Vay be.. Ahmet Hakana bak
Abone olAhmet Hakan hem nalına hem mıhına dokundu. Bu kez sıra laik kesimdeydi. Tespitler ve eleştiriler hayli sert.
Ahmet Hakan'ın yazısını görenler şaştı kaldı. Bu kez laikleri
hedef aldı.. Köşesini okuyanlar bir an için onun Vakit'te yazdığını
zannetti.
Oysa değildi, bir hafta önce Erdoğan'ı topa tutan Hürriyet yazarı,
bu kez karşı cepheye fena halde yüklendi. ' dinleyin beni dost acı
söyler' tadında bir yazı kaleme aldı.
Önce 22 Temmuz seçimleri öncesinde yaşananları hatırlatıyor.
Askerin e-muhtırasını ve '367 cinliğinden' medet ummalarını
eleştiriyor. Eleştirmek ne kelime.. Bu kesimi sandığa küfretmekle
suçluyor..
"Ayaklar baş oldu" dediniz... "Ampul
kafalılar" dediniz... "Bir çuval kömüre
satıldılar" dediniz... "Ayak takımı"
dediniz... "Dağdaki çoban" dediniz... Sandığı
fethetmek yerine sandığa küfretmeyi seçtiniz...
* * *
İşte bir kez daha...
Hiç ama hiç ibret almadığınız için tarihi tekerrür
ettiriyorsunuz...
Yine "bir gecelik rahat ve deliksiz bir uyku"
uğruna...
Bu kez "kahraman bir savcı"nın peşine düşmüş
durumdasınız...
Kapatarak, yasaklayarak, uzaklaştırarak, kalem kırarak, zorlayarak,
saf dışı bırakarak...
O 1930’ların "mutluluk çağı"na kavuşmanın rüyasını
görüyorsunuz...
"Ayaklar yine ayak olsun, başlar yine baş olsun"
diyorsunuz...
Rakibi bir centilmen gibi eşit şartlar altında alt etmenin hazzını
yaşamaktan çoktan vazgeçmiş durumdasınız...
Düdük çalsın, oyun bitsin istiyorsunuz..."
Daha bitmedi yazarın eleştirileri. Başka tespitleri de var. Laik
elit kesimi modası geçmiş fikirlere sarılmakla eleştiriyor:
(...) Asrı saadete dönüş artık imkánsızdır... Recep Peker zihniyeti
ta 1940’larda yenilgiye uğramıştır... Her 10 yılda bir yapılan
"Harç bitti / İnşaat paydos" uygulaması rafa kalkmıştır... Dünya
küreselleşmiştir... "Halk plajlara hücum edince cici vatandaşın
denize giremediği" günler çoktan geride kalmıştır... Eşitlik
artmıştır... Gelenekleri ve görenekleriyle yeni bir orta sınıf
peyda olmuştur... Kara kalabalıklar çocuklarını okutmuş, o çocuklar
adam olmuştur...
Yani yargı kesindir:
Şövalyeliği ve centilmenliği elden bırakmamak! "Kapatacağım"
diyene, "Hayır! Kapatamazsın! Ben onu sandıkta alt edeceğim"
diyebilme cesaretini göstermek... Ve AKP’nin yaptığı fenalıklar
konusunda "sandığı konuşturanları" ikna etmek...