Cumhurbaşkanının
eşi Hayrünnisa Gül, İngiliz The Times
gazetesi muhabiri ile yaptığı söyleşide, muhabirin “laikler sizden
korkuyorlar” demesi üzerine, “siz benden korkuyor musunuz?” diye
sormuş…
Muhabiri bilmem ama
demokratik, laik, sosyal hukuk devletine inanan bir vatandaş
olarak, ben korkuyorum…
Gerekçelerim
var…
En önemlileri;
BİR-Ülkesini, “türbanı”
sebebiyle AİHM"ne şikâyet etmiş olması.
İKİ-Daha Çankaya köşküne
çıkar çıkmaz Atatürk"ün izlerini silmek için yoğun bir mücadeleye,
manevi bir istekle ve büyük maddi destekle girişmiş
olması.
ÜÇ-Cumhurbaşkanının,
cumhurbaşkanı olmadan önce, “Türkiye"de
laik sistemin sonu geldi. Kesinlikle laik sistemi değiştirmek
istiyoruz” demesi, eşinin, cumhurbaşkanının
en büyük destekçisi olması, zaten cumhurbaşkanının da AİHM"nde konu
karara bağlanıncaya kadar eşine büyük destek vermiş
olması.
Bu zihniyetin değişmiş
olduğuna asla inanmıyorum. Hepsinde hırs, intikam duygusu, bir
bakışta göze çarpıyor…
Röportaj devam
ediyor;
Hayrünnisa Gül, türbanı
için, “beynimi değil başımı örtüyorum” demiş…
Öyledir
mutlaka…
Düşünüyorum da, türban,
“beyni örtülü” kişilerin siyasi simgesi değil mi?
(Velev ki) bana göre
öyle…
Ve devam etmiş First Lady,
“sıcaklarda türban takmak zor oluyor, rahatsızlık
veriyor…”
Hah işte…
Hani türban
özgürlüktü?
Özgürlük, bir insana “hava
şartları” yüzünden rahatsızlık verir mi yahu?
Ben de hep merak ederdim,
türbana, “özgürlük” adını verenler, neden dışarıdan içeriye
girdiklerinde, hemen özgürlüklerini atıverirler bir köşeye
diye…