Vakit yine kapı dışarı edildi

Abone ol

Vakit Gazetesi'ne yine engel. Önceki günlerde Alman Başbakan'ın toplantıya almadığı Vakitçiler, bu sefer de askeri çevreler tarafından aynı muameleye mağruz kaldı.

Genelkurmay Başkanlığı'nın, Harp Akademileri Komutanlığı'nda düzenlediği "Bilgi Çağı ve Teknolojik Gelişmeler Işığında Toplum, Yönetim, Yönetici ve Lider Yaklaşımları" konulu uluslararası sempozyuma İslâmi hassasiyetleriyle bilinen gazete ve televizyonların temsilcilerinin alınmaması tepki topladı. Sempozyuma alınmayan gazete ve televizyonların temsilcileri Genelkurmay Başkanlığı'nın söz konusu uygulamasını "ayrımcılık" olarak değerlendirdiler.
KARAHASANOĞLU: TARİH MAHKÛM EDECEK
Gazetemizin Hukuk Danışmanı ve Yazarımız Ali İhsan Karahasanoğlu; sempozyuma yabancı gazetecilerin ve yabancı konuşmacıların alındığını, Vakit gazetesi muhabirlerinin ise kapı dışarı edildiğini söyledi.
"35 bin kişinin katili Apo'nun yargılanmasını adil bulmayan AB ülkelerinden gelen konuşmacılar, yabancı gazeteciler bile sempozyuma alındı. Özbeöz Türk gazeteciler ise salon dışına itildi" diyen Karahasanoğlu, "Adı Hıristiyan'dan bozma Christian, sempozyumda baş köşede.. Adı Mehmed olan Türk gazeteciler ise kapının dışında.. Genelkurmay yetkilileri tam bir çelişki içinde" dedi.
Sempozyumda sunulan bildirilerden çok, gazetecilere yapılan ayrımcılığın konuşulduğunu hatırlatan Karahasanoğlu, "Vakit gazetesinin iki muhabirini Harp Akademileri'nin kapısından geri çevirenler, açıkça ayrımcılık yapıyorlar.. Bu apaçık bir hukuk ihlalidir. Başbakanlığın verdiği sarı basın kartını taşıyan bir gazeteciye 'Akredite değilsin' demek, Başbakanlık makamına saygısızlıktır. Bu saygısızlığın sorumluları bugün şu veya bu sebeble yargılanamıyor olsalar da, yarın hukuk devleti ilkesinin hakim olduğu sistemde mutlaka yargılanacaklardır. Türkiye'de hiç kimsenin, Başbakanlığın verdiği bir kimlik kartını geçersiz sayma hakkı yoktur! Bu yönde karar alanları tarih mahkûm edecektir" diye konuştu.
BEKİ: BU, DÜPEDÜZ AYRIMCILIKTIR
Kanal 7 Ankara Temsilcisi Akif Beki, Genelkurmay Başkanlığı'nın söz konusu uygulamasının zamanın ruhunu her zaman en yakından izlemiş bir kurum olan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yakıştıramadığını söyledi. "Bu, düpedüz bir ayrımcılıktır" diyen Beki, "Bu uygulama, Türkiye'nin modern yüzünü temsil etme iddiasındaki bir kurum için gerçekten artık sırtında taşımaması gereken bir kambur ve ayıp haline gelmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir an önce ve zaman kaybetmeksizin bu durumu yeniden değerlendirip çağa, demokrasiye ve çoğulcu açık toplum anlayışına uygun yeni bir tutum geliştireceğini umut ediyorum. Aksi takdirde zaman kendi koşullarını zaten dayatacaktır. Ama dış etkenlerin bir sonucu olarak bu tutumun değişmesini görmek bizi daha fazla rencide eder. Temennimiz bir an önce daha fazlasıyla geciktikleri bu yanlıştan dönmelidir" dedi.
SADIKOĞLU: GENELKURMAY'IN TEK TARAFLI
OLMASINI YADIRGIYORUM
Yeni Şafak gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Selahattin Sadıkoğlu da, Genelkurmay Başkanlığı'nın söz konusu uygulamasını ayıpladığını söyledi. Genelkurmay Başkanlığı'nın taraflı olmaması gerektiğine dikkat çeken Sadıkoğlu, "Bu ordu herkesin ordusudur. Bu ülkede yaşayan herkes, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde askerliğini yapmıştır. Genelkurmay Başkanlığı'nın tek taraflı olmasını yadırgıyorum ve ayıplıyorum. Bizim gibi gazete ve kurumlar, ordumuzu Peygamber Ocağı olarak biliyor. Bu uygulamayı sadece ayıplıyorum" diye konuştu.
ILICAK: BU UYGULAMA ÇOK BÜYÜK BİR AYIP
Dünden Bugüne Tercüman gazetesi Başyazarı Nazlı Ilıcak ise, Genelkurmay Başkanlığı'nın akreditasyon uygulamasını çok büyük bir ayıp olarak değerlendirdiğini belirterek, "Kayıp bizim kaybımız değil, kendilerinin kaybı. Ben onların yerinde olsam, demokratik ve hür dünyaya karşı kendimi son derece mahçup hisseder ve utanırdım" dedi.
Genelkurmay'ın kendi kafalarında gazeteleri birtakım kompartımanlara böldüğünü ve ona göre bir değerlendirme yaptığına dikkat çeken Ilıcak, "Bu komik bir tavır. Biz demokrasiyi savunuyoruz, onlar bu tavırları ile daha farklı bir rejimi savunuyorlar. Çünkü demokrasi demek, kişilere adaletli ve eşit davranmak demektir. Bu uygulamadan üzülecek bizler değil, kendileri olacak. Demokrasi kazanacağına göre ve ileride de ister istemez Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanacağına göre, bu uygulama nereye kadar sürdürebilirler?" diye sordu.
Askeri mahkemelerin Milli Savunma Bakanlığı'nın denetimi altında olduğu için askeri davaları takip edebildiklerini hatırlatan Ilıcak, "Daha önce Anayasa suçu işliyorlardı. Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı'na bağlandığında, Milli Savunma Bakanı'nın talimatıyla bu ayrımcılık kalkacak" diye konuştu.
Genelkurmay Başkanlığı'nın basına yönelik ayrımcılığı hakkında Başbakanlığa dilekçe vereceğini, söz konusu dilekçenin reddedildiği taktirde Danıştay'a dava açacağına dikkat çeken Ilıcak, "Anayasa ve kanunlara aykırı olan uygulamanın kaldırılması için hukuki yolları sonuna kadar kullanacağım" şeklinde konuştu.
VAKİT MUHABİRLERİ İÇERİ ALINMADI
Sempozyumun 12 Mayıs 2005 tarihli oturumuna gazetemiz muhabirleri alınmamıştı. Gazetemizin yanı sıra Milli Gazete, Zaman, Yeni Şafak ve Dünden Bugüne Tercüman gazeteleri ile Kanal 7 ve Samanyolu televizyonu muhabirleri de listede isimleri bulunmadığı gerekçesiyle sempozyumu izleyemedi. Gazetemize konuşan Genelkurmay Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Bölümü'nden Albay Ekrem Budak, "Çağrılması gerekenler çağrıldı. Vakit gazetesi akredite değil. Yarın gerçekleştirilecek (bugün) sempozyuma da alınmayacaksınız" demişti.

Kaynak : www.vakit.com.tr

Günün Önemli Haberleri