Vapur modellerine eleştiri
Abone olHaydi İstanbul Vapurunu Seç kampanyası, bir taraftan ilgi görüyor bir taraftan da eleştiriliyor.
İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş’nin (İDO), 8 ayrı modelden birinin
İstanbullular tarafından belirlenmesi için başlattığı “Haydi
İstanbul Vapurunu Seç” kampanyası, bir taraftan ilgi görüyor bir
taraftan da eleştirilere hedef oluyor.
4 Mayıs 2006’da başlayan İstanbulluların yolculuk yapacakları vapur
modelini seçmelerini hedefleyen kampanyanın yankıları devam ediyor.
Toplam 1500 yolcu kapasitesine, 16 deniz mili hıza sahip, zamandan
yüzde 40 tasarruf sağlayacağı belirtilen vapurlarla ilgili
eleştirilerden biri, yeni vapurların öngörülen 16 deniz mili hıza
ulaşamayacağı yönünde.
Mevcut vapurlarda iki olan kapı sayısının teke düşürülmesinin ve
halat sistemindeki değişikliklerin, yolcu sirkülasyonunu olumsuz
etkileyeceği için zaman kaybına neden olacağı; bunun yanında
yapılan anketin popülist bir yaklaşımla gerçekleştirildiği,
kampanyaya yöneltilen diğer eleştiriler. İstanbul Deniz Otobüsleri
Genel Müdürü Dr. Ahmet Paksoy ile “Büyülü Şehrin Gelinlerini” ve bu
gelinleri belirleyecek kampanyaya yöneltilen eleştirileri
konuştuk.
İstanbullları iki yaka arasında götürüp getiren “Büyülü Şehrin
Gelinleri” ile ilgili kampanya nasıl gidiyor, en çok kaç numaralı
vapur oy aldı, istanbul, hangi vapuru tercih edecek gibi
görünüyor?
DOKTOR AHMET PAKSOY, İSTANBUL DENİZ OTOBÜSLERİ GENEL MÜDÜRÜ: Şu
anda 4 numaralı vapurun belirgin bir üstünlüğü var. 4 numaralı
vapurumuz, internet üzerinden yapılan oylamada yüzde 41 gibi bir oy
almış görünüyor. Biliyorsunuz bu sayımlar noter huzurunda
yapılıyor. Kampanyamız iyi gidiyor, ilk zamanlarda çok daha fazla
bir ilgi vardı. Tabii bu ilgi günden güne azalıyor ancak biz
istanbul halkının konuya gösterdiği alakadan memnunuz.
İstanbul deniz ulaşımına katılacak olan yeni vapurlara ve
kampanyanıza yönelik bazı eleştiriler var. Bu eleştirilerden biri,
aslında yeni vapurlara ihtiyaç olmadığı, hız açısından yetersiz
kalan mevcut vapurların hızının artırılmasıyla ihtiyacın
giderilebileceği yönünde. Siz mevcut vapurların hızını artırma
seçeneğini denediniz mi?
DR. AHMET PAKSOY, İDO GENEL MÜDÜRÜ: Bu iş uzmanlık işidir, bu işin
kararını da uzmanları verdi. İstanbul Deniz Otobüsleri işletmesi
ile İstanbul Teknik Üniversitesi mevcut vapurları hızlandırmak ve
bunların manevra yeteneğini artırmak için pervane taktırmak gibi
çalışmalar yapmıştır. Üniversite laboratuvarlarında yapılan bu
çalışmalar sonucu, üniversitenin bize verdiği rapor, mevcut
vapurların hiçbir fiziksel değişime uygun olmadığı yönünde
olmuştur. Yeni projeye geçilmesinin nedeni üniversiteden gelen bu
sonuçtur. Biz zaten var olan vapurları yok etmiyoruz, onları
koruyoruz, onları da onarıyoruz. İTÜ ile yapılan bu projede gemi
mühendisleri, gemi tarihçileri, yıllarını şehir hatlarına vermiş
birçok insan var. Bu proje, işinin ehli olan bu insanlarla beraber
oluşturuldu.
Bir eleştiri de “Haydi İstanbul Vapurunu Seç” anketinin popülist
bir yaklaşımla gerçekleştirilmiş olduğu yönünde. “Hangi modelin
seçileceği önceden bilindiği halde böyle bir anket yapıldı”
şeklinde görüşler var. Ankette yer alan tek farklı vapurun 8
numaradaki modern dizaynlı vapur olduğu, diğer 7 vapurun birbirine
çok benzediği ve oyları bölmek amacıyla kullanıldıkları
konuşuluyor. Sizin bu eleştirilere cevabınız ne olacak?
DR. AHMET PAKSOY, İDO GENEL MÜDÜRÜ: Bu iddiaları ortaya atanların
bir argümanı, bir delili olması lazım. Eğer 8 numara üzerinde böyle
bir şey söz konusu olsaydı şu anda klasik model olan 4 numara önde
gitmezdi. İDO, vapuru kullanacak olan halka bu konuda bir söz hakkı
verdi, konuyu referanduma sundu. Biz hiç böyle bir şey yapmaz,
gider bir gemi getirir ve ‘İşte yeni gemimiz bu’ derdik. 163 yıllık
tarih boyunca ilk kez insanlara, kentleriyle ilgili bir konuda söz
sahibi olma hakkı tanınıyor, böyle bir bilinç oluşturuluyor. Olayın
bu boyutunu kaçıranlar haksızlık yapıyor. Çünkü biz hep bize bir
şeylerin sorulmamasından, katılımın olmamasından şikayet ederiz.
Şimdi bir işletme samimi bir şekilde ortaya çıkıp böyle bir
uygulama yapıyor, biz onu da eleştiriyoruz, bence burada bir
haksızlık yapılıyor.
Mevcut vapurlar 11 ile 12 deniz mili hıza sahip. Son model
radarları ve elektronik donanımları olan yeni vapurlar ise gerek
aerodinamik yapıları, gerekse motor teknolojileri sayesinde daha az
yakıt harcayarak 16 deniz mili sürate çıkabilecek. Yeni vapurların
vaad ettikleri ile ilgili eleştirilerin odağında ise bu hız limiti
var. Eleştiriyi yapanlar, Boğaziçi’nde 10 deniz mili hız sınırı
olduğunu vurgulayarak yeni vapurların 16 deniz mili hıza
çıkmalarının mümkün olmadığı görüşünde.
DR. AHMET PAKSOY, İDO GENEL MÜDÜRÜ: Boğaziçi’nde hız limiti 10
deniz mili olarak yıllar önce Boğaz’dan geçen transit gemiler için
konulmuştur. Ancak bunun tarifesi bellidir. Kıyı Emniyeti ve Gemi
Kurtarma gibi ilgili mercilerden izin alarak bu hız limitini
aşabiliyorsunuz. Ona bakarsanız bütün gemiler hız limitini
aşıyorlar. İDO, 16 deniz mili olan bu sürati kafasından
belirlememiştir, üniversiteyle birlikte bir form yapılmıştır ve bu
form, modern deney havuzunda 16 mili vermiştir.
Mevcut gemilerde iki kapı bulunuyor, oysa yeni vapurlarda tek kapı
var. Yine birçok insanın kafasına takılan sorulardan biri de kapı
sayısının teke düşmesiyle yaşanabilecek sıkıntılar. Tek kapı, iniş
binişlerde sıkışıklık yaşanmasına ve zaman kaybına neden olabilir
mi?
DR. AHMET PAKSOY, İDO GENEL MÜDÜRÜ: Yeni kapıların genişliği 8
metre. Varolan vapurlardaki kapıların genişliği ise 2.5 ile 3
metre. İki kapının toplamı 6 metre iken, şimdi yaptığımız
vapurlardaki tek kapının genişliği 8 metre, yani iki kapının
toplamından daha fazla. Biz mühendisler ihtiyaçları planlarız, ben
de bir gemi mühendisiyim. Yolcunun kaç dakikada ineceğini, nasıl
oturacağını, ihtiyaçlarını nasıl gidereceğini bizler tasarlayıp
düşünüyoruz.
Halat sisteminde de bazı değişiklikler yapılıyor, bu değişiklik
yolcu sirkülasyonunu nasıl etkileyecek?
DR. AHMET PAKSOY, İDO GENEL MÜDÜRÜ: Halat sisteminde yaptığımız en
önemli değişiklik lumbar ağzını geniş tutmak oldu. Lumbar ağzı,
gemide yolcu iniş binişlerini sağlayan yerdir. Bu sistemle inme ve
binmeyi iki dakikada sağlayacağız. İkincisi halat mahallini
ayırıyoruz. Bunu yapmamızın nedeni, zaten manevrası çok yüksek olan
geminin daha rahat yanaşmasını ve kalkmasını sağlamak. Şu anda
mevcut gemilerdeki halat almalar ve halat vermeler sizce güzel bir
görüntü oluşturuyor mu? Bence salkım saçak olduğu için hiç de hoş
görünmüyor. Üstelik eski halat sistemi güvenlik açısından da
sakıncalı. Gemi tam yanaşmadan insanlar halatların üzerinden
atlıyor. Şimdiki sistemde ise geminin manevrası yüksek olduğu için
gemi güvenli bir şekilde kenara yaklaşacak, güvenli bir şekilde
kapak açılacak ve yolcuların iniş binişi hem kısa sürede hem de
daha güvenli bir şekilde gerçekleşecek.
Boğaz gibi çok tehlikeli bir su yolunda seyredecek olan 1500
kapasiteli vapurlar tasarlanırken, engelliler, bebek arabası
taşıyan anneler ve yaşlıların da düşünüldüğünü belirten Ahmet
Paksoy’a göre yeni vapurlar, bir taraftan işine giden, yani zamanla
yarışan insanların, bir taraftan keyif için vapura binenlerin
ihtiyacına cevap verebilecek nitelikte.
Kaynak: www.ntvmsnbc.com