CHP'nin grup toplantısına Genel Başkan Kılıçdaroğlu damgasını
vurdu desem yanlış olmaz.
İlk defa Kılıçdaroğlu bu kadar kendinden emin, bu kadar net ve bu
kadar güçlü bir hitap kullandı.
Esprileriyle, vurucu cümleleriyle, yerli yerinde vurgulrıyla beni
şaşırtmayı başarttı.
Hem de çok.
Konuşmasının sonuna kadar sıkıldığım için pek de dinleyemediğim
Kılıçdaroğlu'nu bu sefer konuşmasını bitirinceye kadar dinledim,Her
konuda başından sonuna haklıydı bence de.
(Bazı kötü kelimeler kullanmadı değil ama toplum olarak artık
siyasetin bu kelimeler olmadan olmayacağına alıştık neredeyse!)
Özellikle Suriye konusunda yerden göğe kadar hak verdim. Daha
doğrusu düşüncelerimi kürsüden haykırdı.
Biliyorum, parmakları klavyede hazır bekleyenler var, bana "seni
gidi CHP'li seni" demek için ama belki de bu sitede CHP'yi ve
Kılıçdaroğlu'nu en sert eleştiren de benim. Neyse, zaten ne desem
boş.
Kılıçdaroğlu haklı diyordum. Neden diyordum onu söyleyeceğim.
Hükümet ekonomide, iç politikata, demokraside olduğu gibi dış
politikada da çuvalladı.
Bu bir gerçek.
Neredeyse bütün komşularımızla "kavgalıyız."
Hem de hepsiyle can ciğer kuzu sarmasıyken!
Dün Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Uluslararası sularda 9 Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı
şehit edildi, tezkere geldi mi? Gelmedi. Kuzey Irak’ta
askerlerimizin başına çuval geçirildi, tezkere geldi mi? Gelmedi.
1,5 milyon Iraklı Müslüman hayatını kaybetti, binlerce Müslüman
kadına tecavüz edildi, Başbakan, ‘Amerikan askerlerine başarılar
diliyorum" dedi.
Şimdi, bunları okuyunca başbakanın bir zamanlar ki "kankası"
Esad veya Esed'e düşman olmasını Suriye halkına bu kadar düşkün
olmasını biri benden anlamamı bekliyorsa üzgünüm.
Demek ki o kadar zeki değilim!
Hayır yani benim bildiğim bu adam oldu bitti böyle, ben bildim
bileli astığım astık kestiğim kestik.
Bunun babası da böyleydi!
Suriye halkını o zaman korumak kimsenin aklına gelmemişti de
şimdi mi geldi.
Sahi kim oynuyor bizim ayarlarımızla!
Kim kurcalayıp duruyor sağımızı solumuzu?
Öte yandan, Başbakanın savaş yanlısı olmayanlara sürekli Esad
taraftarı demesi, sürekli mezhep ayrılığını gündeme getirmesi de en
kibar tabirle hiç hoş değil.
Bu söylem, bir zamanlar özgürlük kelimesini kullanan her kişiye
Ergenekoncu denmesi gibi bir şey.
Bu yazı ne Kılıçdaroğlu'nu övme yazısıdır ne de başbakanı
yerme...
Sadece Suriye meselesinde başından sonuna CHP Genel Başkanı'na
katılıyorum, eğer tezkere çıkaranlar önce kendi evlatlarını
gönderecekse cepheye, belki AKP politikasından yana tavır da
alabilirim, bilemiyorum!
twitter.com/nsrnylmz