Van'a gidip valilik önünde anırırım!

Abone ol

Köşe yazarlarından deprem felaketi sonrası eleştiri üstüne eleştiri geliyor...

Haftasonu Van'da meydana gelen 7.2'lik depremin şoku yerini eleştirilere bıraktı. Eleştirilerin hedefinde ise hükümet ve BDP var.

Yazarların bugünkü köşelerini de bu eleştiriler dolduruyor. En sert eleştiri ise Hürriyet'in iki yazarından geldi. Biri Ahmet Hakan diğeri ise Yılmaz Özdil...

Hakan BDP'ye Özdil ise hükümete yüklendi...

İşte iki yazarın kaleminden çok tartışılacak o yazılar...

Hürriyet'teki köşesinde İnci kefalinin durumu iyi... başlıklı bir yazı kaleme alan Yılmaz Özdil, Çadır dağıtımı konusunda başarızılığa uğrayan Valilik ya da belediye yerine Yay-Sat'a görev verilse, dağıtımın 12 saatte halledileceğini ileri sürdü ve kendine has üslubuyla şöyle yazdı:

"Bizim gazeteyi dağıtan Yaysat'ı arayın. En geç yarım saat içinde atletik dağıtım planı hazırlayıp, çadırları en geç 12 saat içinde tek tek elden teslim etmezlerse, Van'a gider valiliğin önünde anırırım!"

İşte Özdil'in yazısından bir bölüm:

Ölenler kim? Kimler yaralı? Hangi hastanedeler?

Şu an...

Girin, Van Valiliği'nin internet sitesine.

"Vali, panayır kütüphaneyi gezdi" yazıyor. "Vali, plaj turnuvasının kupasını verdi" yazıyor. Ayrıca... Otlu peynir, Van kedisi, inci kefali ve ters lale'yle ilgili "açıklayıcı" bilgiler var.

Çadırkent'in telefon numarası ne? Girin, Erciş Kaymakamlığı'nın resmi internet sitesine... Daire amirlerine "protokol ve nezaket kuralları" semineri verilmiş iyi mi... O yazıyor.

Vatandaş enkaz altından twit atıp, yerini tarif ediyor... Bunlar hâlâ inci kefalini, ters lale'yi filan anlatıyor!

Siber çağda... Bu kafanın çadır madır dağıtabilmesi mümkün değildir kardeşim.

Ahali facebook'tan kampanyalar düzenliyor. Teee Barbadoslu şarkıcı Rihanna, twitter'dan yardım çağrısı yapıyor. Brezilyalı yazar Paulo Coelho, Kızılay'ın irtibat numarasını duyuruyor.

Google desen...

Akrabalarına ulaşmaya çalışanlar için "kişi bulucu" hizmetini kullanıma açtı. Şu kişiyi arıyorum, şu kişi hakkında bilgi sahibiyim diye giriş yapıyorsun.

Akılları hâlâ...

Protokol kurallarında.

İddia ediyorum...

Şu an arayın, Philip Morris'i, Ülker'i, Arçelik'i, P&G'yi, Vestel'i, Unilever'i.

Bizim gazeteyi dağıtan Yaysat'ı arayın.

En geç yarım saat içinde atletik dağıtım planı hazırlayıp, çadırları en geç 12 saat içinde tek tek elden teslim etmezlerse, Van'a gider valiliğin önünde anırırım!

FAŞİZME GEÇİT YOK

AHMET HAKAN'IN YAZISINI OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

FAŞİZME GEÇİT YOK

- MHP Lideri Devlet Bahçeli, "Ağlama sırası onlarda" türü aşağılık mesajlara en güzel cevabı verdi: "Bu soysuzluktur, lanetliyorum."

- Magazin basınında kendisinden "sosyetik güzel" falan diye söz edilen Selin İmer, Şişli Belediyesi'nin yardım çalışmalarına katılıp sırtında koli taşıdı.

- BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın "Türkiye'nin dört bir yanından gelen yardımlarda kardeşlik kokusu var" açıklaması yürekleri ısıttı.

- Üniversiteli bir genç kız, "Annemle Kadıköy Belediyesi'ne gidiyorum, gelen yardım malzemelerinin paketlenmesi için çalışacağız" dedi.

- Depremin hemen ardından üç buçuk soysuzun alçakça mesajlarına sahne olan Twitter, anında toparlandı. Twitter, Van'a yardımın en büyük kahramanı haline geldi.

- İstanbul'da "Van için rock" konseri düzenlendi. Şebnem Ferah'tan Aylim Aslım'a, Moğollar'dan Yüksek Sadakat'e rock'ın ağa babaları ve ağa anaları Van için sahne alacak.

- Necati Şaşmaz, Elazığ'daki evini deprem bölgesinde yaşayanlar için açtığını bildirdi.

- Samanyolu televizyonu büyük bir kampanyaya imza attı. Kanal D ise daha büyük bir kampanya için atağa kalktı.

- İstanbul'un belediyeleri yardım yarışı içinde: İlk atağı Şişli Belediyesi yaptı, ardından diğer belediyeler geldi. Depremin vurduğu köylerle dayanışma içine giren Üsküdar Belediyesi takdir topladı.

- Eşi şehit olan bir kadın, "Eşimin şehit maaşını Van'a gönderdim" dedi.

- Nişantaşı'ndaki tüm restoran ve kafelerin bir günlük cirolarının deprem bölgesine gönderilmesine karar verildi.

Hangisinden söz edeyim? Saymakla bitmez ki...

Velhasıl-ı kelam...

Bir büyük iyilik hareketi yurdumuzu baştan aşağı kuşattı.

NEREDESİN BDP?

Tamam, Van Belediye Başkanı'nın BDP'li olması nedeniyle yardım faaliyetlerinden ve devlet organizasyonundan uzak tutulması doğru değil.

Fakat bir sorun var:

Bölgenin en örgütlü gücü olan BDP'nin deprem yardım faaliyetlerinde ortalıkta gözükmemesine ne diyeceğiz?

Siyasi bir eylem söz konusu olduğunda kendilerini en öne atan milletvekilleri nerede?

Öcalan için dev yürüyüşler düzenleyen BDP örgütleri nerede?

On binleri meydanlarda toplama gücüne sahip BDP önderleri nerede?

Devletten bağımsız onca işi başaran bu parti, devletten bağımsız bir yardım kampanyasının öncülüğünü yapamaz mıydı?

DEPREMİ KÖŞELERİNE TAŞIYAN DİĞER YAZARLAR.

HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

DEPREM VE İLAHİ MESAJ

Hürriyet yazarı Nuray Mert de bugün köşesini depreme ayıran yazarlardan... Yaşanan deprem felaketini 'Kürt ve terör sorununa' indirgeyenler ile 'ilahil adalete' bağlayanları sert dille eleştiren Mert, şunları yazdı...

...Van depremi yıktı, geçti. Hiç olmazsa böyle dönemlerde 'insani' kaygılar ve duygular her şeyin önüne geçmeliydi. Yardım için canla başla çalışanları tenzih ederim, ama maalesef siyasi kaygılar geriye çekilebilmiş değil.

Böyle bir zamanda, 'taş atanları' diline dolayan, Tanrı'nın Kürtlere 'lanet'inden söz edebilen insaniyet özürlüleri mevzu bile etmek istemiyorum. Felaket üzerinden 'birlik, beraberlik, kardeşlik' mesajlarını dahi yadırgıyorum. Zira, böyle bir durumda birlik, kardeşlik dışında bir şey tahayyül edilebilir mi?

....

BUNCA KIYAMETE DEĞER Mİ?

Oysa, bu tür felaketler 'ilahi bir mesaj' olarak okunacaksa, o mesajı, iki günlük dünya için boğazlaşmamak, birbirini hoş tutmaya çabalamak şeklinde okumak daha doğru olmaz mı? Kürtler en fazlası 'otonomi' istiyor diye, bunca kıyamet koparmaya değer mi? En azından bir şeyler talep ediyorlar diye tepelerine inmek yerine, durup bir düşünmeye değmez mi? İlahi mesajı böyle de okumak mümkün değil mi? Nihayetinde, hayata dair en önemli mesaj veya bilgi, bu dünyaya kazık çakmayacağımız gerçeğini hatırlamak değil mi?

ERCİŞ'TEKİ FELAKET BİLİNİYORMUŞ!

HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

Milliyet yazarı Melih Aşık da köşesine Van'da yaşanan felaketi taşıdı. Ancak Aşık'ın satırlarında depremin en çok etkilediği Erciş'teki ihmaller zinciri yürekleri dağladı.

Çünkü Erciş'i bekleyen tehlike çok önceden biliniyormuş...

... Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde Yardımcı Doçent Ali Özvan, 2004 yılında Van ve Erciş'in jeolojik yapısı üzerinde araştırma yaptıklarını anlatıyor...

Prof. İlyas Yılmazer başkanlığındaki çalışmada her iki yerleşim bölgesinde sağlam zeminleri tespit ederek yetkililere bildirmişler.

TOKİ yapılan tavsiye üzerine binalarını Erdemkent olarak bilinen alana taşımış...
Ancak diğer tavsiyeleri yanıtsız kalmış... Erciş'le ilgili raporlar rafa kaldırılmış.

Ali Özvan diyor ki:

"Malumunuz bundan 500 yıl, 1000 yıl önce şu anki inşaat teknolojisi yoktu. Peki, hazır beton yokken, nervürlü demir yokken, Van kalesinin üzerindeki surlar, Akdamar kilisesi, İstanbul'da Kız Kulesi, Galata Kulesi ve diğer tarihi yapılar nasıl ayakta kaldı? Tek nedeni vardı, zeminlerinin kaya olması... Zemin fazla sağlam olmayabilir. O zaman binayı zemine göre yaparsınız. Her şey kuralına göre yapıldığında deprem bizim için sorun olmaktan çıkacaktır. Ben depremde iki yakınımı kaybettim. Benim gibi işin farkında olan biri bile ülkedeki önyargılardan dolayı yakınlarını kurtaramıyor. İçim yanıyor..."

Sağlam zemine sağlam bina... Depremden kurtuluşun formülü bu...
Bu konuda ne kadar duyarlıyız?

Prof. Semih Tezcan televizyon ekranında açıkladı:

- İstanbul'da okul, hastane, yurt gibi 54 bin kamu binasının yalnızca yüzde 1,5'i elden geçirilmiştir...

Deprem bölgesinden dönen Büyük Çekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, bir depremde İstanbul'un vereceği kayıpları düşünmek bile istemiyorum, diyordu dün telefonda...
İstanbul ve diğer kentler depreme hazırlıksız... ölümü bekliyor ne yazık ki...

Günün Önemli Haberleri