Vatan Partisi'nden olay İlker Başbuğ iddiası
Abone olVatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin 'Ergenekon duyumunu 2008'de aldım, Başbuğ'a ilettim, terfisi engellenir diye askeri yargılamayı kabul etmedi' dedi.
Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı’yken Ergenekon
davasıyla birleştirilen İnternet Andıcı davası kapsamında 2011’de
tutuklanan ve Ağustos 2013’te tahliye olan emekli korgeneral ve
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı İsmail Hakkı Pekin,
Ergenekon, Balyoz, askeri casusluk, Poyrazköy gibi askerlerin özel
yetkili mahkemelerde yargılandığı davalarla ilgili bomba
etkisi yaratacak açıklamalarda bulundu. Pekin 'Ergenekon duyumunu
2008'de aldım, Başbuğ'a ilettim, terfisi engellenir diye askeri
yargılamayı kabul etmedi' dedi.
Habertürk'ten Balçiçek İlter'e konuşan Pekin, 27 Nisan
e-muhtırasıyla ilgili olarak, “O muhtıra, AKP için değil de emekli
orgeneralleri memnun etmek için yazıldı. Telkinler sonucu. Önce 2.
başkan, ardından genel sekreter, basın halkla ilişkiler görür.
Kimse mi söylemedi yanlış olacağını bu işin?” dedi.
"TSK YIPRATILACAK DEDİM KABUL ETMEDİ"
İsmail Hakkı Pekin, “2008’de ilk tutuklamalardan hemen önce İlker
Paşa’nın Genelkurmay Başkanı olmasına 1.5 ay vardı, Büyükanıt’a
çıktım, bazı duyumlar aldığımı söyledim. İlker Paşa’ya yönlendirdi
beni, ona da gittim anlattım. ‘Bu konuya bizim mahkemeler baksın’
dedim. ‘TSK yıpratılacak’ dedim. Kabul etmedi. ‘Biz bakarsak farklı
olur’ dedi. Zaten o toplantıda 4 kişiydik. Bence Genelkurmay
Başkanlığı engellenecek diye adım atmadı” diye konuştu.
"BAŞBUĞ, ISRAR EDİNCE KIZDI"
Pekin, ısrar edince dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker
Başbuğ’un kendisine kızdığını belirterek “Kuvvet komutanı ve 2 kişi
daha vardı, ‘Oylama yapalım o zaman’ dedi. Ben kaybettim tabii.
Başbuğ Paşa hem bu gidişatı engelleyebilirdi hem de halka daha iyi
anlatabilirdi” dedi.
İşte o söyleşiden kritik açıklamalar:
Kabullenmek zor. Çok iyi bir mevkideydim. Geleceğim
açıktı. Kuvvet komutanı olabilirdim. Genelkurmay Başkanlığı şansım
bile vardı, terfi sırasına göre. Genelkurmay Başkanı olma hayalim
vardı.
"TSK YIPRATILACAK DEDİM"
Emre Taner “Paşam artık bu işle uğraşmayın, altından
kalkamazsınız’’ dedi, aynen ilettim. 2008’de ilk tutuklamalardan
hemen önce İlker Paşa’nın Genelkurmay Başkanı olmasına 1.5 ay
vardı, Büyükanıt’a çıktım, bazı duyumlar aldığımı söyledim. İlker
Paşa’ya yönlendirdi beni, ona da gittim anlattım. “Bu konuya bizim
mahkemeler baksın” dedim. “TSK yıpratılacak” dedim. Kabul etmedi.
“Biz bakarsak farklı olur” dedi. Zaten o toplantıda 4 kişiydik.
Bence Genelkurmay Başkanlığı engellenecek diye adım atmadı.
Alınması gereken tedbir oydu. Biz kendi soruşturmamızı kendimiz
başlatmalıydık. Hatta bana kızdı ısrar edince, kuvvet komutanı ve 2
kişi daha vardı, “Oylama yapalım o zaman” dedi. Ben kaybettim
tabii. Başbuğ Paşa hem bu gidişatı engelleyebilirdi hem de halka
daha iyi anlatabilirdi.
"SENİN DE TERFİNE MANİ OLDUK DEDİ"
Başbuğ General’imle cezaevinde görüştük sonra, 2010’da beni önüm
açılsın diye terfi ettirmemişlerdi, onu hatırlattı, “Senin de
terfine mani olduk’’ dedi.
(Büyükanıt ) paraya pula değer vermez. Kendisiyle ilgili “Sen bunları koruyorsun ama bu adamlar senin kuyunu kazmışlar’’ gibi birtakım iddialar konulmuş olabilir. 2010 yılında önü kesilmeye çalışılmıştı ama yapılamadı. Rakipleri diğer orgeneraller vardı. Ya da 27 Nisan bildirisinden hemen önce nasıl bir Cumhurbaşkanı istediğine dair bir açıklama yayınlamıştı, onun sözü de verilmiş olabilir.
27 NİSAN MUHTIRASI
(27 Nisan muhtırası) O muhtıra, AKP için değil de emekli
orgeneralleri memnun etmek için yazıldı. Telkinler sonucu. Önce 2.
başkan, ardından genel sekreter, basın halkla ilişkiler görür.
Kimse mi söylemedi yanlış olacağını bu işin? Bakın bunlar eski
refleksler, aynısını İlker Paşa’da da gördük, Trabzon’daki demeci
anımsayın. Kızması, bağırması. Bunlar eski âdetler. TSK’nın eskiden
bir caydırıcılığı vardı, insanlar korkuyordu darbe yaparlar diye.
Ama artık öyle değil. Üstelik başta Tayyip Erdoğan olmak üzere,
siyasiler komuta kademesini tanıdılar, ne yapabileceğini ne
yapamayacağını gördüler. Ayrıca ne ihtilali? İnsanların ihtiyaçları
farklı. Kimseye yutturamazlar esip gürlemeyi. Kimse dikkate almadı,
almaz.