Vakıfbank'a yorumsuz mektup
Abone olBir personelin Vakıfbank Genel Müdürü Ahmet Kaçar'a yazdığı mektuba sayfalarımızda yorumsuz bir şekilde yer veriyoruz.
Genel Müdür’e açık mektup Sayın Vakıfbank Genel Müdürü, Ahmet
Kaçar, Tercüman Gazetesi’nde yayınlanan demecinizde, Vakıfbank’ta
yaşanan olayların sızmasını, ‘kurumunu sevmeyen bir personel’ diye
adlandırmışsınız. Vakıfbank’a yıllarını vermiş biri olarak
çalışanlara yönelik bu değerlendirmenize çok alındığımı bilmenizi
isterim. Bildiğiniz gibi bankamızda her yıl ücretsiz izine
çıkarılan personel yılda bir kaç ay izinli olduğu halde gelip
görevinin başında oldu. Bunları, ‘kurumun menfaati için yaptık’
denildi. Yıllarca mesai almadık Biz de uyduk. Yılardır mesai
almadan hafta sonları dahil çalışıyoruz. 7 binden fazla insan bu
özveriyle çalışırken, yöneticilerimiz ne yaptı? Bu sözlerime, ‘biz
yoktuk’ gibi bir mantıkla cevap verebilirsiniz. Siz yoktunuz ama bu
eziyeti yıllardır biz çekiyoruz. Geçim sıkıntısı çeken
arkadaşlarımızdan bazılarının ne durumda olduklarını siz bizden iyi
biliyorsunuz. Ömrünün en güzel yıllarını dolayısıyla bütün
enerjisini bu banka için harcamış ve hatta istikbalini bu bankaya
bağlamış memurlarınızdan birisi olarak kurumumuzu sevmeme gibi bir
lüksümüz bile olamaz. Lakin isyanım büyük. Tehdit ve baskıyla
ücretsiz izin dilekçelerimizin imzalatılıp, izinli olduğumuz
günlerde cebimizde para olmadığı halde zorla işe çağrılıp aylarca
çalıştırıldığımız günleri unutamıyorum. Hafta sonları dahil gece
yarılarına kadar çalışıp mesai ücreti almadığımız gibi, yol ve
yemek paramızı cebimizden ödediğimiz günleri de unutamıyorum. Her
fırsatta bir aile olduğumuzu ve bankayı düzlüğe çıkarmak için çok
çalışmamız gerektiğini söyleyen yöneticilerimizin, bu ailenin reisi
olarak soframızdaki ekmeğimizi çalıp kendilerini kayırmış
olmalarını hazmedemiyorum. Bugüne kadar gasbedilen haklarımı,
istikbalimi geri istiyorum. Yıllarca zam almadan sürülme ve işten
atılma gibi üstü kapalı tehditlerle çalışıp bankaya olan
bağlılığından ve dürüstlüğünden hiç taviz vermemiş biri olarak
soruyorum. Bir banka genel müdürünün en kritik zamanda istifa edip,
bir siyasi partiden milletvekili adaylığını koymasını niçin
sorgulamıyorsunuz? Bugüne kadar bankamızdan şahsi çıkarlar sağlamış
olanlar ellerini kollarını sallayarak refah içerisinde yaşarken,
bütün bunların faturası neden personelden çıkarılmak isteniyor?
Bankamız 1954 yılında bankacılık hizmetlerinin yanı sıra vakıf
eserlerini yaşatmak gibi kutsal bir amaçla kurulduğu halde zaman
zaman birilerinin çirkin emellerini süslemek için kullanıldı. Şimdi
lütfen siz cevap verin; Bütün bu şartlar altında, sözü edilecek
olan konu, sıkıntılarını kamuoyuyla paylaşan ve tarafınızdan,
‘kurumunu sevmeyen’ personel olarak adlandırılan çalışanlar mı,
yoksa personelini hiç düşünmeyen ve sevmeyen kurum yöneticileri mi?
Hürmetle. Hain olmayan bir personel.