. Bu arkadaşlar
arasında benim de çok iyi oldu dediğim insanlar var. Seçilmeyen
arasında da keşke orada olsalardı dediğim insanlar var. Ama bu
seçim genel başkanın ve arkadaşlarının tasarrufu...
RECEP BEY'İ
AÇIKLADI
- Konuşmayı nasıl buldunuz?
Bunların hepsi klişe. Sayın Kılıçdaroğlu için laikliğin önemsiz
olduğu sonucunu mu çıkardınız. Bakın 2009 seçimleri öncesi hiç
laiklik konuşmadı. Bu bizim laikliği unuttuğumuzu mu gösterdi. Ne
ben ne de Sayın Kılıçdaroğlu bunları unutur.
Çok güzel bir konuşma yaptı. CHP’nin bir ortak fikriyatı var. Bu
fikriyatın içinde rejim var. Bağımsız Türkiye, yoksullukla
mücadele, Güneydoğu’nun kalkındırılması var… Bundan hiçbirimizin
vazgeçmesi mümkün değil.
Recep Bey konusunda da şunu söyleyeyim: Bu Kemal Bey’in ifade tarzıdır. Bize de Bey ekleyerek konuşur. Deniz Bey der. Başbakan hakkında konuşurken de Recep Bey dediğine çok tanık oldum. Burada bir aşağılama yok. Müstehzi ifadeyle söylemedi.
- Solu birleştirebilir mi?
Sol zaten birleşmişti. Bu olay
uygun bir noktada gerçekleşti. Rahşan hanımın gelişinin bir anlamı
vardır. Zaten o vekillerle sıcak ilişkiler içindeydik. Anayasa
mahkemesine başvururken bize çok ciddi katkılar yapmışlardı.
ÖNDER SAV KONUSUNU İÇİMDE HALLETTİM
- Dedikodu yapalım mı? Kurultay gecesi Önder Bey’e ‘brütüs’ benzetmelerini hatırlattım. Brütüs oldu mu Önder Sav. Kırgın mısınız?
Ben de hiçbir zaman Sezar olmadım. Bu benim terminolojim değil. Düşünüyorum Sezar’la Brütüs ilişkisini… Sezar arkasından hançerlenince döner bakar, en yakının görünce çok üzülür ve “yıkıl Sezar” der. Benim sırtımda hançer yok, ben kendime yıkıl Sezar da demedim.
Bir süreç yaşadık, bunu iç
dünyamızda yaşadık, değerlendirdik, not ettik. Artık o bizim iç
dünyamız oldu. Bununla zenginleştik. Şimdi önümüzde bir referandum
var, yakında genel seçim var. Böyle bir durumda kendi iç dünyamı
kamuoyuyla paylaşmaya gerek duymuyorum. Taşıyorum… Kim bilir ben de
kimleri üzmüşümdür, önemli olan görev bilincimizi unutmamak.
- Kemal Bey’e
hiç mi sormadınız, neden adaylığını sakladın diye?
Hayır sormadım, çok tatlı bir
konuşma yaptık.
- Bu ne kadar samimi?
Tamamen samimi, oralara takılırsak yol alamayız.
- Kaset olayı çıktığında neden 'ben değilim'
demediniz?
Bana sorulan iki soru var.
Niye istifa ettin, teslimiyet anlamına gelmez mi?
İkincisi neden reddediyorum demedin, söyleseydin inanırdık.
Niye istifa ettim, komplonun altında ezilmek için değil, meydan
okumak için, komployu yapanların yüzüne vurmak için ortadaki
kepazeliği açığıa çıkarmak için yaptım. Ve doğru da yaptım, herkes
bize sahip çıktı, haklı olduk. Başbakanı bile sinirlendirdik. Böyle
mağduriyet mi olur dedi. İstifa etmeden de götürebilirdim ama bunu
kabul etmem. İstifa bu komploya boyun eğmenin, suçluluk duygusunun
sonucu değil.
İkinci konu "Ben yaptım yapmadım de"! Toplumun pek
çok aklı başında insan benim olayın bu boyutunu benim gündeme
almamamı ve reddetmemi bekliyor. Ama ben bunu çok tehlikeli ve ayıp
buluyorum. Kimsenin kimseye böyle bir zorlama yapmaya hakkı yok,
benim birilerine hesap vermek durumunda bırakılmayı ayıp buluyorum.
Ben diyorum ki, benim hakkım gasp edildi, sen bunu çöz dedim. Ama
hayır ben dedikodu yapacağım dediler. Bir an öyle dediğimi düşünün.
Ben de o dedikodunun parçası olurdum. İnanan olacak, inanmayan
olacaktı. Ben kimseye bu soruyu bana sorma hakkı vermem. Herkes
sorumluluğunu yapsın... Bak ben istifa ettim.
Ben hayatım boyunca bir insanın bir başka insana temel haklarından
bazılarından vazgeçmesini çok ayıp sayarım. Sen siyaset yapma, sen
düşünce özgürlüğünü kullanma… çok ayıp sayarım. Ama herkes uluorat
sen siyasete devam ediyorsun diyor, sana mı soracağım
arkadaş!..