Bartın Valisinin karşılama düzeninde bir protokol hatası mı
olmuş ne, valimiz acayip kızmış.
"Beni yardımcı karşılayamaz, ben Cumhurbaşkanını temsil
ediyorum." demiş.
İnanmadım.
Koskoca vali, üstelik "halkın
seçtiği" Cumhurbaşkanını temsil ediyorum diye gerim
gerim gerilmez dedim.
Hatta öyle diyen bir vali olursa karşısına geçer; "Sen
benim kim olduğumu biliyor musun?" diye de pek güzel
sorarım dedim.
"Bilmiyorum" derse ona, "Ben
Cumhurbaşkanını o koltuğa oturtan kişilerdenim" derim
dedim.
Ama inanmadım ki.
Yaşını başını almış, memlekette Cumhurbaşkanını temsil eden,
görmüş geçirmiş bir vali nasıl olur da öyle kameralar önünde falan
kendi yaşlarına yakın insanları böyle azarlar.
Kesin fotomontaj, yalan haber falan dedim.
Yoksa, Cumhurbaşkanını temsil eden bir vali böyle
"ucubelikler" yapmaz dedim.
Meğer gerçekmiş!
Babam bir hikaye anlatırdı küçükkken bize;
"Fakir bir babanın oğlu bir başka ülkenin prensesiyle tanışır ve
evlenir. Bir müddet sonra o ülkenin Kralı olur. Kral olan oğul, bir
grup askeri görevlendirerek babasını huzuruna getirmelerini
sağlayarak babasına, "Baba gördün mü bak, sen bana adam
olamazsın dedin ama ben kral bile oldum." dediğinde,
baba oğluna dönerek, "Oğlum ben sana kral olamazsın
demedim, adam olamazsın dedim, bak sen kral olmuşsun ama hala adam
olamamışsın, adam olsaydın beni ayağına
getirtmezdin." der."
Gerçi konumuzla alakası yok ama aklıma geldi işte!
Aslında ben valiye kızmadım, valinin karşısında sus pus olan
Saadet Partisi İl Başkanı Ünal Yurtbay'a kızdım.
İnsan kendini bu duruma düşüren birinin karşısında eğilip bükülmek
yerine kendini savunmayı bilir. Hiçbir şey yapamıyorsan sessiz kal,
bu karşındakine daha da ağır gelir. Kimse kimseyi hele de kameralar
önünde bu duruma düşüremez. Karşılama protokolünden bahseden
sevgili valimiz de insanlık protokolünü öğrense süper olur.
Günün
sözü: Bir insanın karakterinin
gerçek göstergesi, ona faydası olmayacak insanlara ve onun
karşısında duramayacak insanlara nasıl
davrandığıdır. (Abigail
Buren)