Ve Davutoğlu gemileri yaktı
Abone olÇözüm sürecinde kritik günler tarihi gelişmeler yaşanıyor. Hükümetin önemli isimlerinden Davutoğlu'nda önemli açıklamalar.
Çözüm sürecini nehrin karşı kıyısına yüzmeye benzeten Dışişleri
Bakanı Ahmet Davutoğlu "Yarıya geldiğinizde ne olursa olsun
karşıya varmaya çalışırsınız." diyor.
Radikal Ankara Temsilcisi Murat Yetkin, Davutoğlu ile görüştü. Yetkin çözüm sürecine ilişkin Davutoğlu'nun çarpıcı açıklamalarını taşıdı.
GERİYE DÖNÜŞ DAHA UZUN HEM DAHA RİSKLİDİR
(...)Davutoğlu, bütün bu süreci hızla akan bir nehrin karşı kıyısına yüzmeye çalışmaya benzetiyor. “En kritik an” diyor; “Yarıya kadar gelindiği hissine kapıldığınız zamandır. İnsan o zamana kadar geriye dönmeyi düşünür, çünkü yol daha yakındır. Ama yarıyı geçmişse artık geriye dönüş hem daha uzun, hem daha risklidir, daha maliyetlidir. Hissediyorsunuz ki, ben nehrin yarısını geçtim. Ondan sonra geri dönmeyi mi yoksa karşıya çıkmayı mı düşünürsünüz? Artık ne olursa olsun karşı kıyıya varmaya çalışırsınız.”
GERİ DÖNÜLMEZ NOKTA
Brüksel’de ağırlıkla Suriye’nin konuşulduğu NATO toplantısından
Davutoğlu’nu Ankara’ya taşıyan uçaktayız. Vakit 23 Nisan gece
yarısına yaklaşıyor. Daha açık soruyoruz: “Peki, geri dönülmez
noktaya geldi mi Kürt çözüm süreci hükümet açısından?”
O da açık cevap veriyor: “Ben, geriye dönülmez noktaya geldiğimiz
kanaatindeyim.”
PSİKOLOJİK EŞİK AŞILDI
Devam ediyor: “Sürecin pürüzsüz olması beklenemez, ama tarafların
pürüzlerin farkında olması önemli. Zorluğu görebilme kabiliyetiniz
varsa, onu engelleme imkânınız da olur. Bu tür süreçlerin yüzde
60’ı psikolojik faktörlerdir. Yüzde 20’si yöntem, gerisi de
uygulamadır. Mesela çekilme yöntemdir, silah bırakma uygulamadır.
En doğru yöntemi uygulasanız da risk vardır. Ama psikolojik eşik
aşılmış durumda.”
Ama Davutoğlu bu cevabın PKK açısından da (o ismini hiç anmadan
‘Örgüt’ demeyi tercih ediyor) geçerli olduğuna dikkat çekiyor:
“Örgüt hangi gerekçeyle ‘Ben geriye döndüm’ diyecek? Şu anda
süreçten geriye dönmenin getireceği büyük hayal kırıklıkları
olacaktır, bunun maliyeti, örgüt için de çok fazla. Çünkü barış
umudu doğmuş durumda. Burada, Allah muhafaza, provokasyonlara karşı
uyanık olmak lazım. Bunu değiştirecek tek şey, çok büyük bir
provokatif tutum. O yüzden Bahçeli’nin söylemi
tehlikeli.”
HABUR'DAN DERS ALDIK
Sürecin çökmesi ihtimali akla ister istemez 2009-2010 sürecini ve
Habur’u getiriyor. Tekrarı olabilir mi? Bu yeni süreçte bir Habur
tehdidi var mı?
Davutoğlu yanıtlıyor: “Ben iki süreci de biliyorum. Habur’dan ders
aldık. Orada kestirme bir yolla, meselenin çözümü konusunda bir
çaba vardı. Toplumun psikolojik olarak yeterli hazırlığı olmamıştı.
Şimdi ise yaklaşık dört aydır, yavaş yavaş olgunlaşan bir süreç
var. Benim ümitvar olduğum o… Burada açıkçası yöntem de farklı.
Doğrudan görüşmelerin getirdiği avantajlar var. İmralı’ya BDP
gidiyor, devlet istihbarat birimlerinin temasları var. Sürecin
içindeki aktörler doğrudan temas halinde. Halk da öyle görüyor,
netice alınacağının işaretleri olarak görüyor.”