Valilikten yeni yasak isim listesi
Abone olİstanbul Valiliği, İçişleri Bakanlığı emriyle nüfus müdürlüklerine yeni bir yasak isim listesi gönderdi..
Radikal Gazetesi'nin iddiasına göre İstanbul Valiliği'nin
İçişleri Bakanlığı emriyle ilçe nüfus müdürlüklerine gönderdiği
yasaklı isimler listesi, 12 Haziran 2003 tarihli. Yani Avrupa
Birliği'ne uyum sürecinde çıkan 6. paketin Meclis'e sevk edildiği
gün. Valilik sordu Yasaklı isimler konusunda yaşanan kargaşa ve
bazı mahkemelerin aileler lehine kararlar vermesi üzerine İstanbul
Valiliği, 8 Nisan 2003 günü İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık
İşleri Genel Müdürlüğü'ne başvurdu. İstanbul Vali Yardımcısı
Abdülkadir Bakan imzalı yazıda, isim yasağıyla ilgili İçişleri
Bakanlığı'nın üç ayrı genelgesiyle 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nun
'Çocuğun adını anne babası koyar. Ancak milli kültürümüze, ahlak
kurallarına, örf ve âdetlerimize uygun düşmeyen veya kamuoyunu
inciten adlar konulamaz' hükmünü getiren 16. maddesi hatırlatıldı.
Yazıda, 14 Haziran 2002 tarihli 13536 sayılı 2002/16 No'lu
genelgenin 11. maddesinin 'çocuklara kanun ve yönergede belirtilen
usul ve esaslara aykırı ad konulmak istendiği takdirde gereğinin
doğum tutanağının düzenlendiği yer valiliğince yapılması istendiği'
belirtildi. Valilik "Belirlenen ismin kanuna aykırı isim olduğunun
hangi kıstaslara göre ne tür bir heyet, komisyon veya kurul
marifetiyle belirleneceği" soruldu. İsmin kişiyle sıkı sıkıya bağlı
şahsi bir hak olduğu ve hiçbir kişi veya kurumun taşınan ismi iptal
edemeyeceği, kişiyi isimsiz bırakamayacağı ve isim iptali için dava
açılamayacağı yönünde kararlar bulunduğu vurgulanan yazıda, kanunda
da böyle bir hükmün olmadığı ve buna çeşitli Yargıtay kararlarında
da açıklık getirildiği anlatıldı. Bakanlık yanıtladı Valiliğin
sorularına İçişleri Bakanlığı adına Nüfus ve Vatandaşlık İşleri
Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Yaman imzasıyla yanıt verildi.
Yanıtta, konuyla ilgili genelgelerle, değerlendirmelerin
valiliklere devredildiği anlatıldı. Bunun üzerine ilgili genelgeler
ile Bakanlığa gönderilen sorular ve cevabi yazılar, 6. uyum
paketinin TBMM'ye sevk edildiği 12 Haziran 2003 günü İstanbul
Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü Mehmet Güngör imzasıyla
İstanbul'un 32 ilçesindeki nüfus müdürlüklerine dağıtıldı.
'Yanlışlık yapmayın' Güngör'ün yazısında, şöyle denildi:
"Uygulamada birlik ve bareberliğin sağlanması ve yanlış
uygulamalara yer verilmemesi açısından ilçe nüfus müdürlüklerinin
bir kez daha uyarılması gerektiği anlaşılmıştır. İlçe nüfus
müdürlüklerince 1587 sayılı kanunun 16. maddesinde belirtilen
hükümlere uymayan hiçbir ismin doğum tutanklarına geçirilmemesi,
kütüğe tescil edilmemesi ve bakanlık genelgeleri doğrultusunda
hareket edilmesi..." İlçe nüfus müdürlüklerine de Türk Dil
Kurumu'nca hazırlanan ve yasaklı 23 ismin anlamının yer aldığı bir
liste de gönderildi. TDK Başkanı Şükrü Haluk Akalın ve uzman Yaşar
Yılmaz imzalı liste 29 Mayıs günü İstanbul Valiliği'ne
gönderilmişti. Paket yasağı kaldırıyor 6. uyum paketiyle, Nüfus
Kanunu'nun 16. maddesindeki 'milli kültürümüze...' ibaresi
kaldırıldı. Yasa, 'çocuğa, ahlak kurallarına uygun düşmeyen veya
kamuoyunu inciten ad konulamaz' diye düzenlendi. Ama yönetmelik
hazırlanmadığı için uygulamada 'yasaya ters' genelgeler esas
alındı. Gelenekte yeri var mı bakalım! Türk Dil Kurumu (TDK)
tarafından hazırlanan listede yasaklı 23 ismin eşanlamları ve hangi
dil kökenine ait olduğu, Türk ad koyma geleneğinde yeri olup
olmadığı görüşü belirtildi. İşte isimler ve yorumlar: Aleyna:
Arapça edat, 'üzerimize olsun' anlamına gelmekte fakat ad koyma
geleneğimizde kişi adı olarak yer almamaktadır. Ali Sidar: Arapça
'yüce, yüksek' anlamına gelen Ali ile Farsça kökenli Sitar
sözlerinden oluşmaktadır. Sitar bir çalgı adı olmakla birlikte bazı
yerel ağızlarda 'ağaç gölgesi' anlamında da kullanılmaktadır. Fakat
ad koyma geleneğimizde bu biçimde bir birleşik ad yer almamaktadır.
Amine: Arapça 'güvenilir kimse' anlamına gelen bu söz, ad koyma
geleneğimizde Emine biçiminde benimsenmiştir. Arjin: Kaynaklarda
hakkında herhangi bir bilgiye rastlanılmayan bu söz ad koyma
geleneğimizde kişi adı olarak yer almamakta. Baver: Farsça kökenli
olan bu söz, 'tasdik, inanma, pek doğru' anlamlarında kullanılmakta
ve az da olsa ad koyma geleneğimizde kişi adı olarak yer
almaktadır. Berfin: Farsça bu söz 'kardan, karla ilgili' anlamında
kullanılmaktadır. Berivan: Kaynaklarda herhangi bir bilgiye
rastlanmayan bu söz, ad koyma geleneğimizde kişi adı olarak yer
almamaktadır. Delal: Arapça kökenli olan bu söz, 'naz, işve, cilve,
insana güzel görünen durum' anlamında kullanılmakta ve ad koyma
geleneğimizde kişi adı olarak yer almaktadır. Dilan: Farsça,
'Gönüller, yürekler' anlamına gelen Dilan sözü ad koyma
geleneğimizde daha çok son yıllarda gündeme gelen adlardandır.
Duhan: Arapça, 'duman, tütün' anlamına gelen bu söz, az da olsa ad
koyma geleneğimizde kişi adı olarak yer almaktadır. Ebrar: Arapça,
'Özü sözü doğru adamlar, hayır sahipleri, iğneci iğne satan'
anlamlarında kullanılan bu söz ad koyma geleneğimizde daha çok son
yıllarda gündeme gelen adlardandır. Elsem: Arapça, 'gerekli,
lüzumlu' anlamına gelen elzem sözünün farklı bir söyleniş biçimi
olabilir ancak ad koyma geleneğimizde kişi adı olarak yer
almamaktadır. Gabar: Sıradağların adıdır fakat ad koyma
geleneğimizde kişi adı olarak yer almamaktadır. Jiyan Nevroz:
Farsça iki ayrı sözcüğün birleşiminden oluşmaktadır. Jiyan,
'kızgın, hışımlı, kükremiş arslan' anlamında kullanılmaktadır.
Farsça 'yeni" anlamındaki nev ile 'gün' anlamındaki ruz sözünden
oluşan Nevruz, 'yeni gün, baharın ilk günü, Celali takvimine göre
yılbaşı, Türk musikisinde bir makam, Türk ergenekon bayramı, kişi
adı' anlamına gelmektedir. Muhammet Ali Şer: Bu birleşik ad
oluşturan Muhammet, 'birçok kere övülmüş, İslam dininin
peygamberinin adı' anlamında; Ali, 'yüce, yüksek'; Şer ise, 'ilahi
emir ve yasaklar' anlamında kullanılmakla birlikte Arapça kökenli
bu birleşik ad bizde daha çok Muhammet Ali biçiminde
kullanılmaktadır. Muhammet Bedevi: Muhammet, 'birçok kere övülmüş,
İslam dininin peygamberinin adı' biçiminde tanımlanmakta, Bedevi
sözü ise, 'çölde çadırda yaşayan göçebe, medeni olmayan kimse,
bedevilik tarikatından derviş' anlamlarında kullanılmakta fakat ad
koyma geleneğimizde kişi adı olarak yer almamaktadır. Musab Bin
Ümeyir: Sahabeden Musab Bin Umeyr'ın adıdır. Arapça kökenli Musab,
'isabet etmiş, rastlamış, üzerine düşmüş, müsbete uğramış'
anlamlarında kullanılmakta fakat ad koyma geleneğimizde bu biçimde
bir ad olarak yer almamaktadır. Rojda: Farsça kökenli söz, 'gün
veren' anlamında kullanılmakta ad koyma geleneğimizde kişi adı
olarak yer almamaktadır. Ronai: Elimizdeki kaynaklarda hakkında
herhangi bir bilgiye rastlanılmayan bu söz ad koyma geleneğimizde
kişi adı olarak yer almamaktadır. Rujin: Farsça kökenli. 'Aydınlık,
güne ait' anlamında fakat ad koyma geleneğimizde kişi adı olarak
yer almamaktadır. Sedam: Arapça, 'sağlam, dayanıklı' anlamında
kullanılan Saddam sözünün bozulmuş biçimi olabilir fakat ad koyma
geleneğimizde kişi adı olarak yer almaz. Serya: Elimizdeki
kaynaklarda hakkında herhangi bir bilgiye rastlanılmayan bu söz ad
koyma geleneğimizde yer almamaktadır. Şilan: Moğolcada 'padişah
sofrası, şölen', Farsçada bir meyve adı anlamında kullanılmakta
fakat ad koyma geleneğimizde kişi adı olarak yer almamaktadır.