Ve Davutoğlu açıkladı artık Öcalan...
Abone olBaşbakan Davutoğlu Güneydoğu'daki sorunun çözümü için kurulan yeni masada kimlerin olduğunu anlattı.
Çözüm süreci resmen tarih oldu, yeni dönem güneydoğu'da
her türlü kesimden temsilcilerle devam edecek.
MASA İMRALI'DA DEĞİL ANKARA'DA
İmralı'da artık masa kurulmayacağını ilan eden Başbakan Davutoğlu, “Ben son 10 gün içinde dört masa kurdum. Masa İmralı’da Öcalan’la 3-5 kişinin oturması değil. İşte masa bu, bundan sonra da bu masa devam edecek” dedi...
Öcalan'ın talimatlarının dikkate alınmadığını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, "Talimatları İmralı'dan almıyorlarsa, o zaman İmralı ile görüşmelerinin ne anlamı var?" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Londra’ya giderken aralarında Milliyet
Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan’ın da bulunduğu gazetecilerin
sorularını yanıtladı.
ARTIK BU MASA DEVAM EDECEK
(Öcalan da artık devrede değil, süreç nasıl canlandırılacak sorusuna karşılık) Masa dediğiniz şey aslında. Ben son 10 gün içinde 4 masa kurdum. Masa İmralı’da Öcalan’la 3-5 kişinin oturması değil. Çağırdıklarım Ak Parti teşkilatları değil, çoğu HDP’ye mütemayil insanlar. Her türlü geçmişten, kesimden STK’lar var. Baro Başkanı merhum Tahir Elçi’nin yaklaşımında arkadaşlar da var. İşte masa bu, bundan sonra da bu masa devam edecek. Valilere söyledim. Her hafta sivil toplum örgütlerini toplayacaksınız. Sadece memurlarınızla görüşmeyeceksiniz. Her birinizin bir istişare meclisi kurmanızı istiyorum. Her hafta alandan bilgi alacaksınız.
HDP’Yİ BUNLAR ŞIMARTTI
HDP’yi şımartan şey şu oldu; Mesela akademisyenlerin bildirisinde beni en fazla üzen şeylerden birisi, Kürt siyasal iradesi diyor. Kim temsil ediyor total olarak Kürt siyasetini. Biz yüzde 50 oy almış Ak Parti olarak neyi temsil ediyoruz? Bunu söylediğiniz zaman Türkiye’yi Iraklılaştırırsınız. Ben utanç duydum bu ifadeleri okurken. Bir akademisyenin yapmaması gereken şey, vatandaşlık kavramının ötesine geçip kimlik siyasetiyle bir hukuk geliştirmek. Sanki bütün Kürtleri ben temsil ediyorum, karşımda da devlet. Yok böyle bir şey. Bu algı bugüne kadar böyleyse bundan sonra olmayacak. Kürt vatandaşlarımızı Ak Parti olarak en çok temsil edenlerden birisi biziz. İkinci şımardıkları Suriye’de olan gelişmeler. Suriye’de kullandıkları yöntemi hedeflerine ulaşmak için Türkiye’deki çözüm sürecinden daha elverişli bir yöntem olarak gördüler. Süreç yerine barikatlar. Hendekleri Suriye’den öğrendiler. Bu iki yanılsamayı ortadan kaldırmadan kiminle, neyi konuşacağız? Seçmenlerini, STK’ları dışarıda bırakmıyoruz. Bir şeyi tecrübe etmişsem sonuçlarını da görmüşsem, o konuda bir kararım oluşmuşsa kolay kolay değişmez.
İMRALI TALİMATI YETMEDİ
1 Ekim’de Demirtaş’ı kabul ettim. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiyelileşme söylemi kullandınız bu önemli ama kamu düzeni bakımından tehlike görüyorum dedim. 6 Ekim’de, 5 gün sonra kan gövdeyi götürdü neredeyse. Baş müsebbibi de HDP’den atılan tvitler. Mart ayı silahsızlanma için Öcalan’dan mesajlar gidiyor, ‘silahsızlanacağız’ diyorlar. Demirtaş, Meclis’te konuşma yaptı, masayı deviren konuşma oydu. Demek ki İmralı’dan aldıkları talimat meseleyi çözmeye yetmiyor. Bunlar başka yerlerden de talimat alıyor. Görüştükleri lobilerden. Türkiye kimin karşısındaysa onunla görüşüyorlar. Baktı ki herkes arkamda, neredeyse oralara gitti. Neredeyse Ermeni Kürt lobi ittifakına yöneldiler. Sonra Moskova’da aldı soluğu, niye şimdi Brüksel’e gitmiyor? Niye daha önce Moskova’ya gitmiyordu, çünkü ilişkimiz iyiydi.
İMRALI İLE GÖRÜŞMELERİNİN ANLAMI YOK
Talimatları İmralı’dan almıyorlarsa, o zaman İmralı ile görüşmelerinin ne anlamı var? İmralı silahları bırakın diyor bunlar başka yerlerden duydukları sözlerle “tam vakti Ak Parti’yi zayıflatın 7 Haziran’a giderken bütün politikanız Ak Partiye dönük olsun’ diye paralel çeteyle birlikte de bir strateji geliştirmişlerse bizimle nereye yol yürüyecekler? Gültan Kışanak, Ekrem Dumanlı ile görüşmeler yaptı. Paralel lobiyle görüşüyor sonra İmralı’ya gidip şov yapmayı bekliyorlar. İmralı’ya gitmek onlara meşruiyet kazandırıyor, arkasından o meşruiyeti kullanarak başka türlü bir oyunun içine girdiler.
TELEFONUMA ÇIKMADI
Bizim Parti’de bile ‘sayın Başbakanım yapmasak’ dediler ama onunla görüştüm. Ben görüşmeyi yaparken, Kandil sabote etti. ‘Yapmayın o ayaklanma çağrılarıyla bir yere gidemezsiniz, sabrımızı taşırmayın’ dedim. Diyarbakır’da saldırı oldu Demirtaş’ı aradım taziye için telefona çıkmadı. Ülkenin başbakanı olarak açtığım telefona bile çıkmıyorsa kim kimi dışlamış, kim masayı devirmiş? Demirtaş, Ankara saldırısını ‘devlet yaptı’ dedi. Seçim sonrasında bunlara rağmen Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile birlikte randevu istedim. ‘Kaçak çayı içip giderler’ dediler. Şimdi kusura bakmasınlar da ben böyle bir istiskali kabul eder miyim? Pervin Buldan Meclis Başkan Vekili olarak benimle görüşmek istemiş falan. Başkanvekili olarak duyduğum saygı gereği konuşacağım, nedir isteğiniz? Masayı deviren onlar. Telefonuma çıkmayan onlar.
SONUCU OLMAYACAK İLİŞKİ
Belli bir noktadan sonra şu aşamaya geliyorsunuz. Bunları muhatap almak bir sonuç getirmiyor. Neyi görüşeceksiniz? Nezaketten habersiz, kendi oyunlarını oynamıyorlar, iradeleri ellerinde değil, Kandil’i, paraleli, Ermeni lobisi, neyi derseniz. Kendisi olmayan biriyle ben neyi konuşacağım? Kendisi olacak öncelikle. (İmralı ile HDP arasındaki ilişki kopmuş mudur sorusuna karşılık) Onlar kopardılar, şu an kopuk tabi. Sonuç olmayacak bir ilişkinin ne gereği var?