Vahşetin sanıklarından kan donduran ifade
Abone olBursa’nın Gemlik ilçesinde, gayrimeşru ilişki sonucu dünyaya gelen bebeği boğarak öldürdükten sonra, gömerek üzerine parke taşı döşedikleri ...
Bursa’nın Gemlik ilçesinde, gayrimeşru ilişki sonucu dünyaya
gelen bebeği boğarak öldürdükten sonra, gömerek üzerine parke taşı
döşedikleri iddia edilen ve aralarında bir polis memurunun da
bulunduğu 4 tutuklu sanığın yargılanmasına başlandı.
3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Adam öldürmek ve suç delillerini
karartmak” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen
bebeğin annesi F.D. (21), anneannesi N.G. (38), dedesi S.G. (45)
ile polis memuru M.Ç. (38), ilk kez hakim karşısına çıktı. Geçen
yıl 7 Haziran’da Gemlik’te meydana gelen, bebek cinayetiyle ilgili
yargılanan sanıkların duruşmasında geniş güvenlik tedbirleri
alındı. Mahkeme heyeti, sanıkların tek tek ifadesini alarak vahşeti
aydınlatmaya çalıştı.
“TÖREDEN KORKTUĞUM İÇİN HAMİLELİĞİMİ KORSE İLE GİZLEDİM”
İlk ifadesi alınan anne F.D., “Polis memuru olan tutuklu sanık M.Ç.
ile babam S.G. birlikte hayvancılık yapmışlar. Polis M.Ç., benim
daha önceki cinsel istismar olayımı bildiğini söyleyerek, benimle
arkadaşlık kurdu. Benimle evlenip, beni buradan götüreceğini
söyledi. Mayıs ayında kendi evine davet etti. Ben de evine
gittiğimde, kendi rızamla ilişkiye girdim. İlişkiden 2-3 ay sonra
hamile olabileceğimi düşündüm. Bunu polis M.Ç.’ye söyledim. O da,
‘Kesinlikle benden hamile değilsin’ diyerek bebeği kabul etmedi.
Birkaç kez Bursa ve İstanbul’da doktora gittik. Hamile olduğum
kesinleşince, M.Ç. bebeğin alınmasını istedi. Fakat bebeğin kürtaj
zamanı geçtiği için alınmadı. Hamileliğimin 5. ayında, M.Ç.’nin
tanıdığı bir doktora daha gittik. Zamanı geçmiş olmasına rağmen
doktor 10 bin lira para istedi. M.Ç. parayı bulamayınca, bana
şiddet uygulayıp, beni köye gönderdi. Annem ve babamın hamileliğimi
öğrenmemesi ve töreden korktuğum için sürekli korse takıp, şişen
karnımı herkesten gizliyordum. Bir süre sonra annem durumu öğrendi.
Beni hemen görücü usulü nişanladı. Ardından Orhangazi’deki bir
hastanede doğum yaptım. Hastaneden çıktıktan sonra, annemle
birlikte Gemlik’e geldik. Annem, çocuğu kucağımdan alıp, ‘Ben bunu
yuvaya vereceğim, sen git. Baban duyarsa başımıza iş açılacak”
deyip beni gönderdi. Eve geldiğimde hemen odama geçip uyudum.
Ertesi gün anneme sorduğumda, çocuğu yuvaya verdiğini ve bir daha
bu konu hakkında konuşmamamı söyledi” dedi.
Bir süre sonra, sağlık ocağından bir görevlinin arayıp, çocuğu
getirmesini istediğini ifade eden F.D., “Annem N.G. telefonu
elimden aldı. Çocuğu evlatlık verdiğimizi söyledi. Hemşireler
durumu polise bildirince, karakoldan çağrıldık. Durumu öğrenen
polis M.Ç., beni arayıp, kendisinden bahsetmememi, çocuğun başka
biriyle olan ilişkiden doğduğunu söylememi istedi. Ben de buna göre
bir ifade verdim. Ardından iki kez daha karakoldan arandık,
durumumdan şüphelendikleri söylendi. Ben de polis M.Ç. ile olan
ilişkimi olduğu gibi anlattım. Annemle hiçbir şey konuşmadık.
Bebeğin nasıl öldürüldüğünü hala bilmiyorum. Olay gecesi kazı
yapıldığına dair bir ses de duymuş değilim” diye konuştu.
“ASIL SUÇLU BEN VE POLİSTİR, BEBEĞİ BİRLİKTE GÖMDÜK”
Tutuklu anneanne N.G., asıl suçlusunun kendisi ve polis M.Ç.
olduğunu belirterek, insanın kanını donduran bir ifade verdi. Kızı
F.D.’nin, M.Ç. ile ilişkisinden hamile kaldığını öğrenince, çocuğun
alınıp alınmayacağı hususunu M.Ç.’ye sorduğunu ifade eden N.G.,
“M.Ç., ‘Bebeğin icabına siz bakacaksınız. Yoksa seni ve aileni
öldürürüm’ diyerek beni tehdit etti. Kızımı doğumdan sonra eve
gönderdim. Niyetim, bebeği karakolun önüne bırakıp, kaçmaktı. O
sırada bebek ağladı. Bu sırada M.Ç.’nin bana tecavüz ettiği, kızıma
yaptıkları ve bebek ile ilgili söyledikleri aklıma geldi. Ben bebek
sussun diye göğsüme bastırdım. Bebeğin öldüğünü anlayınca da,
bebekle birlikte eve geldim. Herkes evdeydi. Bebeğin cesedini ahıra
koydum. Eşim ve çocuklar uyuduktan sonra, gece yarısı M.Ç. eve
geldi. Ben bebeği öldürdüğümü söyleyip, ne yapacağımız sordum. O da
bana vurdu. Bahçeye çukur açtı. Bebeği çukura ben koydum. Sonra da
üzerini kapattık. Beni bu olaya M.Ç. azmettirmiştir. Eşim S.G. de,
bebeğin gömüldüğü yerin üzerine parke taşı döşedi. Ama o bebeğin
orada gömülü olduğunu bilmiyordu. Eşimin bu olaylardan hiç haberi
olmadı” şeklinde konuştu.
’’BANA İFTARA ATILIYOR’’
Tutuklu polis memuru M.Ç. ise çok büyük bir iftiraya maruz
kaldığını ve kendisini nasıl ifade edeceğini bilmediğini belirterek
şöyle konuştu:
“Ben N.G.’nin iftirasına uğradım. F.D. ile onun rızasıyla ilişkiye
girdim. Ama bebeğin benden olması mümkün değil. Bana F.D.’nin bir
başka kişiyle olan yasak ilişkisi sonucu hamile kaldığını söylendi.
Ben onlara vicdanım rahatsız olduğu için yardım ettim. Her
seferinde de bebeği sordum. Kürtaj için benden yardım istediler.
Bursa’daki bir doktora gidip görüştük. Bebeğin kürtaj süresinin
geçtiğini söyledi. Benim bebeğin öldürülmesi ve gömülmesiyle hiçbir
ilgim yoktur. Suçsuzum”
Diğer tutuklu sanık dede S.G. ise olay yerinde bebeğin gömülü
olduğunu bilmediğini, kızının düğününden sonra bahçeyi düzenlemek
için parke taşı döşediğini söyledi. Olaylarla uzaktan yakından
hiçbir ilgisinin olmadığını söyleyen S.G., “Ben kızımın polis
memuru M.Ç. ile olan ilişkisini bilmiyordum. Bilsem burada bu
davadan dolayı değil, 3 kişiyi öldürdüğüm için yargılanıyor
olurdum” dedi.
Mahkeme, sanık polis memurunun kullandığı telefonun görüşme
kayıtlarının istenmesine ve diğer şahit polislerin belirlenerek
dinlenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
(İHA)