Varoşlara Manhattan modeli
Abone olİstanbulluların yüreğini ağzına getirenler şimdi senaryo yerine trilyonluk projeler üretiyor.
5 milyar dolarlık proje, 2007’de bitecek. Daha düne kadar Marmara’daki fayın şekli ve nasıl kırılacağı tartışılıyor, her gece televizyon kanallarında senaryo savaşları yaşanıyordu. Sıra canlı yayınlarda yerle bir edilen İstanbul’u yeniden yapmaya geldi. Deprem uzmanları, mimarlar, şehir plancıları İstanbul’u yeniden inşaa etmek için Başbakanlık’ta sıraya girdi. Deprem ekonomisi işlemeye başladı. Başbakanlık’ta bekleyen projelerden en ilginci, Jeofizik Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Övgün Ercan’a ait. Projede, yalnızca İstanbul’un değil bütün Türkiye’nin depremlerden “sıfır” ölümle kurtarılabileceği ileri sürülüyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Prof. Ercan’a, “Bu meseleye bir günümüzü ayırıp sabahtan akşama kadar oturup konuşalım” dediği proje, İstanbul’un ve depremde yıkılması beklenen 30 tane Türkiye ilinin, yeni yerleşim alanları açılmadan, bulundukları yerde iyileştirilmesini öngörüyor. Prof. Ercan, projesinde, 1 milyon 300 bin yapının kaplaması gereken alanın beş kat fazlasına yayılmış olan İstanbul'un dikey büyümesini planlıyor. Varoşların yükselişi Yetki verilrse, Prof. Ahmet Ercan, ilk önce “bina çöplüğü” dediği varoşları ortadan kaldıracak. Apartmandaki bir kişinin çıkıp “ben dairemi yıktırmıyorum” dememesi için öncelikle Kat Mülkiyeti Yasası değiştirilecek. Ardından devlet, sorun çıkartan vatandaşı, senin canını kurtarmak zorundayız deyip çıkartacak. Tahliye edilen semtler, Ahmet Ercan’ın “istem dışı yapılmış” dediği boş binalara taşınacak. Ümraniye’den Küçükarmutlu’ya kadar bütün varoşlar ortadan kaldırılacak. Yıkılan gecekonduların, kötü yapıların yerinde gökdelenler filizlenecek. Ümraniye ve Dudullu’da Oklahoma City benzeri rüzgarlı gökdelenler dikilecek. Bu iki bölge 15 gökdelene sığdırılacak. Küçükarmutlu ve 500 Evler toplu konut alanına çevrilecek. Kansas City’deki gibi şehre hakim 30’ar katlı kuleler yükselecek. Başka bir yerde yeni bir kent inşa edilmeyeceği için yol, su, elektrik gibi altyapı yatırımlarından da tasarruf edilecek. Amerika’da 1970’lerden beri yürütülen şehir yenileme çalışmalarının bir benzeri olan projeler bittiğinde, İstanbul’un varoşlarında mini Manhattan’lar yükselecek. Böylesine büyük çaplı bir sosyal proje gerçekleşirse, alt sınıf orta sınıfa ‘dikey’ geçiş yapacak. Tahliye edilen varoşlar, gökdelenler bittiğinde yeni yaşam alanlarına geri dönecek. Varoşlar depremi gökdelende karşılayacak. Fakat bizim Manhattan’ların nehir kıyısına kurulmuş Cleveland, St. Louis, Omaha ve Louisville gibi suya yansıyan siluetleri olmayacak! 5 milyar dolarlık projeye bu yıl başlanırsa 4 yıl sonra, yani depremin olacağı varsayılan 2007 yılında tamamlanacak. “Projemiz için ne IMF’den ne Dünya Bankası’ndan beş kuruş istemiyoruz” diyen Prof. Ercan, İstanbul’a 5 milyar dolar yatırarak 8 milyar dolarlık katma değer elde edileceğini hesaplıyor. Ayrıca beklenen depremleri de ekonomik açıdan Türkiye’nin önündeki “fırsat” olarak niteliyor. İstanbul’un şantiyeye çevrilmesiyle 200 kalem iş devreye girecek, İstanbul’da işsizlik bitecek. Ağır bir depremin Türkiye ekonomisine getireceği hesaplanan 100-150 milyar dolarlık yük göz önüne alındığında, 5 milyar dolarlık proje oldukça kârlı görünüyor. Bunda kuşkusuz projeler devam ederken deprem olmayacağı varsayılıyor. Prof. Ercan’ın son sözü, randevusunu beklediği Başbakan Erdoğan’a: “Radon gazı çıkıyor, İtalyan gemisi geldi gibi lafları artık bırakıp, insanların canını kurtarmak gerekiyor. Bunun için güvenli bir dört yılımız var. Kimlerin enkaz altında kalacağı da artık bellidir. Bu insanlar genelde yoksul insanlardır. Devletten para istemiyoruz. Bana yetki verilsin bu işi yaparım.” Fay hattında domates yetiştirilecek Prof. Ahmet Ercan’ın Başbakan’a verdiği raporda, deprem sonrasında uygulanabilecek ilginç projeler de yer alıyor. Prof. Ercan, depremle birlikte ortaya çıkacak 1 ile 80 atom bombası gücündeki enerjiden yararlanmayı düşünüyor. Özellikle kırılma sırasında yerkabuğunun birbirine sürtünmesi sırasında 1000-2000 santigrat derecelik ısı açığa çıkacak. Bu sıcaklık, İstanbul’un yeraltı sularını ısıtarak jeotermal alanlar oluşturacak. Fay hattının oluşturacağı kırık boyunca, deprem odağına vurulacak bir delgi ile fay hattından elde edilecek basınçlı buharla elektrik enerjisi üretilecek. Böylece petrol ve doğalgaz alımları kısılacak, kömüre dayalı termik santrallere de seçenek oluşturacak. Çıkarılacak sıcak su ile de kaplıca turizmi yapılacak. Deprem enerjisinin ısıttığı sıcak suyun bir bölümüyle de seralar kurularak, turfanda sebzecilik yapılacak. Mimarlar ve şehir plancılarına göre, İstanbul’u politik, kültürel, ekonomik hayatımızdaki istikrarsızlığın yansıması olan çarpık yapılaşmadan kurtarmak için tek çare, kentin yıkılarak yeniden yapılması. Deprem, dramatik sonuçlar doğursa da şehri yeniden yapmak isteyenlerin temennisi gerçekleşmiş olacak. Savaşlar, sanatın ve bilimin ilerlemesine yol açarmış. Depremler de bizde hayli geri kalan şehirciliğin gelişmesine katkıda bulunuyor. Bakalım depremi beklerken daha medya yüzü görmemiş ne projeler ortaya çıkacak. Sayın Başbakanım 30 ilde deprem olacak Prof. Dr. Ahmet Ercan, projeyle birlikte Anadolu’da gelecek yıllarda deprem beklenen yerlerin listesini de verdi. İşte Prof. Ercan’a göre, deprem olacak iller: Gemlik-İznik, Marmara, Yenice-Gönen, Sakarya çukuru, Çankırı, Amasya, Tokat, Erzincan, Tunceli, ErzurumKars-Ardahan, Ermenistan-Gürcistan, Bingöl (oldu), Muş (Varto), Ağrı-Iğdır-Çaldıran, Van-Erciş, Diyarbakır, Hakkari, Şırnak, Elazığ, Malatya, Adıyaman, Hatay, ÇukurovaAdana-İçel (oldu), Osmaniye, Elmalı yarımadası, Göller Bölgesi (Afyon-Isparta-Burdur), Rodos-Fethiye, Marmaris-Bodrum, Aydın, Manisa, Denizli, İzmir (oldu), Balıkesir.