Vakıfbank, IMF için öncelikli değil
Abone olKacar, ''2005 yılının ilk çeyreğinde, Bankamızın inşallah halka açılacağını düşünüyorum'' dedi.
Vakıfbank Genel Müdürü Ahmet Kacar, ''2005 yılının ilk
çeyreğinde, Bankamız inşallah halka açılacak diye düşünüyorum''
dedi. A.A muhabirinin sorularını yanıtlayan Vakıfbank Genel Müdürü
Kacar, ekonomide önemli iyileşmeler görüldüğünü, 2004 yılında
artık, bankaların da yatırımlara ve reel sektöre kaynak aktarmaya
başlamasının zamanının geldiğini söyledi. Banka olarak
işadamlarının yatırıma yönelmeleri, yeni iş sahalarının açılması ve
istihdam sorunun çözülmesine önem verdiklerini anlatan Kacar,
işadamları ve yatırımcıların ihtiyaç duyduğu her türlü kredi temini
için, gerekli hazırlıkları yaptıklarını bildirdi. Artık bankacılık
sektöründe faizlerden elde edilen kar marjlarının düştüğünü, bu
nedenle kredi hacminin büyümesinin önem taşıdığını ifade eden
Kacar, şöyle konuştu: ''Faizlerin önemli oranda düşmesi nedeniyle,
faizlerden elde edilen kar marjları düştü bankacılık sektöründe.
Dolayısıyla bankaların faiz gelirlerinde önemli oranda azalma
olacak. Ama bankaların giderleri artmaya devam ediyor. Bunu
kompanse edebilmenin yollarından birisi, kredi hacminin büyümesi...
Buna önem verilmesi gerekiyor. Faiz gelirleri bankaların kredi
hacimlerinin artmasına neden olacaktır. Onun için de bankaların
2004 yılı içerisinde bu çerçevede hazırlanmaları gerekiyor. Bir de
maliyetlerini verimlilik ilkelerine uydurmaları gerekiyor artık.
Verimlilik derken teknolojiye, ürünün çeşidine, ürünün kalitesine,
ürünün bankaya birim maliyetine herşeye dikkat etmeleri gerekiyor.
Birçok arkadaşım buna (artık gerçek bankacılık zamanı) diyor.
Haklılar da... Artık gerçek bankacılık zamanı, bunu bu yıl
içerisinde göreceğiz. Bankalar da enflasyonsuz bir şekilde yaşama
2004 yılı içerisinde ayak uyduracaklar.'' TÜKETİCİ KREDİLERİ
FAİZLERİNDEKİ DÜŞÜŞ Bureysel kredilerin faiz oranlarındaki düşüş
konusundaki görüşlerini açıklayan Ahmet Kacar, faizlerde önemli
düşüşler olduğunu, fakat zararına bir düşüşün olmadığını söyledi.
Banka olarak kendilerinin de tüketici kredisi faizlerinde indirime
gittiklerini anlatan Kacar, Vakıfbank olarak bireysel bankacılıkta
çok önemli mesafeler kat ettiklerini ve kredi takiplerinin oldukça
sağlıklı olduğunu vurguladı. Tüketici kredilerindeki yeni faiz
oranlarında tekrar bir indirime gitmeden, bir süre daha aynı
düzeyde seyretmesinde yarar gördüğünü de ifade eden Kacar, şunları
kaydetti: ''Fiyatların oturması açısından, bireysel kredi
faizlerinin bir müddet daha bu düzeyde seyretmesinde yarar
görüyorum. Yoksa rekabet nedeniyle hergün faiz oranlarını aşağı
çek, bunun sonu olmaz. Hem faiz gelirlerimizden karlarımız azaldı
hem de fiyatları aşağı çekiyoruz. Çekerken maliyetleri gözardı
etmememiz lazım. Maliyetlerle paralel hareket etmemiz lazım. Bu
konuda da birçok banka arasında farklılıklar var. Bunlar tamamen
bankalarnın kendi verimlilik ilkelerine göre yapmaları gereken
şeyler.'' BANKA'NIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ Vakıfbank'ın özelleştirilmesi
konusundaki soruları da yanıtlayan Genel Müdür Kacar, geçtiğimiz
haftalarda 7. Gözden Geçirme görüşmeleri için bulunan IMF heyetinin
Vakıfbank konusunu açmadığını bildirdi. Kacar, konuyla ilgili şu
açıklamada bulundu: ''Ben hem IMF heyetinin hem de Dünya
Bankası'nın sayın bakanımızla yaptığı iki görüşmede de bulundum.
Her ikisinde de Banka ile ilgili hiç bir şey görüşülmedi. Sayın
bakanımızın olduğu toplantıda, birinci dereceden dile getirmek
gerekiyordu ama öyle birşey olmadı. IMF, Vakıflar Bankası'nı
mutlaka izliyordur ama artık Vakıflar Bankası'nın IMF için
öncelikli bir konu olduğunu düşünmüyorum. Banka, kamu için bir
problem üretiyor mu, yararlı mı, zararlı mı? Asıl olan bunlar
bence. Vakıflar Bankası artık, kamuya yük olan bir banka değil.
Aksine şu anda reel sektöre en iyi şekilde destek veren, ülke
ekonomisinin kalkınması için gerekli koşulları en iyi şartlarla
temin etmeye çalışan, kar eden, rekabetçi bir banka. IMF ve Dünya
Bankası'nın Banka için bunu gördüğüne inanıyorum.'' Vakıfbank'ın
sorunlarının büyük bir bölümünün çözüldüğünü, kalanların da
çözülmeye devam edildiğini belirten Kacar, fakat piyasa koşulları
oluşmadan Banka'nın satılmasının yanlış olduğunu söyledi. ''GÜNÜ
GELDİĞİNDE SATILACAK'' Vakıfbank'ın, yüzde 25'i çalışanların olan,
rekabetçi ve özel sektör mantığıyla çalışan bir banka olduğunu
vurgulayan Kacar, ''verimlilik açısından baktığınız zaman, sadece
devlet mantığıyla çalışan bankalar var. Onlar dururken Banka'nın ön
plana çıkartılması bir haksızlık. Biz Vakıfbank'ı günü geldiğinde,
koşullar uygun olduğunda özelleştirilmesine tamamen katılıyoruz''
diye konuştu. Banka'nın satılması için ülke ekonomisi ve bankacılık
sektörünün ve Banka'nın özelleştirme için uygun koşullarda olması
gerektiğini ifade eden Kacar, bu 3 koşul biraraya gelmeden erken
hareket etmenin veya geç kalmanın yanlışlık olduğunu kaydetti.
Vakıfbank büyüklüğündeki bir bankanın şu anda satılamayacağını
belirten Kacar, şöyle konuştu: ''Ederi yüksek, büyük bir banka,
kimsenin buna şu anda kolay kolay gücü yetmez. Bu sene içerisinde
bakıyorsunuz, dünkü değerine bu sene 600 milyon dolar daha katkıda
bulundu (karla). Alıcı bulmak da zorlacağınız zaman, bunu ısrarla
satışa çıkarmanız Banka'nın performasını çok olumsuz etkiliyor.
Bankaya haksız rekabet yapılıyor. Yani hergün özelleştirilecek bir
kurumun yaşacağı hadiseleri düşünebiliyor musunuz? Başkaları bu
sıkıntıyı çekmiyor. Ben hem özelleştirme problemi ile uğraşıyorum
hem bankanın sorunlarını çözmeye çalışıyorum hem de kar etmeye
çalışıyorum. Dolayısıyla bu bir haksız rekabettir. Bunun sık sık
gündeme getirilmesi bana göre çok iyi bir niyet değil, banka için
bir art niyettir.'' Koşullar uygun olduğu zaman gerekli
özelleştirmenin yapılacağını ifade eden Kacar, ''Bizim planımız da
şu: 2005 yılının ilk çeyreğinde Banka son 3 yıl üst üste kar etmiş
olacak. Geçmişteki zararlarını telafi etmiş olacak. Bütün
sorunlarını çözmüş olarak ve halka arz edildiğinde vatandaşlar
tarafından da ısrarla talep edilecek bir cazibe noktasına gelecek.
2005 yılının ilk çeyreğinde Banka, inşallah halka açılacak diye
düşünüyorum. Bizim bütün stratejimiz bunun üzerine'' diye konuştu.
BANKA'NIN GAYRİMENKULLERİ Banka'nın gayrimenkulleri konusunda da
bilgi veren Kacar, ihtiyaç fazlası gayrimenkullerinin değerinin
yaklaşık 400 trilyon olduğunu söyledi. Finans dışı iştiraklerden
hızla kurtulduklarını, geçen sene 144 milyon dolarlık gayrimenkul
ve iştirak sattıklarını kaydeden Kacar, 2004 yılı içerisinde de 100
trilyona yakın gayrimenkulu satabileceklerine inandıklarını
kaydetti.