Vatan haini Kürt türkücü!
Abone olTürkiye'de ana dilde yayın diye bir gündem henüz oluşmamışken, o ilk Türkçe altyazılı Kürtçe klibi çekmişti... Vatan haini ilan edilen Ferhat Tunç'un şimdi TRT'ye çağrısı
Birgün Gazetesine verdiği röportajda TRT'ye seslenen türkücü
Ferhat Tunç, Yasalara saygı çağrısı yaptı. Galatasaray Meydanı'nda
Avrupa İnsan Hakları temsilcileriyle yerde sürüklenerek gözaltına
alındı. Cizre'de insan hakları ihlallerinde "bitsin bu savaş" dedi.
Kendisine kurulan ölüm pusularından sıyrıldı. "Ben Türkiyeliyim"
diye bağırarak Anadolu'nun sivrilmiş dağlarından yankılanmasını
bekledi türkülerinin. İlk Kürtçe klibi çekti, yayınlayacak
televizyon kanalı bulamadı. Şimdi TRT'ye sesleniyor: "Yasalarınıza
saygılı olduğunuzu ispatlayın" diyor. -Yasalar artık Kürtçe türkü
söylemenin, klip yayınlamanın yasak olmadığını söylüyor. Ferhat
Tunç'un bundan haberi var mı? İlk Kürtçe klibi ben çektim
Türkiye'de. İbrahim Tatlıses'e saldırıların olduğu dönemde Türkçe
alt yazılı Kürtçe klibi çektik ama yayınlanmadı. Bütün
televizyonlarda gündeme geldi hatta Manşet programında Fatih Karaca
vermiş olduğu mesajlarla açıkça bizi tehdit etti. Özel televizyon
kanallarının bu gün Kürtçe klip yayınlama konusundaki korkuları
bundan kaynaklanmaktadır. Bu konuda geri planda durmalarının nedeni
bence devletin bizzat çıkarmış oldukları yasaların arkasında
durmamasından kaynaklanıyor. Benim Kürtçe klibim Kardeş Türküler'in
klibinden önce gündeme geldi ve tüm kanallara göndermiştik ama ne
yazık ki hala yayınlanmadı. -İdeolojik bir yaklaşımı olabilir mi bu
ulusal kanalların? Sanmıyorum... Yani açıkçası artık kimse bunun
peşinde değil veya olmamalı. Sonuçta Türkiye'nin demokratikleşmesi,
Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği'ne ilişkin olarak ortaya çıkan bu
yasal düzenlemelerin pratik karşılığı önemli. Bunların pratik
karşılığı olmadığı zamanda çıkarmış olduğunuz yasaların bir anlamı
kalmıyor. -Özel kanallarda Kürtçe türküleri İbrahim Tatlıses,
Mahsun Kırmızıgül gibi popüler sanatçıların seslendirmesini nasıl
değerlendiriyorsunuz? Bunun açıkçası bir samimiyet içermediğine
inanıyorum. Kürtçe konusunda bir adım atılmak isteniyorsa,
Kürtlerin gerçek anlamda değer verdiği ve kendi değerleri olarak
gördüğü sanatçıların dikkate alınması lazım. Güneydoğu'nun neresine
giderseniz gidin sanatçı olarak karşınıza çıkacak tek isim önce
Ahmet Kaya sonra Ferhat Tunç'tur. İbrahim Tatlıses' te değildir,
Mahsun Kırmızıgül'de değildir, Alişan'da değildir bir başkası da
değildir. Ama ne yazık ki bunu yıllarca görmediler. Mesela benimle
ilgili hatırlıyorum Sabah gazetesinde kıyamet kopmuştu: "Ferhat
Tunç meğer bir efsaneymiş" diye... Şimdi, Ferhat Tunç bir
efsaneymiş diyen adam yıllardır bu ülkede üretim içinde olan
sanatçıyı yeni tanıyor ve onun bir efsane olduğuna inanıyor. Ama
böyle efsaneler var ve bu efsaneler halkın yaratmış olduğu
efsanelerdir, değerlerdir. Ama bu değerler halka saygısı olmayan bu
çevrelerin dikkatini çekmemiştir, bunların dikkatinin çekildiği tek
nokta bu insanların bölücü, vatan haini, terörist olduğu
noktasındaydı. Kardeş Türküler'in türkülerine de değer veriyorum
ama Ferhat Tunç'un yaptığı bir klibi yayınlarsanız bu halk size o
zaman inanır samimi görür. Bundan yola çıkarak politika üretmeleri
lazım. Ben bunu söylüyorum yoksa benim derdim ne bölücülüktür ne
ayrımcılıktır ne de başka bir şeydir. Ben bu ülkenin bir değeriyim,
bu ülkenin bir sanatçısıyım. -Kendinizi Kürt halkının kucakladığı
tek sanatçı olarak mı görüyorsunuz? Kürt halkının sanatçısı değilim
ben. Ben Türkiye'nin sanatçısıyım. Ben bunu her zaman söylüyorum.
Israrla ve inatla beni Kürt sanatçısı olarak lanse ediyorlar.
Türkçülük, Kürtçülük veya mezhepçilik yaparak ya da bölgeci bir
yaklaşımla bu ülkede sanat yapılmaz, siyaset yapmak da yanlıştır.
Ben siyasetin kirlenmesinin nedenlerinden bir tanesinin de bu
olduğunu görüyorum. -Yani şimdi Kürtçe gündeme geldiğinde özel
televizyon kanallarında İbrahim Tatlıses'e ya da Mahsun
Kırmızıgül'e söyletilen Kürtçe türküler inandırıcı gelmiyor mu
size? Bakın Kürt halkı bu tür şeyleri ciddiye almıyor. Kürt
halkının sanatçıları vardır, değerleri vardır. Kürt halkına saygı
duyuyorlarsa Kürt halkının değer verdiği sanatçıları göreceksin,
dikkate alacaksın. Dikkate almazsan hiç kimseye inandırıcı
olamazsın. İbrahim Tatlıses'in, Mahsun Kırmızıgül'ün çıkaracağı bir
Kürtçe şarkıyla bir Kürtçe kliple bu konuda samimi olduğunu
gösteremezsin. Kürt halkının değerlerine saygı duyacaksınız. Kürt
halkının değerlerini sanatçılarını bu ülkede hedef durumuna
getirmeyeceksiniz. Onları zindanlara tıkmayacaksınız, onları
sürgünlerde ölüme mahkum etmeyeceksiniz. Bunun aşılması lazım ve
bugünkü hükümet bunu aşma noktasında ciddi sıkıntılar yaşıyor. Ben
hala TRT'de çıkıp şarkı söyleyen bir insan değilim ya...
Milyonlarca dinleyicisi olan, bölgeye gittiği zaman bölgeyi
ayaklandıran ve isminden bile korkulur hale gelmiş bir sanatçının
her şeyden önce televizyona çıkma gibi bir kaygısının olmaması
lazım. TRT'nin herşeyden önce bana açık olması gerekirken bana
kapılarını kapatmış. Düşmanca bir politika izliyorlar. Devletin
resmi yaklaşımı bu ülkenin sanatçısına aydınına bilim adamına
düşmancaysa halkına da düşmancadır. Samimi olmadığını gösteriyor.
-Söylediklerinizden anlaşılan, Ferhat Tunç'un TRT'ye bir tavrı yok
tam aksine TRT'nin Ferhat Tunç'a karşı bir tavrı var. Öyle mi?
Benim TRT'ye niye bir tavrım olsun ki. -Şu an TRT'den bir davet
alsanız gider misiniz? Tabi ki giderim. Ben şarkılarımı
söyleyebileceğim görüşlerimi düşüncelerimi açıklıkla
söyleyebileceğim her alanda olurum. TRT bu ülkenin, bu devletin bir
kurumuysa benim o kurumda kendimi ifade etmek, halka ulaşmak gibi
bir sorunum olmalı. Yasakçı mantıkla veya görmemezlikten gelerek
küçümseyerek dışlayarak veya suçlu konumuna getirerek bu ülkeyi
yönetemezsiniz. Yaşar Kemal'i yok sayabilirmisiniz? Yılmaz Güney'i,
Nazım Hikmeti, Sebahattin Ali'leri yok saydınız da ne getirdi bu
ülkeye? Peki dünya yok saydı mı onları. Sizi yok saydı. Size güldü,
kendinizi komik duruma düşürdünüz. Ama onlar sadece Türkiye'nin
değil tüm dünya halklarının değerleri olarak bu gün varlar, bunu
inkar edemezsiniz. -Kendinizi protest sanatçı mı yoksa türkücü
olarak mı tanımlıyorsunuz? Açıkça ben hayalinde bir aşk yaratıp
onun adına türkü besteleyen biri değilim. Hatta kendimi türkücü
olarak da tanımlamıyorum. Protest müzik bana daha yakın geliyor.
Halkın yaşayıp da dile getiremediği acıları bir şekilde anlatmak
benim yaptığım iş. Evde Türk müziği hiç dinlemiyorum dersem
şaşıracaksınız. Evet, kaset çıkaran bir kaç arkadaşın türkülerini
dinlerim ama o kadar. -Beğendiğiniz Türk şarkıcı, türkücü yok mu?
Türkiye'de türkü söyleyen hiç kimseyi dinleyemiyorum. Beni sıkıyor
yani. Benim hakkımda da aynı şeyi düşünen olabilir. Bizde türkü
söyleyenlerin hepsi birbirinin aynısı. Bir de türkü söyleme modası
çok fazla abartıldı. Söylenmedik türkü bırakılmadı. Fantezi,
arabesk müzik dinlemem. Mesela Mahsun Kırmızıgül'e tahammül edemem.
Onun sesi beni inanılmaz bir şekilde geriyor. Böyle bağırarak türkü
söyleyenlere dayanamam. İbrahim Tatlıses'i önemsiyorum gerçekten
iyi bir yorumcu. Bir ara İbrahim Tatlıses hakkında ülkücüler asarız
keseriz dedikleri bir dönemde ben dedim ki, 'ya ayıptır günahtır bu
adam yıllarca türkü söyledi'. Yani ben açıkçası İbrahim Tatlısesin
Türkçe söylemesinden bıktım bırakında biraz da kendi dilinden
Kürtçe söylesin ana dilinden belki farklı bir şey çıkar bu onu
zenginleştirir. Ve bu zenginlik aynı zamanda Türkiye'nin zenginliği
olarak yansır, bırakın okusun ama fırsat vermiyorlar. Her halde
İbrahim Tatlıses Şivan kadar olmasa da iyi Kürtçe okuyacağına
inanıyorum.