Vadi yüzünden kabine birbirine girdi
Abone olİsrailli bakanlar Türkiye konusunda kavgaya tutuşmuşlar. İki bakanın tartışmasında ağır laflar havada uçuşmuş.
İsrail’de yayınlanan Haaretz gazetesi, Türkiye’ye karşı ılımlı
tavrıyla bilinen İsrail Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanı Benjamin
Ben-Eliezer ile son Ankara-Tel Aviv krizinin mimarı olan Dışişleri
Bakanı Avigdor Lieberman’ın, Almanya ziyareti sırasında Türkiye ve
"Kurtlar Vadisi Pusu" dizisi yüzünden tartıştıklarını yazdı.
Gazetenin köşe yazarlarından Yossi Verter, tartışma esnasında
Ben-Eliezer'in Lieberman'a, "Eğer arkadaşım olmasaydın seni
shawarma (Türk döneri) yapardım" dediğini, İsrail
Dışişleri Bakanı'nın da Ben-Eliezer’i “fino köpeği gibi
davranmakla” suçladığını iddia etti.
Haaretz yazarı Verter tarafından kaleme alınan yazıya göre, geçen
hafta Başbakan Benjamin Netanyahu’nun başkanlığındaki heyetle
Almanya’ya resmi bir ziyaret gerçekleştiren iki bakan, Almanya
Başbakanı Angela Merkel ile düzenlenen basın toplantısının ardından
İsrail büyükelçiliğine gitti.
Sanayi Ticaret ve Çalışma Bakanı Benjamin Ben-Eliezer |
Verter’e göre, iki bakan, İsrail’in Almanya Büyükelçisi Yoram
Ben-Zeev ile birlikte en az 10 kişinin daha bulunduğu diplomatlar
salonunda Türkiye tartışmasına tutuştu. Lieberman, Ben-Eliezer’i
“fino köpeği gibi davranmakla” suçlarken,
Ben-Eliezer de Dışişleri Bakanı’nın çifte standart uyguladığını
söyledi. Olay sırasında orada bulunan bir kaynağa dayandırılan
habere göre, Ben-Eliezer’le Lieberman arasındaki Türkiye tartışması
aynen şöyle gerçekleşti:
- Ben-Eliezer: “Dışişleri Bakanlığı’nın
ayrıştırıcı değil birleştirici unsurlar bulması lazım. Bakanlığın
on yıllar içinde oluşan politikalarını yerle bir ediyorsun. Eğer
arkadaşım olmasaydın seni shawarma (Türk döneri) yapardım.”
- Lieberman: “Sen geleneksel Musevi yaklaşımına
takılıp kalmışsın. Yani hep efendilerini mutlu etmeye
çalışıyorsun.”
"MISIR VE ÜRDÜN'DEKİ DİZİLERE NİYE
KIZMIYORSUN?"
- Ben-Eliezer: “Mısır ve Ürdün’de her gün İsrail
karşıtı televizyon dizileri yayınlanıyor. Onlara niye
kızmıyorsun?”
- Lieberman: “Fark şu ki, Mısırlılarla Ürdünlüler,
Türkiye Başbakanı’nın yaptığı gibi, Ahmedinecad’ın en iyi dostları
olduğunu söylemiyorlar ve sabah akşam İsrail’in cumhurbaşkanıyla
başbakanına saldırmıyorlar. Yakında siz Mapaynikleri (İşçi
Partisi’nin selefi olan Mapay partisi taraftarı) soyu tükenmekte
olan tür ilan edip Brei Ayish hayvanat bahçesine koyacaklar. Orası
bile size büyük gelecek.”
- Ben-Eliezer: “Niye işi kişiselleştiriyorsun?
Torunum, bunun konuyla alakası yok, deyince ona şöyle diyorum:
Konuyu saptırma, anlamlı bir şey söyle.”
- Büyükelçi Ben-Zeev: “Almanya’da büyük bir Türk
azınlık var. Türk Başbakanı bir süre önce buraya geldi. Bir Türk
topluluğa hitap etti ve ülkelerine olan bağlılıklarından
vazgeçmemelerini söyledi.”
- Ben-Eliezer: “Bak işte, görüyor musun? Böyle
söyledi diye Almanlar keçileri kaçırmadılar.”
"FİNO KÖPEĞİ OLMAK İSTEYEN OLSUN"
- Lieberman: “Fino köpeği olmak isteyen fino
köpeği olsun. Ortadoğu’da başka seçeneğimiz yok. Bazen sinirden
kendini kaybetmiş gibi davranman gerekir.”
- Ben-Eliezer: “Almanya’nın İran’la bir sürü
ticaret ilişkisi var. Bugün bütün gün boyunca Almanlarla birlikte
oturduk ve iyi dostuz. Eğer eleştirecek bir şeyi olsa bile, bunun
nasıl dile getireceğimiz bellidir. Türkiye’nin bizden uzaklaşma
süreci, Avrupa Birliği’nin kendilerini kabul etmemesinden sonra
Araplara doğru itilmeleriyle başladı. Buna liderlerimiz
aracılığıyla biz de çirkin bir şekilde katkıda bulunduk. (Ben
Eliezer burada Olmert’in Gazze operasyonunun başlamasından iki gün
önce Ankara’yı ziyaret etmesini ve Türkleri kızdırmasını
kastediyor.)”
- Lieberman: “Sen onlardan korkuyorsun. Tek
istediğin onları yatıştırmak ve haklı çıkarmak.”
- Ben-Eliezer: “Ben kimseden korkmam. Ben
savaşlarda yaralandım. Ben sadece kendimizi Müslüman dünyadan
soyutlamanın çıkarlarımıza nasıl hizmet ettiğini
anlayamıyorum.”