Van'daki depremzedeye Kürtçe şoku
Abone olDepremi yaşayan, anne-babasını, kardeşlerini, çocuklarını, arkadaşlarını, yakınlarını kaybeden herkesin bir hikayesi var
Van Erciş'te evi yıkılan depremzede Recep Çalışkan,
Türkçe su istediği Diyarbakır belediyesi
görevlilerinin, "Kürtçe söyle vereyim" diye cevap
verdiğini iddia etti.
İki kızını enkaz altından elleriyle çıkaran Recep Çalışkan isimli vatandaş, kefen bulamadığı için çarşafa sardığı cenazelerin namazını da kendisinin kıldırdığını söyledi. Acılı baba Çalışkan, Erciş’ten uzaklara gitmek istiyor.
Depremin en fazla vurduğu Van’ın Erciş ilçesinde yaşayan Recep Çalışkan, inşaat işçiliği yaparak geçimini sağlıyordu. Babadan kalma 5 katlı apartmanın ikinci katında yaşayan Recep Çalışkan’ın, 4’ü kız 5 çocuğu vardı.
CANSIZ BEDENLERİYLE KARŞILAŞTIM
Çalışkan, deprem günü büyük kızı Elif’in isteği üzerine balık
almak için evden çıkar. Evden çıktıktan 10 dakika sonra deprem
olur. Koşarak evine gelen Çalışkan, 5 katlı binanın yerle bir
olduğunu görünce yıkılır ve enkaz altından gelen seslere yönelir. O
anları anlatan acılı baba, "Evde 5 çocuğum ve eşim vardı.
Eşim ve 3 çocuğumu enkazın altından çıkardım. İki kızıma ilk anda
ulaşamadım. Eşime nerede olduklarını sordum. Salonda olduklarını
söyledi. Elif(8) ve Hatice’yi(4) enkazdan çıkartmak için salona
girdim. Çekyatın üstünde yavrularımın cansız bedenleriyle
karşılaştım" diye konuştu.
Uzun süre kızlarına sarılarak ağladığını ifade eden Çalışkan, o
anki durumu, “Dünyam başıma yıkıldı” şeklinde
özetliyor. Yaşadığı acının tarif edilemez olduğunu belirten
Çalışkan, kendine geldiğinde kızlarının cenazelerini kaldırmak için
belediyeyi arar ancak ulaşamaz. Kucağına aldığı kızlarını evinin
yakınındaki yurda götüren Çalışkan, orada cenazeleri yıkar ancak bu
defa da kefen bulamaz. Kızlarını yurttaki yatak çarşaflarına saran
Çalışkan, cenaze namazı kıldıracak imam bulamaz. Yavrularının
cenazesinin beklememesi için çabalayan Çalışkan, cenaze namazını
kendisi kıldırmak için 3 defa niyet eder ancak gözyaşlarına hakim
olamaz. En sonunda metanetini korur ve cenaze namazını kıldırarak
kızlarını toprağa verir.
Beton yığını haline gelen apartmanın arka bahçesine kendi
imkanlarıyla brandadan kurduğu çadırda yaşamışı sürdüren Çalışkan
ailesinin kapısı çalıp yardım getiren olmamış. Çalışkan,
“Acımız çok büyük. Tabii ateş düştüğü yeri yakıyor. Allah
razı olsun konu komşudan aldığım yardımlarla ayakta durmaya
çalışıyoruz. Kimseden yardım da beklemiyorum. Tek istediğim sağ
kalan çocuklarıma iyi bir hayat yaşatabilmek." diyerek
içinde bulunduğu zor durumu anlattı.
"KÜRTÇE BİLMİYORUM DİYE BDP’ Lİ BELEDİYE YARDIM
ETMEDİ"
Birlik ve beraberliğinin sınır tanımadığı Van depreminde iki kızını
kaybeden Recep Çalışkan’ın öyle bir iddia var ki bu duruma gölge
düşürüyor. İddiaya göre BDP’li Diyarbakır Belediyesi görevlileri,
Çalışkan’ın evinin önüne gelir. Çalışkan yaşadığı üzücü olayı şöyle
anlatıyor:
"Üzerinde Diyarbakır Belediyesi yazılı kamyonetin içindeki bir kişi
beni yanına çağırarak bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sordu. Su
isteyince, ‘Sen neden Kürtçe konuşmuyorsun?, Kürtçe söyle vereyim’
dedi. Kürt olduğum halde Kürtçe bilmediğimi söyledim. Bana ‘Nasıl
Kürtçe bilmezsin. Sana yardım yok.’ dediler ve yardım
vermediler."
Çalışkan, yaşadığı acının üzerine bir de kendisini çok yaralayan
bir olaya maruz kaldığını vurguluyor. Çalışkan, "Onca acıyı
yaşadım ama içlerinden en fazla bu beni yaraladı. Neden böyle bir
ayrımcılık yaptılar anlamadım" diyor.