Aile içerisinde bireyle bazen birbirleriyle tartışırlar.
Anneyle baba, anneyle kızı, babayla oğlu ya da babayla
kızı...
Ve kardeşler...
Hele de yaşları birbirine yakınsa durmadan kavga ederler, biz de
ederdik.
"Kedi-köpek" gibisiniz derdi annem.
Öyleydik ama severdik de birbirimizi.
***
Olay Nazilli'de geçiyor, iki kardeş kalem yüzünden tartışmaya
başlıyorlar.
Baba diye seslendikleri adam 10 yaşındaki kızını bu yüzden tekme
tokat dövmeye başlıyor.
Belli ki tartışmaya tanık olmakla kalmamış, hakem de olmuş,
suçluyu bulmuş, Allah ne verdiyse...
Kızı eşek suda gelinceye kadar dövmüş, aslında eşek odadaymış da
ayna yokmuş!
Kızı bayıltana kadar uğraşmış...
Siz buna baba diyorsunuz, ben ona isim bulamıyorum..
Benzer bir olay daha...
Hatta daha vahim.
Bu sefer dayak yiyen kız çocuğu 7 aylık.
Hani insanın koklamaya kıyamacağı kadar minik.
Sürekli eşini de döven insan kılığındaki bu şahıs, kucağına
aldığında kendisinden korkmasını içine sindiremeyince bebeği bir
gün içerisinde 4 kez döverek bayıltmış.
Niye annesinin kucağına gittiğinde gülüyor bana gelince
ağlıyor!
Yeter ki dövmek iste, sebep çok!
Böyle "hayvanlar" elini kolunu sallayarak geziyor işte...
Sinirden kahrolmayacaksın da ne yapacaksın.
Hayvan dedim de...
Aslında canım hayvanlara hakaret oluyor bu.
Geçenlerde haberlerde gördüm, bir köpeğin arka iki patisini
kesmiş başka "hayvanlar!
Yani ayaklarını bilekten kesmiş bırakmışlar.
Hangi vicdan, neden, hangi ruh haliyle yapar bunu ben milyar
kere anlatsanız anlamam.
Bu yüzden hayvanlara, insanlara işkence olayında ve dayak
olayında caydırıcı cezalar çıksın.
Kısasa kısas mı olacak, her ne olacaksa olsun.
Bir canlının ayağını kesen, bir bebeği öldüresiye döven adam
yaşamazsa yaşamasın!
Günün sözü: Öküzlerle domuzlar konuşabilselerdi, konuları hep ot ve yem
olurdu. Mideleri için yaşayan insanlar da onlardan farksızdır.
(Epictetos)