Varna'daki AB zirvesinde ne yaşandı Başbakan açıkladı
Abone olDünkü kritik AB zirvesiyle ilgili açıklamalarda bulunan Başbakan Yıldırım 'AB'nin yaklaşımının hakkaniyetli bir zemine oturacağına dair bir işaret göremedik. Ülkemizin daha fazla yıpranmasına izin vermeyeceğiz' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bulgaristan'ın Varna kentinde katıldığı
AB zirvesi sonrası Başbakan Binali Yıldırım flaş açıklamalar yaptı.
Yıldırım, Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye hakkaniyetli davranmadığını
ifade ederek ülkemizin daha fazla yıpranmasına izin vermeyeceğiz
açıklamasını yaptı. 17 Nisan'da açıklanacak olan AB İlerleme
Raporuyla ilgili de değerlendirme yapan Yıldırım, 'OHAL'den Afrin
operasyonuna kadar terör örgütlerine mücadelede kullandığımız
yöntemlerine eleştireceklerinden tereddüt yok.' dedi.
Başbakan Yıldırım'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
Dün de sayın Cumhurbaşkanımız, AB Komisyonu Başkanı, AB Konseyi Başkanı ve birliğin dönem başkanı Bulgaristan Başbakanı ile bir toplantıda bir araya geldi. Bu toplantıda gündemdeki bütün konular enine boyuna ele alındı. AB tam üyelik müzakerelerine başladığımız 2005'ten bu yana yaşanan tıkanıklıklar, krizler, yerine getirilmeyen sözler Varna'da bir kez daha masaya kondu. Türkiye'nin AB karnesi tüm taahhütlerin yerine getirildiği, sadece AB tarafından kaynaklanan sıkıntılar ve siyasi engellemelerle beklemeye alınan hususlardan oluşuyor. AB'nin karnesi en başından beri ciddi kırıklarla doludur. Yunanistan'la eş zamanlı olarak başlayan tam üyelik serüvenimiz bir süre sonra bilinçli olarak ayrıştırılmıştı. 1996 yılında Gümrük Birliği süreci başladı. Türkiye ekonomisinin küresel rekabet gücünün gelişmesine önemli sayılabilecek katkı sağlayan Gümrük Birliği'nden esasen AB ülkeleri bizden daha az fayda görmemiştir.
"ÜZÜM YEMEK DEĞİL BAĞCIYI DÖVMEK"
AB örneği görüşmeyen bir takım uygulamalarla ülkemizin tam
üyeliğini tekrar bir belirsizlik sürecine sokmuşlardır. Kıbrıs Rum
Kesimi'nin birliğe tek taraflı kabulü ile başlayan, önümüze o kadar
çok engeller çıkmıştır ki konu artık üzüm yemek değil, bağcıyı
dövmek noktasına kadar gelmiştir. Müzakereye açılan bazı fasıllar
olsa da kritik fasıllar bloke edildiği için bu görüşmelerin de
fazla bir anlamı olmamıştır. 35 fasıldan 16'sı açılabilmiş, 1
tanesi kapanırken diğerleri beklemeye alınmış, 14 fasıl hala bloke
halinde.
Gümrük Birliği'nin güncellenmesi
çalışması da anlamsız şekilde beklemeye alınmıştır. Öyle bir
iklimde Varna'da bir toplantı gerçekleştirildi. Biz herkese olduğu
gibi AB'ye karşı da hep açık ve dürüst davrandık. Varna'da da
aynısını yaptık. Tüm gerçekleri Cumhurbaşkanımız muhatapların
yüzüne söyledi. Bütün bunlara rağmen AB'nin ülkemize yönelik
yaklaşımının hakkaniyetli bir zemine oturacağına dair işaret
göremedik.
"17 NİSAN'DAKİ RAPORDA TÜRKİYE'NİN YARARINA FAZLA BİR
ŞEY OLMAYACAK"
Avrupa Komisyonu 17 Nisan'da Türkiye
İlerleme Raporu'nu yayınlayacak, herhalde Türkiye yararına fazla
bir şey olmayacağını tahmin etmek bir sır değil. OHAL'den Afrin
operasyonuna kadar terör örgütlerine mücadelede kullandığımız
yöntemlerine eleştireceklerinden tereddüt yok.
Türkiye bütün yükümlülüklerini yerine getirmiştir ve arkasındadır. Burada sorulması gereken soru, AB'nin Türkiye konusundaki kararı nedir? Avrupa genişleme vizyonu ile yoluna devam mı edecek, yoksa kendi içine kapanarak bir yol mu yürüyecek? Başları sıkıştığında ülkemize koşan, tekerleri düze çıkınca yan çizen ülkeler topluluğu kimseye yarar vermez.
İşgal gibi söylemlerle suçlayan ülkeler kendi tarihlerini unutmuş gözüküyorlar. Biz, tek bir masumun burnu kanamasın diye, kılı kırk yararak ilerlerken terör örgütünün evlerden hastanelere, oyuncaklardan kutsal kitaplara kadar her şeyi bombalarla, tuzaklarla tuzakladığını görmeyenlere artık söyleyecek söz bulamıyoruz. Milyonlarca insana yıllar boyu ev sahipliği yapan Türkiye'yi takdir etmek yerine operasyonları eleştirmek asla iyi niyetle bağdaşmıyor. Fırat Kalkanı bölgesine dönen mülteci sayısı 160 bini buldu.
Önümüze çıkarılan engeller karşısında hayretimizi gizleyemiyoruz. Avrupa'nın güvenliğinin Türkiye'den geçtiğini biz Avrupalı dostlarımıza nedense anlatamadık. Türkiye'nin bu kadar hırpalanmasına daha fazla rıza gösteremeyiz. Samimiyetimize buram buram çıkar kokan çıkışlarla cevap verenleri sadece kınıyoruz.
E-DEVLET AÇIKLAMASI
Türkiye ekonomisinin
hala zayıf olduğunu zannediyorlar. Büyümeyi sürdürecek,
piyasayı canlandıracak, uzun dönemli yatırımı teşvik edecek bu
çalışma ile ekonomimizdeki her türlü tereddütü tamamen ortadan
kaldırmış olacacağız. Meclis'te kabul edilen yatırım ortamının
iyileştirilmesine yönelik kanun çıktı. Vatandaşın devletle olan
işlerini kolaylaştıracak bir çok hüküm var. Devletin vatandaşa
verdiği hizmetleri elektronik ortama aktarmak, devlet kurumlarının
kendi arasında yaptığı işlemleri e-Devlet kapısından yapma
yönündeki çalışmalarımız da hızla devam ediyor. Vatandaşın yaptığı
hizmetin oranı yüzde 60 seviyesinde. Bu senenin sonunda tüm
işlemleri devletin kapısına gitmeden yapabilir hale
gelecek.