Vay anam vayyy
Abone olGazeteci-yazar Şamil Tayyar'ın yeni çıkan 'Operasyon-Ergenekon' isimli kitabında yer alan telefon görüşmeleri okuyanları hayrete düşürecek cinsten...
İşte bu son derece ilgi çekici görüşmelerin tüm detayları:
- Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği yöneticilerinin kendi aralarında ve bazı şahıslarla yaptıkları görüşmeler, sivil toplum kuruluşlarının birer milis hareketi gibi nasıl örgütlendiğini çok açık şekilde ortaya koyuyor.
Genelkurmay"ın haklarında soruşturma açılmasına izin vermediği kimi subayların, dernek yöneticileriyle ilişki boyutu gözler önüne seriliyor.
Hiçbir yoruma girmeden o telefon görüşmelerinden bir kısmı –deşifre edildiği gibi- aynen yayınlıyorum.
(Salih Zeki Balaban, polisteki ifadesinde,
görüştüğü kişinin kimliği askerde bölük komutanlığını yapan Albay
Cemil Avdan olduğunu söyledi.)
“GENELKURMAY"DAKİ TOPLANTI MORALİMİ BOZDU”
Salih Zeki Balaban, 14 Haziran 2006 günü saat 21.17"de 05337188514 numaralı telefondan 05327715252 numaralı telefonu arayarak Nazım Kabakçı ile görüştü.
NAZIM: Efendim.
ZEKİ: Nazımcığım nasılsın iyi misin?
NAZIM: Sağol iyiyim, teşekkür ederim.
ZEKİ: 110 km. mesafedeyim şu an İstanbul"a
NAZIM: He he
ZEKİ: Genelkurmay"da bir toplantıya girdik bütün moralim bozuldu.
NAZIM: Noldu
ZEKİ: Resmen herifler seçimi alacaklar “… koduğumun”…”leri.
NAZIM: Kim alacak?
ZEKİ: AKP, AKP.
NAZIM: Alacak.
ZEKİ: Alacak öyle görünüyor.
NAZIM: Alsın sonuçta belli olmayacak mı?
ZEKİ: Bir tanede o genç partimi nedir bi tane o telefoncu “…” var ya.
NAZIM: Kim?
ZEKİ: O “…” ile birleşecekmiş ya
NAZIM: Vay adiler vay.
ZEKİ: Adi şerefsizler.
NAZIM: Yani Ak Parti"yi sevmem ama Cem UZAN"ı ondan daha çok sevmem.
ZEKİ: Yani şimdi gelirken bir şere girdim, beş araba başı örtülü karı vardı türbanlı hepsinin ağzına “…”, taktım harp okulu marşını, bi de patinaj yaptım nasıl kaçıyorlar biliyor musun?
NAZIM: (Gülüyor)
ZEKİ: Eşek oğlu eşekler “…” koduğumun “…” tövbe estağfrullah ya.
NAZIM: Valla onlar daha çok “…” biliyor musun?
ZEKİ: Abi iş “…”a sarıyor, anlatılan şeyler hiç güzel şeyler değil. O Pavıl"la yaptığı gizli anlaşması var “…”nin, “…”nun Türkiye"yi herif resmen Sevr Anlaşması olarak satmış, aldım fotokopisini gösteririm sana yarın.
NAZIM: Tamam sen nerdesin Bolu tarafında mısın?
ZEKİ: Hee?
NAZIM: Bolu tarafında mısın?
ZEKİ: Yok İzmit"e yaklaştım ben.
NAZIM: Heee, tamam.
ZEKİ: 110 km kaldı.
NAZIM: Anladım eee?
ZEKİ: Sabah getiriyim de mi?
NAZIM: Doğru sabaha kalsın ya.
ZEKİ: Dosya geldi, hadi işi bağladık, ona sevindik. Genelkurmaya gittik toplantıya “…” olduk bu kadar dört senedir savaşıyoruz bu ağzına “…” “…”leri ile
NAZIM: Darbe kaçınılmaz o zaman ya.
ZEKİ: Vallahi abi ben dedim hiç şey yapmayın. İlk defa ihtilal gerekiyor tamam mı, eğer yüzde 50 seçim olup da yüzdelerini görürlerse bi daha işin içinden çıkamazsın.
NAZIM: Yani
ZEKİ: O nedenden işi bitirmek lazım. Söyledik işte Komutan"a da söyledik, bilmem neye de söyledik, suratıma bakıyor. Bu halktan bir şey bekleme, bu halk koyun sürüsü.
NAZIM: Şimdi doğru. Halk nerde rüzgar eserse o raya kapılıyor, bilinç yok ki halkta.
ZEKİ: Bakalım artık şu 22 T emmuz ya giderler ya da darbe marbe olur. Bu işten kurtuluruz bir daha.
NAZIM: Aynen öyle.
ZEKİ: Başka çözüm yok. Sabah görüşürüz abi oldu mu?
NAZIM: Oldu Zekiciğim.
ZEKİ: Hadi öpüyorum, iyi bak kendine.
NAZIM: İyi akşamlar.
Salih Zeki Balaban, 5 Ekim 2006 günü saat 15.06"da Selahattin Saygan"la birlikte 05379527662 numaralı telefondan, 05554894406 numaralı telefonu arayarak Ahmet Cinali ve Ahmet Kuy ile görüştü.
ZEKİ: Efendim abi.
AHMET: Zeki ne haber?
ZEKİ: İyilik abi, sağol, teşekkür ediyorum, sizden ne haber?
AHMET: İyi. Bu Mesut dingili ordan adam götüremiyor mu ki de şeyden, Ağrı"dan, şeyden otobüs paraları bilmem ne muhabbetine giriyor Mersin"den.
ZEKİ: Şimdi komutanım, o, o şekilde de buradan da istiyorlar, kalabalık istiyorlar onu bi şekilde çözeceğim yani.
AHMET: Kalabalık.
ZEKİ: Oraya bin kişiyi bi şekilde atacam otobüsle götürmüycem belki trenle götürcem.
AHMET: Evet o faizci, faizci ne anlatıyo, faizci ne söylüyo, yardımcı olmuyo mu?
ZEKİ: Evet
AHMET: He oluyosa tamam, güzel.
ZEKİ: Yani şimdi şu var, ben şeyden de t akviye alabilirim. Kara Kuvvetleri"nden de takviye alabilirim.
AHMET: He o ayrı yaptırabiliriz.
ZEKİ: Evet
AHMET: He orada bir değişik bi hava yapmak lazım.
ZEKİ: He he, çünkü Mersin yürüyüşünde de dört bin tane asker vardı kimse farkında değildi
AHMET: Evet, evet, ordan aynı şekilde
askerleri organize ettirebiliriz, onu askerlere ettirelim.
ZEKİ: Yani.
AHMET: … Sivilleri çektirelim sivilleri çektirelim
ZEKİ: Çünkü, çünkü garnizonda aşağı yukarı 14 bin tane asker var, kolordu karargahı var.
AHMET: He onlara sivili çektirelim yürüyüşe kattıralım.
ZEKİ: Aynen komutanım.
AHMET: He öyle yapacaz, gerisine girme adam taşıma maşıma işiyle uğraşmayız tamam mı
ZEKİ: Doğru
AHMET: Gelirler illa, yürüyüşü yapar dağılırlar
ZEKİ: Evet
AHMET: Aynen öyle yapacaz, aynen öyle yapacaz.
ZEKİ: Aklıma o geldi, çünkü başkanın haberi yok Taner Bey"in
AHMET: Öyle yapacaz biz seninle zaten akşam buluşacaz.
ZEKİ: o Mersin"de 70 bin, 70 bin kişinin nasıl döküldüğünü bilmiyo sokağa.
AHMET: Aynen doğrudur öyle yapacaz.
ZEKİ: Yani öyle olacak o.
AHMET: Aynen doğrudur.
ZEKİ: O Mersin"de de askerler başladı almaya bayrağı sivillere devretti, çektik ondan sonra çocukları.
AHMET: Aynen öyle yapacaz, konu bu başka alternatifi yok.
ZEKİ: Tamam komutanım tam bir …. İnletecez orda.
AHMET: Aynen o Selahattin"le ne yaptın görüştün mü?
ZEKİ: Beraberim şu anda.
AHMET: Çok selam söyle, buuu Ahmet Kuy"un dünürüne verecez o şeyin işini ha, bir tanker işini.
ZEKİ: Günü geliyo
AHMET: He, günü geliyo. Bak şimdi Ahmet yanımda şu anda, ben zaten söyledim, sen şimdi onun bak veriyim bi Dakka hemen şey yap da ne gerekiyosa nerden şartname alacaksa aldırttıralım.
ZEKİ: Ver.
AHMET KUY: Zeki, nassın kardeşim? Allah razo olsun sağol.
ZEKİ: Sağom sen nassın?
AHMET KUY: Allah razı olsun, kulağını çınlattık biraz da onun için reis aradı seni.
ZEKİ: Allah razo olsun, sağolasın.
AHMET KUY: O konuyu artık akşam beni bilgilendirecek.
ZEKİ: Tamam, akşam sen de bu numaradan beni ararsın.
AHMET KUY: Ha
ZEKİ: Olayı çözeriz
AHMET KUY: Şimdi ben diyeceğim, yarından sonra gidiyorum, İstanbul"dayım şu anda, ne d ersime çalışmak üzere ivedi ne yapacaksak hızlandıralım, hata yapmayalım tamam mı kardeşim?
ZEKİ: … Orda bir iki konu daha var, sana yazdıracam
AHMET KUY: Tamam, ben ne zaman diyosam tamam yani
ZEKİ: Tamam yani
AHMET KUY: Benim telefonum sende var, 24 saat açık benim telefonum da
ZEKİ: O bölgede çünkü yapmak istediğim çok şey var benim, operasyonel olarak da var.
AHMET KUY: Güzel kardeşim, 24 saat cebim açık, 24 saat bu konuda bilgi bekliyorum senden anladın mı canım kardeşim reise veriyorum, bir şey söyleyecekmiş sana akşam ayrıntıları senden bekliyorum Allah"a emanet kolay gelsin.
ZEKİ: Sağol sen de, komutanımı ver.
AHMET KUY: Allah razı olsun
ZEKİ: Alo
AHMET: Alo
ZEKİ: Efemdim komutanım.
AHMET: Ver Selahattin Bey"i de bi merhaba diyeyim.
ZEKİ: Tabi veriyorum ben
SELAHATTİN: Alo
AHMET: Kardeşim ne haber, nasılsın.
SELAHATTİN: Sağol teşekkür ederim, sen nasılsın
AHMET: Napalım uğraşıyoruz işte. Diyarbakır"da bir tantana çıkartacaz, biliyorsun sen işi, Zeki sana haber vermiştir, şöyle bi şey yapalım, ses gelsin.
SELAHATTİN: Hadi kolay gelsin
AHMET: Güzel bi şekilde ee yalnız bu Hilmilerle görüşmeye gidecez şeye, Malatya"ya
SELAHATTİN: Evet
AHMET: Bu bakırlan ilgili
SELAHATTİN: Evet
AHMET: Tamam mı, senden hızlı şekilde cevap b ekliyorum ben, tamam mı
SELAHATTİN: Tamam tamam, onu demin ben
AHMET: Her şey on n umara yürüyo şu anda, full full
SELAHATTİN: Güzel güzel, yarın bilgi veririm ben sana
AHMET: Tamam tamam
SELAHATTİN: Allaha emanet olun
AHMET: Öpüyorum gözlerinden, Allah"a emanet ol, sağolasın.
Salih Zeki Balaban, 16 Ekim 2006 günü saat 10.13"de 05379527662 numaralı telefondan 05335273120 numaralı t elefonu arayarak Tekin isimli şahısla görüştü.
TEKİN: Tamam abi
ZEKİ: Şeylerini karşılıyor, bana şeyini göndermen lazım, vergi levhanı numarasını
TEKİN: Evet
ZEKİ: Ticaret sicil numaranı, iş yerinin posta adresini, telefon numaralarını
TEKİN: He he onu bugün mü sana göndermem lazım
ZEKİ: Bugün gönder havaleyi de yap, eee ben sana ileteyim onu
TEKİN: Çünkü bu sıkıntı yetiştiremeyebilirim onu, sözünü sana vermiyim, ama yarın ben sana göndersem
ZEKİ: Tamam o zaman akşam telleşelim senlen konuşalım
TEKİN: Tamam ben senden o zaman telefon bekliyorum
ZEKİ: Geçmiş olsun babana da
TEKİN: Teşekkür ediyorum sağol
ZEKİ: Bu iki işi sana bağlıyorum kabul mü?
TEKİN: Tamam abi, tamam
Salih Zeki Balaban, 15 Mayıs 2007 günü saat 19.45"de 05064371235 numaralı t elefonla, numarası tespit edilemeyen telefon hattından “X” erkek şahısla görüştü.
…
ZEKİ: Bizim yaptığımız da o zaten, bizde kalkıp şey değil, bizim ilk tabi şeyimiz Toroslar"da başladı. Toroslar"daki köylülerle başladı, Anadolu"nun çocukları ile başladı, Kırıkkale, Yozgat, o bölgeler, Çankırı, yani çok şey yaptık çok.
X: Biliyorum Zekicim ya, eksik olma
ZEKİ: Şu anda 3.800 kişiye yaklaştık, yani üç milyon s ekiz yüz bin üyeye ulaştık.
X: Ya biliyom, tahmin ediyom
ZEKİ: Şey olmazsa eğer, bu namussuzlar birleşmezse UKC"yi kuruyoruz. Ulusol Kurtuluş Cephesi, yirmi tane birim birleşip seçime girecez öyle.
X: İnşallah ya kurun değişik bir şey, ee bi insan olsun ya, bak şeyi değerlendirmek lazım, Hikmet ÇETİN"i
ZEKİ: Yani
X: Hikmet ÇETİN ayrı bir şekilde, sol birleşmiyor hala artistlik peşinde Baykal.
ZEKİ: Baykal artistlik yapıyor evet, Hikmet ÇETİN bizle görüşüyor devamlı artı Tuncay ÖZKAN bizle, Hulki CEVİZOĞLU bizle, ee şeylerle görüştük.
X: Onları birleştirmeniz lazım
ZEKİ: Efendim
X: Onları b irleştirmeniz lazım
ZEKİ: Birleştiriyorum zaten
X: Yani tahmin ediyorum da
ZEKİ: Göğsümü gere gere birleştirebiliyorum d iyebiliyorum yani
X: Zaman az kalıyor yani, o arada malı götüre bilir
ZEKİ: Tabi bak vakitsiz öten horozu kesebilirler, biz de kesilmemek için haziran başına bıraktık o işi ama yapılanmayı cephelenmeyi oluşturduk.
X: Tabi mutlaka
ZEKİ: Savaş bu artık, şey değiy, yani artık resmen savaş
X: Tabi canım savaş olması lazım yoksa ukelalıkla olmaz iş lafta olacak iş değil bunlar.
DÖRT GÖREVLİ AYARLADIM ANLADIN MI?
Salih Zeki Balaban, 18 Haziran 2007
günü saat 22.07"de 05337188514 numaralı telefondan 05338432810"dan Mustafa isimli
şahısla görüştü:
ZEKİ: Efendim Mustafa Bey
MUSTAFA: Zeki merhaba, nasılsın gardaşım?
ZEKİ: İyiyim gardaş sağ ol, sen nasılsın, Ankara nasıl
MUSTAFA: İyiyim valla uğraşıyoruz, bir şey yok şeyi yaptın bi etüt edebildin mi
ZEKİ: Etütü yaptım emir verdittiriyom çıkıyor tamam ile
MUSTAFA: Öyle mi
ZEKİ: Evet
MUSTAFA: Tamam
ZEKİ: Tamam mı
MUSTAFA: Tamam
ZEKİ: Aynen çıkıyor orası o dört nade de yer çıkıyor, onla ilgili görevli ayarladım, anladın mı sen Maltepe Zırhlı Tugayı
MUSTAFA: Zaten hepsini vereceklermiş aynı adama öyle duyum aldım
ZEKİ: Aynı adama verilmiyor hepsi, aynı adama verilmiyor, biz k ime dersek ona veriliyor o sen Mahtepe"yi istedin ben sana Mahtepe"yi veriyorum.
MUSTAFA: Tamam
ZEKİ: Tamam mı gardaş
MUSTAFA: Tamam, ne zaman gelelim
ZEKİ: Çarşamba dedim ben sana, Çarşamba günü akşam netleşecek olay.
MUSTAFA: Tamam tamam
ZEKİ: Gelirken bütün şirket evraklarını ne var ne yoksa getireceksin, biz onlara ortaklık belgesi imzalayacaz.
MUSTAFA: Tamam
ZEKİ: Tamam mı kardeş
MUSTAFA: Tamam
ZEKİ: Hadi Allah"a emanet ol
MUSTAFA: Hadi sağol sağol
İLHAMİ DEMİRTAŞ"IN GÖRÜŞMELERİ
İlhami Demirtaş, 14 Haziran 2007 günü saat 11.48"de 05392502525 numaralı telefondan teknik takibi yapılan Halit Güngör Bozdağ isimli şahsın 05363626826 numaralı telefonuyla görüştü.
BİR NUMARA İLE KONUŞMAYA GİDİYORUM
HALİT: Sen ne iş yaparsın
İLHAMİ: Abi seni
HALİT: He
İLHAMİ: Özledim
HALİT: Biliyom zatenbeni özemiyon len parayı özlüyen sen oğlum
İLHAMİ: Yok valla seni özlüyom şey bu Foçayla ilgili randevu yapacaktık ya
HALİT: He
İLHAMİ: Ee ben yarın gelecem yarın bi randevü ayarlıyalım mı abi sana
HALİT : Yarın gelme benim işim var
İLHAMİ: Öyle mi
HALİT: Hani BİR NUMARA ile buluşmaya gidiyorum anladın
İLHAMİ: He
HALİT: Telefonda şey etme şeye
KİM BU 1 NUMARA?
Polis İlhami D"ye, bu telefon görüşmesine gönderme yaparak, “Halit bir numara ile buluşmaya gideceğini söylüyor. Bir numara olarak adlandırdığı kim?” diye sordu. Ama cevap vermedi: “Halit"in bana bahsetitği ve “bir numara” olarak nitelendirdiği şahsın kim olduğunu ben bilmiyorum. Bir numaranın kim olduğunu hiç sormadım.”