Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Akkuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Van Gölü'nün 1650 metre yüksekliğe ve 3 bin 713 kilometrekarelik yüzey alanına sahip olduğunu söyledi. Yaklaşık 600 bin yıl önce oluşmuş göldeki su seviyesinin zaman zaman çekildiğini bazen de yükseldiğini belirten Akkuş, gölün içerisinde bilinmeyen birçok sırrı sakladığını ifade etti. Akkuş, göl sularının mevsim şartlarına bağlı çekilmesiyle ortaya çıkan adacığın bu gizemlerden biri olduğunu dile getirerek, "Belki de yüzlerce, binlerce yıl öncesinde karada olan bu ada parçası, suların yükselmesiyle su altında kaldı ve şimdi suların çekilmesiyle gün yüzüne çıktı." dedi. Göle küçük de olsa bir adanın daha eklendiğini anlatan Akkuş, şöyle konuştu: "Van Gölü'nün bu değerini turizme kazandırmamız lazım. Çünkü bugün dünyada gelişen sektörlerden biri de ekoturizm. Ülkeler, şehirler, sahip oldukları değerleri tanıtabilmek, dışarıdan illerine, ilçelerine, ülkelerine turist çekebilmek için nice tanıtım çalışmalarına giriyor. Van Gölü'nün altında devasa bir kale, dünyanın en büyük mikrobiyalitleri, Rus batığı ve inci kefali var. Bunları, bölge turizmine kazandırmalıyız. Van Gölü, içinde barındırdığı gizemlere adata koruyuculuk yapıyor. Bazen yükseliyor, o değerleri bağrına basıyor ve bu değerleri kötü amaçlı insanlardan muhafaza ediyor. Bazen de sularını geri çekiyor ve bu güzellikleri bizlerin gözleri önüne seriyor." Bölgede yaşayan vatandaşlardan Kurbani Özdaş ise çocukluğunun göl çevresinde geçtiğini ve ortaya çıkan adacığı ilk kez gördüğünü anlattı. Bölge halkı olarak adaya "Ercişli Emrah" isminin verilmesini istediklerini vurgulayan Özdaş, "Bu adanın ortaya çıkması bizi hayrete düşürdü. 1990 yılından sonra suların yükselmesiyle Van Gölü ilçemize yaklaşmıştı. Şimdi sular çekilince ada ortaya çıktı. İlçe dışından birçok fotoğraf sanatçısı adayı fotoğraflamak için geliyor. Ayrıca ada vatandaşların da ilgisini çekiyor." diye konuştu.