Ve CHP'nin korkunç planı devrede
Abone olCHP'nin halkı sokak direnişine çağıran bildirisiyle 24 baronun yayınladığı eylem planını, Ergenekon ve Balyoz davası sanıklarının avukatlığına soyunan 4 ismin hazırladığı iddia edildi...
CHP'nin halkı sokak direnişine çağıran bildirisiyle 24
baronun yayınladığı eylem planını, Ergenekon ve Balyoz davası
sanıklarının avukatlığına soyunan 4 ismin hazırladığı iddia
edildi...
Yüksek yargının iş yükünü azaltmak amacıyla Yargıtay ve Danıştay'da
daire sayısı ve üye sayısını artıran kanun tasarısına karşı
Ergenekon ve Balyoz davalanndaki görüşleriyle kamuoyunun yakından
tanıdığı 4 ismin bir araya gelip eylem planı hazırladığı iddia
edildi. Ankara Baro Başkanı Metin Feyzioğlu, İstanbul Baro
Başkanı Ümit Kocasakal ve YARSAV eski Başkanı Ömer Faruk
Eminağaoğlu'nun CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un
öncülüğünde bir araya geldikleri öğrenildi.
TBMM önünde eylem
Yemekli zirvede bir araya gelen dörtlünün Adalet Komisyonu'nda
kabul edilen kanun tasarısına karşı CHP'nin halka sokak direnişi
çağrısı kapsamında bazı kararlar aldıkları belirtildi. Aralarında
Ankara ve İstanbul'un da olduğu 24 baro yönetiminin dün
yayınladıkları bildirinin de bu kararlaştırılan eylem planı
kapsamında alınan bir karar olduğu öne sürüldü. Zirvede belirlenen
adımlardan birinin de yakında yargıyı hızlandıracak kanun
tasarısına karşı TBMM önünde eylem yapmak olduğu iddia edildi.
81 baronun 24 u destekledi
Türkiye genelindeki 81 baro yönetiminden sadece 24'ünün destek
verdiği "Demokrasi ve Hukuk Devleti İçin Kamuoyuna Duyuru:
Çok Geç Olmadan!" başlıklı bildiride ise adaleti
hızlandıracak kanun tasarısıyla siyasi iktidara bağımlı bir yüksek
yargının yaratılmak istendiği savunuldu. 2 milyonu aşkın dosyanın
sıra beklediği Yargıtay ve Danıştay'ın daire ve üye sayısının
artırılması eleştirildi.
Feyzioğlu ve Kocasakal'ın öncülüğünde hazırlandığı belirtilen
bildiri, tasarıya karşı çıkan çevrelerin bir korkusunu da gün
yüzüne çıkardı. Bildiride Yargıtay Başkanı, Başsavcısı, Daire
Başkanları ve üyeleri hakkında ceza soruşturması yapmak ve kamu
davası açılmasına karar vermek gibi görevler ifa eden Birinci
Başkanlar Kurulu'nun seçilecek yeni üyelerle yeniden şekillenecek
olmasından rahatsızlık duyuldu. Adı skandal olaylara karışan hiçbir
Yargıtay mensubu için bu kurulun işletilmemiş olması bildirideki
rahatsızlığın asıl amacını da ortaya koydu.
Demokraside isyan yoktur
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar, Türkiye ’nin çok
ciddi ve ra dikal bir yargı re for muna ihtiya cı olduğunu
belirterek ‘’ Öncelikle yerel mahkemeleri, sayı ve kaliteli
yargıç bazında güçlendirmek, istinaf mahkemelerini bir an önce
işler duruma getirmek ve Yargıtay’a ve Danıştay’ a gidecek iş
sayısını azaltmak suretiyle bu mahkemeleri kuruluş amacına uygun
biçimde bir içtihat mahkemesi konumuna döndürmek gerekir’
’ dedi.
Tutarlı olmaları gerekir
Coşar, Birlik Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Anayasa
Mahkemesi’nin kuruluşuna ilişkin kanun tasarısı ile Yargıtay ve
Danıştay’a yeni daireler kurulmasını öngören tasarıyı
değerlendirdi. Yargıtay’ın, Danıştay’ın ve diğer sivil toplum kuru
luşlarının bu konuda istikrarlı ve tutarlı olmadıklarını
düşündüğünü belirten Coşar, “Bu ak törler, siya sal
konjonktüre göre pozisyon alıyorlar. Dün hükümet, Yargıtay ve
Danıştay’ın üye ve daire sayısını indirmek için girişimde
bulunmuştu. Şimdi tersine döndü. Dün üye ve daire sayısının
artırılmamasını isteyenler bu gün istiyor, o gün isteyenler bu gün
istemiyor. O yüzden inandırıcı olabilmek için tutarlı olmak
gerekiyor’’ diye konuştu.
CHP’lilere tepki Yargıtay Başkanlar Kurulunun “eldeki
dosyaların 1-2 senede bitirilebileceği’’ açıklamasının
hatırlatılmasına karşılık Coşar, hiç iş gelmezse bu kadar dosyanın
bitirilmesinin olağanüstü bir çabayla mümkün olabileceğini
kaydetti. “Bazı CHP milletvekillerinin halkı direnişe
çağırması’’ konusundaki görüşlerinin sorulması üzerine
Coşar, “Şaka değilse eğer, demokrasilerde protesto hakkı,
gösteri ve yürüyüş hakkı ve hatta koşulları var ise sivil
itaatsizlikte bulunma hakkı vardır, ama direnişte veya isyanda
bulunma hakkı yoktur. Demokrasilerde seçim vardır’’
dedi.