Vatan yazarından 'münasebetsiz çıplak'
Abone ol"Münasebetsiz çıplak" başlığını köşesine atan Mutlu Tönbekici, "Ağaçlar kaldı gazeteciler gitti' diyerek kıyımı yazdı.
GAZETECİLER.COM
Gezi eylemleriyle birlikte medyada başlayan kıyım son sürat devam
ederken Vatan yazarı Mutlu
Tönbekici konuyu köşesine taşıdı.
Gezi eylemlerine ucundan kıyısından da olsa destek veren,
empati-sempati kuran gazetecilerin ardı ardına kovulması ya da
istifa etmek zorunda kalmasıyla ortaya çıkan tabloyu yorumlayan
Vatan yazarı "Ağaçlar kaldı, gazeteciler gitti..."
dedi. Gezi eylemlerinin medyada köklü bir "temizlik" gerekçesi
yapıldığını kaydeden Tönbekici "Basının elinin kolunun
bağlı olduğunu herkes biliyordu da, bu “münasebetsiz gerçek” galiba
hiç bu kadar “çırılçıplak” ortada olmamıştı." dedi.
İşte Tönbekici'nin "Münasebetsiz
çıplak" başlıklı yazısındaki ilgili bölüm:
Takke düştü kel göründü... Basında “kıyım” tüm hızıyla devam
ediyor. Gezi’ye kadar varmış gibi yapılan veya olmadığı bir takım
nedenlerle görmezden gelinen “basın serbestisi”nin ne kadar
“olmadığını” müthiş bir berraklıkta görmekteyiz.
Her gün başka bir gazetecinin, başka bir köşe yazarının daha işine
son veriliyor. Son iki ayda 20’nin üzerinde gazeteci işten
çıkarıldı 40’a yakın gazeteci istifa etmek zorunda kaldı. Zorunlu
izne yollananlarla da birer birer “yollar ayrılıyor”. Ultra yandaş
olanlar hariç hemen hemen her yazar, “bu son yazım olabilir”
endişesiyle kaleme alıyor günlük yazısını. Hatta
“yayınlanmayabilir” diye. Zamanında iktidarı desteklemiş olmak da
bir işe yaramıyor. Son iki ayda ne yazdıysan o... Attığın
twitteleri, paylaştığın Gezi fotolarını da dahil et... Tamam...
Gezi sayesinde/yüzünden anladığım kadarıyla Türk basını baştan
aşağıya renk değiştirecek. O, bir zamanlar dandik park
sayesinde/yüzünden müthiş bir “temizlik” yapılabildi. Kimden
“kurtulmak” isteniyorsa Gezi iyi bir bahane oldu... Ağaçlar kaldı,
gazeteciler gitti...
Kimse buralara varacağını tahmin etmezdi herhalde. Basının elinin
kolunun bağlı olduğunu herkes biliyordu da, bu “münasebetsiz
gerçek” galiba hiç bu kadar “çırılçıplak” ortada olmamıştı.
Yazık ki “iyi oldu, gerçek ortaya çıktı” diyemiyorum. Her gün bir
başka meslektaşımın daha işsiz kalması beni üzüyor. Elbette
geçimlerini sağlayacak bir yollar bulacaklardır. Meseleyi geçim
meselesine indirgemek de zaten ayıp olur. Mesele Türkiye ve
Türkiye’nin basın özgürlüğü, çok sesliliği. Böyle mi ileri
demokrasiye geçiyor olacağız? Böyle mi çağdaş bir ülke olacağız?
Hedef bu olabilir mi?
Yazının tamamı için buraya tıklayın...